Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açtığı dava

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu hakkında “O, vergi memuru ama ben ekonomistim. Aramızdaki fark bu.” demiş, Kılıçdaroğlu da bu söze karşılık twitter sayfasında “Sen ekonomist değil, olsan olsan 5’li çetenin tahsildarı olursun. Halkın parasına göz dikmiş bir tahsildar!” ifadesini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun üzerine Kılıçdaroğlu hakkında 1 milyon liralık tazminat davası açmakla yetinmemiş, onun bir daha “beşli çetenin tahsildarı” ifadesini kullanmaması için Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ihtiyātî tedbir kararı aldırmıştı.

Kılıçdaroğlu, mahkeme kararını grup toplantısında değerlendirdi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin bu haftaki TBMM Grubu Toplantısında bu konuyu da değerlendirdi.

Mahkemenin ihtiyātî tedbir kararına karşı Kılıçdaroğlu, “O hākime açık ve net söylüyorum; ben ‘beşli çete’ diyeceğim, bak bakalım sen ne yapacaksın. Ben, hakkı, hukuku savunacağım, vatandaşın hakkını, hukukunu savunacağım, sen beşli çeteden yana tavır alacaksın. Ben, sana ‘hākim’ değil, sen de beşli çetenin yandaşısın’ diyeceğim. Evet, bal gibi beşli çete.” şeklinde konuştu.

Yüzde 10 komisyon iması

18 yılda bu 5 şirkete 203 milyar liralık ihale verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “203 milyar lira 5 firmaya verilirse, 203 milyar lirayı alan, herhalde bunun bedelini ödeyecektir yani, değil mi? Yüzde 10’u ne yapar? 20 milyar lira yapar.” dedi.

Ülkenin savcılarına da seslenen Kılıçdaroğlu, “Rüşvet olaylarının üzerine niye gitmiyorsunuz?” diye sordu. Bu 5 firmanın adının, kamudan ihale alan en büyük 5 şirket diye dünya literatürüne girdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Görenler ne diyecek? ‘Malı götürenler’ diyecek.” dedi.

“Neden ‘beşli çete’ diyorum?”

Söz konusu ihalelerin hiçbirisinin normal ihaleler olmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, “Adamı çağırıyorlar, ‘Bu işi sana verdim’ diyorlar.” dedi.

Kılıçdaroğlu, bu 5 firmaya doğrudan ihale verilmesinin yanı sıra, dolar garantisi, hazine garantisi, enflasyon garantisi ve mahkeme garantisi verildiğini anlattı.

Kılıçdaroğlu, iktidarın ihaleleri kendisini ve yandaşlarını beslemesi için bu 5 firmaya verildiğini, Türk Lirası’nın değer kaybetmesi ihtimaline karşı ihalenin dolar bazında verildiğini, yüklü miktarda kredi çekmek için bankaların tereddüt etmesine karşılık hazine garantisi verildiğini, doların ya da euronun değer kaybetmesi ihtimaline karşılık Euro-dolar bazında enflasyon garantisi verildiğini, ileride hukukî problem çıkması ihtimaline karşı da İngiliz mahkemelerinin yetkili kılındığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Mahkeme mahkeme dolaşma; çık karşıma hesaplaşalım”

“Ben bunlara ‘beşli çete’ dediğim için de Beyefendi üzülmüş, incinmiş, gücenmiş Beyefendi. Evet, sen, beşli çeteye hizmet ediyorsun. Bir daha söylüyorum, bir daha aç dava. Bir daha dava açmazsan namertsin. (…) Bu beşli çeteye dolar bazında ihale vereceksin, bir de bunların aldığı kredilere hazine olarak güvence vereceksin. Yahu bu hazine, bunların çiftliği mi? Sen de bu çiftliğin reisi misin? Milletin parasını 5 kişiye nasıl tahsis edersin? (…) İngiliz mahkemelerine güvence veriyorsun, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerine güvenmiyorsun, ben sana beşli çetenin tahsildarlığını yapıyorsun dediğim zaman da güceniyorsun. Niye güceniyorsun kardeşim? Hiç gücenme. Bunu yapıyorsun zaten sen. Görevin bu. (…) Ya bana söyler misin be adam, dünyada böyle bir ihale var mı ya? Ya burası sömürge bir devlet midir? Şimdi hākimlerini devreye koyuyorsun, savcılarını devreye koyuyorsun. “Kılıçdaroğlu’nun sesini nasıl keseriz?” diye mahkeme mahkeme dolaşıyorsun. Sen, mahkeme mahkeme dolaşma. Yiğitsen, erkeksen, güçlüysen, erdemliysen, senin dünya kadar televizyonun var, çık karşıma kardeşim. Hesapsa, hesaplaşalım. Çıkar mı? Ben de biliyorum, çıkmaz. Bu hesabı kim yapar ya Allah aşkına? Soygun düzeni ya. (…) 1 milyon liralık tazminat davası açmışlar. Beni parayla korkutmaya çalışıyorlar. Ya benim parayla, pulla işim yok kardeşim. Parayla korkan sensin. Paraya tamah eden sensin. Benim ne parayla ne pulla ne sarayla hiçbir ilgim yok. Benim tek derdim var; bu ülkede herkes huzur içinde yaşasın. Herkesin hakkı, hukuku teslim edilsin. Ben, sadece bunu istiyorum.”