Eski HDP Milletvekili ve eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, Habertürk televizyonunda yayınlanan “Teke Tek” programında Fatih Altaylı’nın sorularını cevapladı.

Belediye Başkanlığından istifa etmesi, tutuklanması ve tahliye edilmesi sürecini anlatan Bilgen, Kars Belediyesi’ne kayyum atanmasını önlemek amacıyla istifa ettiğini ancak gözaltında bunu somut yasal bir prosedüre dönüştürmeyi başaramadığını ifade ederek, “Nihayet hâlâ işte açığa alınmış, bir süre tutuklu yargılanmış, 8 arkadaşımızla birlikte tutuksuz yargılanmaya devam ediyoruz.” dedi.

Türkiye siyasetinin eleştirilmeye değer çok yapısal sorunu olduğunu ifade eden Bilgen, şunları söyledi:

“HDP de Türkiye siyasetinin bir parçası. Türkiye siyasetindeki çürüme, yozlaşma, kariyerizm, kişisel hesapların bazen toplumsal kaygıların önüne geçmesi, empati dilinin siyasete egemen olmaması, sadece bir mahalleye hitap eden siyaset diliyle siyasetin sürdürülmeye çalışılması gibi bütün partilerimizi kapsayan, bütün partilerimizi tehdit eden yapısal sorunlar var. Ben, bu yapısal sorunlara itiraz ettim ve bu itirazı da ben, HDP’nin değişimi, dönüşümü, genişlemesi; yani toplumda HDP’ye yönelik korkunun, kaygının giderilmesi açısından önemli görüyorum. Burada hani bir partiye tepki olarak bir çıkış, bir arayış olarak kendi durduğum yeri tarif etmiyorum. Topyekûn Türkiye siyasetinde yeni bir tarza, yeni bir dile, farklı bir üslûba ihtiyaç olduğunun özellikle altını çiziyorum. Yoksa bir partiye tepki olarak eğer duruşumu şekillendirecek, belirleyecek olursam, yani en nihayetinde o partiye tepkinin ifade ettiği anlamın toplumsal karşılığı neyse o kadar karşılık bulur.”

“Neden ‘oy verebilirim’ diyenlerin sadece yarısı oy veriyor?”

Kamuoyu araştırmalarına göre “HDP’ye oy verebilirim.” diyenlerin oranının yüzde 22-25, “Oy veririm.” diyenlerin oranının ise yüzde 10 civarında olduğuna işaret eden Bilgen, “İlgisi olduğu halde oy vermeyen seçmen neden vermiyor? HDP’de neyi eksik görüyor? Neye dair itirazı, eleştirisi var ve HDP ona bu konuda güven vermiyor? Bu analizi, bu değerlendirmeyi sadece HDP için değil birçok parti için yapmak zorundayız.” dedi.

Ayhan Bilgen, “Size göre HDP’nin temel eksiği ne?” sorusuna karşılık, aslında HDP’nin kuruluş iddiasının Türkiye’de önemli bir ihtiyaca cevap veren ve hâlâ önemini koruyan bir tutum olduğunu, onun da Türkiye demokratikleşmedikçe Kürt sorununun barışçıl çözümünün mümkün olmadığı tezi olduğunu söyledi.

Bilgen, sözlerine şöyle devam etti:

“HDP, Türkiye’nin bütünlüğü konusunda kamuoyunu ikna edemiyor”

“Bu tez, sadece bir bölgeye endeksli siyaset yapmamak gerektiğinin, sadece bir etnik kimliğin taleplerine odaklı siyaset yapmamak gerektiğinin aslında kamuoyu ile paylaşılması ve bunun gerektirdiği açılımları yapmak, bunun gerektirdiği adımları atmaktır. HDP, bence söylediklerinden çok söylemedikleri dolayısıyla toplum nezdinde bir biçimde bir korkunun, bir kaygının odağı durumunda.

(…) Bence sorun, HDP’nin Türkiye’nin sorunlarını Türkiye’nin bütünlüğü içerisinde çözeceğine dair iddiasını, kamuoyunda ikna edici biçimde ifade edemiyor olmasıdır. Bu sadece HDP’den mi kaynaklanıyor? Hayır. Şüphesiz başka dinamikleri de ortaya koyabilirsiniz. İktidarın kullandığı dil, muhalefetin birtakım kaygıları, korkuları. Ama ben, sadece bunlara odaklanmanınyetmeyeceği kanaatindeyim.”

“HDP, şapkayı önüne koyup yeniden düşünmeli”

Türkiye’de seçmenin yaklaşık yüzde 75’inin HDP’ye son derece net, negatif algıyla yaklaştığını belirten Bilgen, “Bu algı, bu yaklaşım, doğal olarak bence HDP’nin şapkayı önüne koyup yeniden bir düşünme, yeniden bir değerlendirme, ‘Ben neden böyle algılanıyorum?’ sorusuna samimi, cesur, kararlı bir cevap araması ihtiyacını ortaya çıkartır.” diye konuştu.

Ayhan Bilgen, “HDP, sizin dediğiniz açılımları PKK’ya rağmen yapabilir mi?” sorusunu cevaplarken de şunları söyledi:

“Toplumun büyük ekseriyeti, sizin ifade ettiğiniz bibi bir okuma içerisindeyse, toplumda ciddi biçimde böyle bir kaygı, endişe varsa, yani HDP bu konuda bir tutum, güven verecek, ikna edici bir yaklaşım ortaya koymak zorunda. Ben, ‘Yapabilir mi?’ kısmını doğrusu bir kumar ya da bir at yarışı cevaplar gibi soğukkanlı cevaplayabilecek durumda değilim ama bence yapmalı, yapmak zorunda. Sonuç itibarıyla HDP’nin iddiası, Türkiye2nin demokratikleşmesine dair bir iddiaysa, yani sorunu böyle çözme iddiasıyla yola çıkmışsa, demokratik siyasetin içindeki aktörlerin, hiçbir sorumluluktan kaçmadan, her türlü riski alarak; her türlü eleştiriyi, tepkiyi göze alarak bu yönde cesur adımlar atması gerekiyor.”

“Yeni bir partinin bunu başarması mümkün”

“HDP bunları başaramazsa, kurulacak bir başka partinin, PKK’ya ve HDP’ye rağmen böyle bir şansı var mı?” sorusuna karşılık Bilgen, “Bu bence gayet tabii mümkün ve bence ihtiyaç. Bunu ‘ben yaparım’ paranoyası ile bir şey söylemiyorum. Kimin yaptığından, kimin yapacağından da bağımsız olarak söylüyorum.” dedi.