Tarih 27 Şubat 2011 gününü gösterdiğinde, bir yıldız kaymıştı dünyadan. Önceleri bu yıldızın farkında pek olunmasa da sonradan herkesin gönlünde parlayacak bir yıldız olacaktı. O yıldızın adı Necmettin Erbakan’dı.
Evet bugün Erbakan Hocamızı ebediyete uğurlamıştık. 29 Ekim 1926’da başlayan dünya hayatı, 85 yıl mücadele dolu bir ömür ile son bulmuştu. Erbakan Hocamız, hayatı boyunca hep proje, aksiyon ve eylem adamı olmuştu.
Engellerin engelleyemediği adam: Erbakan
İftiraya uğramış, hapse atılmış, horlanmış, yok sayılmış, bazı arkadaşları tarafından terk edilerek ihanete uğramış, fırtınalı bir dönemde yalnız bırakılmış, onun ektiği tohumların semeresi gasp edilmiş, önünü kesmek için farklı şekillerde darbeler yapılmış, ancak o, yılmamış, reel politikalara teslim olmamış, inancından ve azminden bir şey kaybetmemiş, savunduğu hak yolda yürümeye devam etmiştir.
O, “Siyaseti önemsemeyen Müslümanları, Müslümanları önemsemeyen siyasetçiler yönetir” diyerek siyasi mücadelesinde bir an geri kalmamıştır. Her kapatılan partisinin yerine yeni bir parti kurarak yoluna devam etmiştir.
Her geçen gün, yaşanan her olay ve her gelişme, onun mücadelesindeki haklılık ve ileri görüşlülüğünü göstermiştir. O, hayatı boyunca, hakkın hakimiyeti için çalıştı. İyinin, doğrunun, güzelin ve faydalı olanın mücadelesini verdi. Küçük hesapların değil, büyük hedeflerin adamı oldu
85 yıllık ömrünü boyunca;
Başta Türkiye olmak bütün insanlığın saadetini istedi. Adalet, barış, sevgi ve refah dedi.
“Yaşanabilir Bir Türkiye,”
“Yeniden Büyük Türkiye”
“Adil ve Yaşanabilir Yeni Bir Dünya”nın kurulması için çaba gösterdi.
Bu hedeflere baktığımızda, kurmuş olduğu Millî Görüş hareketi, sadece siyasi bir çalışma değil, bütün insanlığın saadet, huzur, barış, kardeşlik, eşitlik ve refahını hak ve adalet ekseninde hedefleyen küresel bir medeniyet mücadelesi olduğunu görüyoruz.
Bütün engellemelere rağmen, hiçbir zaman bu hedeflerden taviz vermeyen Erbakan Hoca ve yetiştirdiği kadroları, verdikleri mücadele ile gerek ülkemizin ve gerekse İslâm âleminin fikri, siyasi, sosyal, ekonomik ve toplumsal uyanış ve dönüşümlerine ışık olmuştur.
Maddi ve manevi kalkınmanın beraber olmasın gerektiğini, güçlü bir ekonomi için yerli üretimi, yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarımızı en doğru şekilde kullanmamız gerektiğini, güçlü bir ülke için birlik ve beraberliğin şart olduğunu; bunun için de, ırkına, rengine, diline bakmadan, kutuplaştırıcı, ötekileştirici ve ayrıştırıcı bir üslûptan uzak durarak, herkesi sevgiyle kucaklamak gerektiğinin, milli gelirden herkesin adil pay alması gerektiğinin tavizsiz savunucusu olmuştur.
Erbakan Hocayı anmak, onu anlamak, ilke ve prensipleri doğrultusunda çalışmak ve çalışanlarla beraber olmakla olur. Bu ilke ve prensiplerin mücadelesini vermeden veya bu mücadeleyi verenlerden uzak durarak, geçmişte onunla beraber çektiği fotoğrafları, söz ve videoları paylaşmanın hiç kimseye faydası olmayacaktır.
Erbakan Hocamızın vefatının 10. yıl dönümünde bir kez daha kendisini rahmet, minnet ve özlemle anıyor, Allah’tan (CC) rahmet diliyorum.
Vesselâm.