Bahçeli’nin AYM’ye tepkisi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesinin HDP’nin kapatılması talebiyle hazırlanan iddianameyi iade etmesi hakkında, “Anayasa Mahkemesi, hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır?” diyerek tepki gösterdi.

Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 17 Mart’ta, HDP’nin kapatılması talebiyle hazırlanıp Anayasa Mahkemesine sunulan iddianamenin “usul eksikleri” gerekçe gösterilerek iade edildiğini belirtti.

“Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline gelen, Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’nın ilgili maddeleri uyarınca hakkında temelli kapatılma talebi yapılan HDP’nin, bu aşamada usul eksiklikleri bahanesiyle zaman kazandığını” ileri süren Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

“Anayasa Mahkemesince görevlendirilen bir raportörün kısa süre içinde ekler hariç 608 sayfadan oluşan ve 687 faili bulunan dava dosyasının ana muhtevasını nasıl ve hangi ahlâkî, fikrî ve hukukî müktesebatla incelediği muhakkak tartışılarak üzerinde durulması gereken bir muammadır. Anlaşılan odur ki Türkiye’nin terör ve bölücülükle mücadelesine Anayasa Mahkemesi duyarsız, ilgisiz ve açık ara mesafelidir. Bahsi ileri sürülen eksikler veya usulü etkileyen açmazlar, şühedaya nasıl anlatılacak, millî beka ve millî güvenlik mülâhazalarıyla nasıl bağdaşacaktır? Anayasa Mahkemesi, hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır? Dağda elde edilen başarıların TBMM’de kaybına tahammülümüz asla olamayacaktır. HDP’nin kapatılması kadar Anayasa Mahkemesinin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır. Nitekim Anayasa Mahkemesinin iade kararı milli vicdanda hükümsüzdür, Türkiye’nin varoluş haklarına sadece usul açısından değil, esastan da ileri düzeyde zarar vermiştir.”

“HDP’nin bir suç örgütü, bir terör maşası, organize bölücülük markası olduğunu” iddia eden Bahçeli, hiçbir usul kaidesinin bu gerçeği değiştiremeyeceğini ileri sürdü.

“Anayasa Mahkemesinin hazırlanan iddianameyi kabul ve tasdik etmesi için dosya içinde silahlı ve bombalı teröristleri görmesi mi lâzımdır?” diye soran Bahçeli, şunları kaydetti:

“Beklentimiz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, iddianameyi yeni baştan düzenleyip tekraren HDP’yi kapatma davasını açmasıdır. Süreç kesinlikle uzamamalı, yeni bir hukuk cinayetine fırsat verilmemelidir. MHP gelişmeleri yakından takip edecek, hukuk kılıfı altına saklanmak isteyen, iç ve dış işgal cephesi marifetiyle korumaya alınan bölücülerle, teröristlerle, damgalı hainlerle sonuna kadar mücadele edecektir. Bu mücadele esasen bir hukuk, bir adalet, bir tarih, bir millet hakkının savunma onurudur.”

Davutoğlu: Nereye gidiyoruz?

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise, HDP’nin tavrına tepki göstererek, bütün siyasî partilerin liderlerine “demokratik hukuk devleti kurumlarına sahip çıkma” çağrısında bulundu.

Davutoğlu, sosyal medya mecralarında yayınladığı videosunda şunları söyledi:

“Aziz milletim, size 1946 yılında Adnan Menderes’i TBMM’ye milletvekili olarak gönderen Kütahya’dan sesleniyorum. Bugün biz, Kütahya’da 1. Olağan Kongremizi yaparken haberlere koalisyon hükümetinin küçük ortağının lideri Sayın Bahçeli’nin “Anayasa Mahkemesi’nin kapatılması artık ertelenemez bir hedeftir” şeklinde açıklaması düştü. Demokrasi, kurumlar üzerine inşa edilir. Kurumların yıpratılması, üzerine inşa edilen binanın da yıpratılması anlamına gelir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçerken TBMM ciddi bir itibar ve işlev krizi yaşamıştı. Son olarak Merkez Bankası da ekonominin ana kurumu olarak ciddi bir yıpranma sürecine girdi. Şimdi demokratik hukuk devletinin en temel kurumu olan Anayasa Mahkemesi’ne dönük olarak kullanılan bu ifadeler haklı olarak milletimizi hem kaygılandırmış hem hepimize şu soruyu sorma ihtiyacı hissettirmiştir: Nereye gidiyoruz?

Anayasa Mahkemesi gibi demokratik hukuk devletinin aslî bir kurumunu, beğenmediği bir karar sebebiyle “Kapanması gereken bir kurum” olarak ilân etmek, demokrasiye vurulabilecek en büyük darbedir. Aynı Anayasa Mahkemesi’nin daha önce milletvekilliği üyeliğinin düşmesi konusunda aldığı karara ses çıkarmayıp parti kapatmayla ilgili aldığı karar konusunda böyle bir tavır sergilenmesi, bundan sonra Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararların seçici bir şekilde Anayasa Mahkemesi’ne karşı kullanılacağı sonucunu beraberinde getirmektedir.

“Demokratik hukuk devleti kurumlarına sahip çıkalım”

Buradan Türk demokrasisi için kaygı duyan bütün siyasî parti liderlerine, sivil toplum kuruluşlarına ama en başta da koalisyonun büyük ortağı olan AK Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan’a sesleniyorum: Bu konudaki tutumunuz nedir? Açık ve net olarak ifade edin. Anayasa Mahkemesi eğer böyle bir baskı altında karar alacak olursa Türkiye’de hukukun yıpranması sonucunu beraberinde görürüz.

Bütün siyasî parti liderlerine çağrım, bir an önce bu konuda ortak ve net bir tavır sergilemeleri, bütün sivil toplum kuruluşlarına çağrım ise Türk demokrasisini koruyabilmek için Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere demokratik hukuk devleti kurumlarına sahip çıkmaktır. Aksi takdirde hiçbirimizin tasvip etmeyeceği bir süreç bizi demokrasinin tümüyle göz ardı edildiği otoriter bir rejime götürür ki, buna karşı mücadele etmek hepimiz için aslî bir görevdir.”