Yıldırım konuşmasında şunları dile getirdi:
Peygamber Efendimiz (s.a.v) "Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle düzeltin, gücünüz yetmezse dilinize düzeltin, ona da gücünüz yetmezse kalben buğz edin, bu imanın en alt derecesidir" dedi. Efendimiz'in her sözüne iman ettik bu sözüne de iman ediyoruz. Bazı hadis alimlerimiz bu hadisi açıklarken şöyle açıklıyorlar elinde güç olmayan, sıradan insanlar kalben buğz edecek ama eğer Allah birine bir kürsü verdiyse, bir alimse, bir davetçiyse, bir hocaysa sözüyle diliyle kelimeleriyle toplumda etkili olma adına Allah'tan bir nimet ile karşı karşıya kalmışsa o alim kalben buğz edemez bu doğru değil, o davetçi dille cihat etmek zorundadır, halkı irşat etmek, yöneticileri de uyarmak zorundadır, eğer yöneticilere bu uyarıyı yapmazsa yarın Allah katında sorumludur ve bunun hesabını verecektir. Bu kardeşinizin feryadı bu. Bana bazı dostlar diyorlar ki "Hocam sen ne güzel siyer anlatıyordun, toplumun her kesimi seni seviyordu, sen niye bazılarını kızdırdın?" Ben Allah'ı kızdırmamak için onlara konuşuyorum. Çünkü yarın bunun hesabını bana Allah soracak. Eğer bir kötülük gördüğümüzde en gür seda ile "yanlış kardeşim bu" demeyeceksek Ömer'den, Ebu Bekir'den, Osman'dan Ali'den bahsetmeyelim, kapatalım kitapları evimizde oturalım.
