252 insanımızın hayatını kaybetmesine, bin 536 kişinin yaralanmasına neden olan hain darbe girişiminin göz göre göre geldiği ortaya çıkmıştı. 15 Temmuz'dan önce muvazzaf subayların raporu doğrultusunda hem dönemin başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın hem de ilgili bakan ve bakanların bu hain şebekenin yapılanmasına karşı uyarıldığı gün yüzüne çıktmıştı.

Raporda 15 Temmuz darbe girişiminin mimarlarının isimleri tek tek yer alırken, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ün ise ‘baş paralelci’ olarak ilgili bakana iletildiği ilgili bakanın da haberdar olduğunu söylediği belirtildi.

LÜTFÜ YALMAN NE DEMİŞTİ

Kendisine ulaştırılan bilgileri Saadet Partisi genel merkeziyle yaptığı istişareler sonrası rapor haline getiren GİK üyesi Lütfü Yalman, danışmanı aracılığıyla Başbakanı Erdoğan’a ulaştırıldığını söyledi. Ardından bir bakan arkadaşıyla iletişime geçen Yalman, 3-5 muvazzaf subayla Konya’da bakanla görüşerek yine hem raporu hem de TSK içindeki FETÖ/PDY’nin örümcek ağını iletti. Bakan ise TSK içindeki hain yapılanmayı ve raporu kısa süre önce cumhurbaşkanı olan Erdoğan’a ulaştırdığını Yalman’ı arayarak söylediği ifade edildi.

Yalman, görüşmede bir subayın ilgili bakana söylediği ve hiç unutamadığı o cümleyi ise şöyle ifade ediyor:

“Sayın bakanım, tankı bunların üzerine sür diyecekler, bunlar sizin üzerinize sürecekler”

KONU İLGİLİ BAKANLARA VE BAŞBAKAN’A İLETİLİYOR

Vatansever subayları bakanlarla görüştüren ve TSK içindeki FETÖ/PDY yapılanmasını bir rapor halinde siyasi iktidara ulaştırılmasına aracılık eden Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Lütfü Yalman, şunları kaydetti: “Hem bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hem de bir Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve milletvekilliği yapmış biri olarak Milli iradeye karşı yapılan bir darbeyi kabullenmemiz mümkün değil. TSK’nın içindeki hain yapılanmayı da 3 yıl önce defalarca bir raporla birlikte siyasi iktidara illettik ama tedbir almakta geç kalındı.”

Hazırlanan raporun, Yalman aracılığıyla dönemin Başbakanı Erdoğan’a ulaştırılması için danışmanlarına verildiği belirtildi. Ardından bir bakan arkadaşıyla iletişime geçen Yalman, 3-5 muvazzaf subayla Konya’da bakanla görüşerek yine hem raporu hem de TSK içindeki FETÖ/PDY’nin örümcek ağını iletti. Bakan ise TSK içindeki hain yapılanmayı ve raporu kısa süre önce cumhurbaşkanı olan Erdoğan’a ulaştırdığını Yalman’ı arayarak söylediği ifade edildi.

AKIN ÖZTÜRK’TEN HABERLERİ VARMIŞ

DAHA sonra gece saat 22.00 sıralarında Yalman ve bir grup vatansever muvazzaf subay bakanlıkta bakanla tekrar bir araya gelerek, TSK’daki paralel yapılanma ile ilgili çalışmaları yakinen yürüten bazı subayların isimlerini verdiği kaydedildi. Bunun üzerine ise bakan hemen ilgili bakanı arayarak, bakanlıkta görüşmeye katılmasını sağladığı ifade edildi. Görüşmedeki subaylar ise dönemin ilgili bakanına bütün kirli ağı bir bir anlatarak, bu oyunun içinde olan subaylarının isimlerini verdi. O isimler arasında 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren subayların çoğu bulunurken, en dikkat çekeni ise dönemin Hava Kuvvet Komutanı Akın Öztürk olduğu belirtildi. Subaylar tarafından Öztürk’ün ‘başparalelci’ olduğu söylendiğinde ise ilgili bakanın durumdan haber olduğunu söylediği kaydedildi. Subayları bakanlarla görüştüren Yalman görüşmede bir subayın ilgili bakana söylediği ve hiç unutamadığı o cümleyi ise şöyle ifade ediyor: “Sayın bakanım tankı bunların üzerine sür diyecekler, bunlar sizin üzerinize sürecekler.” Bunun üzerine dönemin başbakanı ve şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bakanların hem Öztürk’ten hem de diğer birçok subayın hain planından haberdar olduğu anlaşılıyor.

YALMAN: KONUYU SİYASİ İKTİDARA İLETTİK

Vatansever subayları bakanlarla görüştüren ve TSK içindeki FETÖ/PDY yapılanmasını bir rapor halinde siyasi iktidara ulaştırılmasına aracılık eden Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Lütfü Yalman, şunları kaydetti: “Hem bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hem de bir Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve milletvekilliği yapmış biri olarak Milli iradeye karşı yapılan bir darbeyi kabullenmemiz mümkün değil. Halka karşı yapılan bir darbenin tasvip edilmesi mümkün değil. Çünkü darbeler genelde hükümetleri deviren, başbakanı deviren, idareyi deviren bir yapı arz eder. Ama bu öyle bir şey değil ki halkı karşı yapılan halkı deviren, halkın temsilcilerini deviren, halka kurşun sıkan bir darbe. Sözde darbeler halk için yapılır ve yahut da huzursuzluk var, kargaşa var kan var gibi benzeri gerekçelerle yapılır. Ama ortalıkta öyle bir gerekçe yok. Öyle bir gerekçe olmadan halka kurşun sıkılıyor. Türkiye’nin terör gibi bir baş belasının olduğunu bir dönemde terörle mücadelenin bel kemiği olan Özel Harekat Başkanlığı bombalanıyor. 50 tane vatan evladı şehit ediliyor, halk şehit ediliyor. Dolayısıyla bu canice haince bir hareket. Bu hain hareket hem vatana, millete, ülkeye ihanet hem de âlemi İslam’a ihanet olarak değerlendirilmeli. TSK’nın içindeki hain yapılanmayı da 3 yıl önce defalarca bir raporla birlikte siyasi iktidara illettik ama tedbir almakta geç kalındı.”