2021 yılında düzenlenmesi planlanan ancak pandemi sebebiyle 2022 yılına ertelenen Konya 2021 5. İslami Dayanışma Oyunları’nın startı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Cezayir Başbakanı Eymen Bin Abdurrahman, Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye ve Kuveyt Spor Bakanı Abdurrahman Al Mutairi‘nin katılımıyla Konya Büyükşehir Stadyumu’nda verildi.

8 ayrı dilde mesaj

Oyunların başlangıcından önce  Saadet Partisi tarafından, valilik karşısında bulunan Karatay İlçe Teşkilatı’na asılan pankart dikkat çekti. Pankartın orta bölümünde Türkiye’nin de kurucu üyesi olduğu Gelişmekte Olan 8 Ülke (D8) organizasyonunun logosu bulunurken üst tarafında ise ilk kuruluş dönemine ait 54. Hükümet’in Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın üye ülke liderleriyle Çırağan Sarayı’ndaki fotoğrafı ve Saadet Lideri Temel Karamollaoğlu’nun geçtiğimiz günlerde partisinin Çırağan Sarayı’nda organize ettiği D8 toplantısı sonrası ülke temsilcileriyle çektirmiş olduğu fotoğraf yer alıyor. Pankartta D8 üyesi ülkeler olan Bangladeş, Mısır, Endonezya, İran, Türkiye, Nijerya, Malezya ve Pakistan bayraklarının yanı sıra üye ülkelerin dili Bengalce, Arapça, Endonezce, Farsça, Türkçe, İngilizce, Malayca ve Urduca “Oyun oynayabildiğimiz gibi, oyun da kurmalıyız!” sloganı bulunuyor.

İktidar, bir kavramın daha içini boşaltma derdinde

Aynı zamanda farklı dillerde hoş geldiniz yazan pankartın, oyunların startının verileceği gün olan 9 Ağustos Salı günü açılıştan birkaç saat önce açılmış olması, Saadet Partisi’nin, Konya’da bulunan devlet liderleri ve uluslarası basın mensupları aracılığıyla bir mesaj vermek istemiş olabileceğini akıllara getirdi. Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam’da pankart asılmadan birkaç saat önce twitter hesabından şu açıklamayı gerçekleştirmişti; “Şehrimiz Konya bugün itibari ile büyük bir organizasyona ev sahipliği yapıyor. Halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin katılımı ile 5. İslami Dayanışma Oyunları adı altında bir dizi etkinlik gerçekleştirilecek.

İstedikleri oyunu istedikleri gibi oynayabilirler. Oynuyorlar da zaten. Ama bu oyunların ‘İslami’ kavramı adı altında oynanması doğru değil. İslâmî kavramı İslam’a uygun olan, İslam’ın tasvip ettiği manasına gelir. Oynanan oyunlar İslam’a özgü bir oyun değil. Hatta kuralları açısından belki İslam’a aykırı tarafları bile vardır. Bu sebeple kavramların içinin boşaltılmasını doğru bulmuyorum. Kavramlara takılmak önemli midir? Bence önemli. Şu sebepten dolayı önemli. İktidarın kelimeler ve kavramlar üzerinde vukuatı çok. Birçok kelimenin, kavramın, değerimizin içini boşalttı. Değersizleştirdi. Sadece iki örnek vereyim gerisini saymaya gerek yok. Birisi Adalet, diğeri de Kalkınma. Buradan değerlendirebilirsiniz.

Bu oyunların adına Müslüman Ülkeler Dayanışma Oyunları denilebilirdi. Hem maksat hasıl olmuş olur hem de kavramla oynanmamış olurdu. Biliyorum; birçok kişinin ‘adamın da derdine bak’ dediğini duyar gibiyim. Farkındayım ne şehrimizin ne idarecilerimizin, ne ‘hafızlarımızın’, ne Diyanet camiasının ne de mütedeyyin kesimin hassasiyetleri kalmadı. ‘Buğz’ bile ettiklerinden şüpheliyim. Kim ne derse desin. Ben dertleniyorum. Sehven yapılmış bir hata değil. Bilinçli yapılan bir şey. Bu sebeple de düzeltileceğine dair bir beklentim de yok. Tarihe bir not düşmek adına bu satırları buraya bırakıyorum.”

Oyun oynamayacağız, oyun kuracağız!

Başkan Saydam bir hafta önceki açıklamasında ise, asılan pankarttaki sloganı da anımsatır bir şekilde “Önümüzdeki günlerde şehrimiz 5. İslami Dayanışma Oyunları adı verilen bir organizasyona ev sahipliği yapacak. Hayırlı olsun. Tabiî ki Müslüman Ülkelerin bir araya gelip her alanda iş birliği yapmasını önemsiyoruz. Millî Görüş olarak İslam Birliğinin mutlaka kurulması gerektiğini, İslam Ortak Pazarının, İslam Birleşmiş Milletlerinin, İslam Ortak Parasının olması gerektiğini hatta Müslüman Ülkeler ortak barış gücünün kurulması gerektiğini her seferinde söylüyoruz. Hatta kısa dönem iktidar ortaklıklarımızda hızlı bir şekilde bunun ete kemiğe bürünmesi için adımlar attık. Bunun en önemlisi de D-8 oluşumudur.

Tabi ki bu iktidar batı sevdasından, AB sevdasından, Amerika sevdasından öte bir adım atmadı. D-8'e de gereken önemi vermedi. Önem veriyoruz algısı oluşturuyorlar ve her işte olduğu gibi burada da dayanışmanın eğlence kısmına talip oldular. Bu meselede de yine mütedeyyin hassas Konya Halkımızı ‘işte gördüğünüz gibi İslam Ülkeleri arasında dayanışma yapıyoruz’ algısı oluşturuyorlar. Şimdi samimiyet vakti! Zaman zaman ‘İslam Ülkeleri bir araya gelmeli ve batı blokuna karşı en azından bir yaptırım gücü olmalı’ dediğimiz zaman ‘kiminle? hangi İslam ülkesi ile, ortada İslam Ülkesi mi var?’ diye soruyorsunuz ya! İşte İslam Ülkeleri. İşte şu oyun oynayacağınız, olimpiyat düzenlediğiniz İslam Ülkeleri var ya işte onlarla kuracağız İslam Birliğini. Oyun oynamayacağız. Oyun kuracağız! AB, ABD, israil, Çin, Rusya coğrafyamıza oyun oynarken, biz oyunda oynaştayız. (Tabi ki yeri gelince o oyunda oynanacak.) AB peşinde koştuğunuz kadar şu İslam Ülkelerini bir araya getirmek için koşsaydınız, bu eforu orada harcasaydınız, en azından şu ‘dış güçler’ masalını dinlememiş olacaktık. Dönem dönem gidip Katar Şeyhlerine, S. Arabistan Prensine, BAE Şeyhine el açıyorsunuz ya. Bunun için dün söylemediğimizi bırakmadığımız adamlarla bugün normalleşmek için efor sarf ediyoruz ya, işte bunların hiçbirine gerek kalmayacaktı. Neyse bu bile büyük bir gelişme!” demişti.

Saadet Partisi tarafından asılan pankart ve üst üste gelen bu açıklamalar, gözleri Müslüman devlet liderlerine çevirdi.