Saadet Partisi'nden Ordu Büyükşehir Belediyesi'ne "Yalı Kumsalı" çağrısı
Saadet Partisi'nden Ordu Büyükşehir Belediyesi'ne "Yalı Kumsalı" çağrısı
İçeriği Görüntüle

Ayçin Kantoğlu, "Yapılması gerekeni yaptık ve geldik. Korkmuyoruz onlardan. Son derece ahlaksızca işler yaptılar. Bizi yani kadın mahkumları koydukları yere büyük bir bez pankart hazırlatmışlar. Üzerine Gazze'nin son halini bastırmışlar. 'Gazze'ye hoş geldiniz' yazmışlar, bu kadar ahlaksızca bir işti. Adeta suçlarını üzerlerinde taşıyorlar." diye konuştu.

Kantoğlu, müdahaleden sonra limana indirildiklerini ve kendilerini oldukça iyi Türkçe konuşan kişilerin karşıladığını belirtti.

Bu kişilerden biriyle aralarında geçen diyaloğu aktaran Kantoğlu, "Biri bana, nereden geldiğimizi ve nerede olduğumuzu sordu, Muğla'dan geldiğimi söyledim. 'Şimdi nerede olduğunu biliyor musun?' dedi. 'Beni kaçıran sensin. Dolayısıyla nerede olduğumu senin söylemen lazım, neredeyiz?' dedim. 'İsrail'desin, artık Gazze Mazze yok farkında mısın?' dedi. Ben de şöyle bir müstehzi (alaycı) ona güldüm." ifadelerini kullandı.

Kantoğlu, aynı günün akşamı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in kendilerini görmeye geldiğini anlatarak, şunları söyledi:

"Bizi bir kafese kapatmışlardı. Gerçekten bir hayvan, bir köpek kafesiydi, kadınlar hep beraber orada duruyorduk. Ben-Gvir yanımıza gazetecilerle geldi ve beyanat vermeye çalıştı. Anlayabildiğim kadarıyla 'Bunlar Kudüs'ün çocuklarına acımıyor.' vesaire dedi. Biz, Ben-Gvir'i 'O koca çeneni kapat soykırımcı pislik.' diyerek protesto ettik. O, hapishane koşullarımızı daha çetrefilli hale getiren bir slogandı. Hiç pişman değilim o sloganı attığımız için. Bence doğrusunu yaptık. 5 kişilik hücrelerde 15 kişi kaldık. Duvarlarda kanla yazılmış yazılar vardı, hepsini okuduk. Annelerin, hücrelerin duvarlarına evlatlarının ismini yazdığını gördük. Aslında Filistinlilerin yaşamış olduğu şeyleri bir nebze olsun yaşamış olduk. Temiz su vermediler, tuvaletlerden su içmemizi söylediler, 40 saate yakın yemek almadık."

Kantoğlu, İsrail askerlerinin kendileriyle birlikte alıkonulan iklim aktivisti Greta Thunberg'e vurduğunu görenlerin olduğunu, Thunberg'in elleri arkadan İsrail bayrağıyla bağlanarak yürütüldüğünü aktardı.

“Çıplak arama da yapıldı"

İsrail askerlerinin alıkonulan başörtülü kadınların başlarını açmaya çalıştığı iddialarının sorulması üzerine Kantoğlu, şunları kaydetti:

"Çıplak arama da yapıldı, her şeyi çıkardılar. Hemen hemen her kontrol noktasında defalarca arandık. Ağzımızın içine, dişlerimizin arasına baktılar. Bize terörist muamelesi yapmaya çalıştılar ama bizler suçlu olmadığımızı her seferinde onların yüzlerine haykırdık. Bizlerin suçlu olmadığını, herhangi bir yasayı çiğnemediğimizi, aksine yasayı çiğneyen tarafın onlar olduğunu, bizi kaçırdıklarını yüzlerine söyledik. Eğer arzu ettikleri bizi sindirmekse o konuda başarılı olamadılar. Son ana kadar sloganları kesmedik. Bizi attıkları yerin yüksek korunaklı bir cezaevi olduğu söyleniyor. Orayı da sloganlarla inlettik."