Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu Ortak Toplantısının ardından basına açıklamalarda bulundu.

Toplantılarda, gündemdeki sıcak konu başlıklarının kapsamlı olarak görüşüldüğünü belirten Bahçeli, çetrefilli bir dönem yaşandığını söyledi.

Bahçeli, “Türkiye’yi karıştırmak, karanlığa çekmek ve kaosa sürüklemek maksadıyla fırsat kollayan, eylem zemini yoklayan, işgal bahanesi arayan çevrelerin provokatif tahrikleri sahneye ve sokağa tutunmak için tetikte beklemektedir. Bunların hüviyetleri milletimiz tarafından malumdur. Bu tahrik sürecinin öncüsü ve önde gideni CHP ve HDP başta olmak üzere zillet ittifakının hastalıklı paydaşlarıdır. İlâve olarak bazı sivil toplum kuruluşları, bir kısım satılmış aydın, bir avuç devşirilmiş akademisyen, üç-beş kiralık kalem ve onların sponsoru olan Türkiye düşmanlarıdır.” diye konuştu.

“Döviz kuruyla kurulmadık, bu yolla da devrilmeyeceğiz”

Dolar kurundaki yükselişi de değerlendiren Bahçeli, “Özellikle döviz kurundaki temelsiz ve ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan dalgalanmaları sokak diliyle yorumlayıp siyasi tepkiyle buluşturmak isteyenler azgınlaşmıştır.” dedi.

Ülkenin bugünkü gerçek meselesinin ekonomiyi çoktan aştığını, var oluş yok oluş noktasında düğümlendiğini söyleyen Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye ekonomisinin malum bazı yapısal zaaf ve açmazları varsa da bunlar dövizdeki tırmanışın bahanesi değildir, olamayacaktır. Tehdit saçan gelişmeler karşısında, devlet milletiyle kenetlenmiş, milli duruş iç ve dış komploya karşı direnç ve dik duruş göstermiş, göstermeye de devam edecektir. Ekonomik darbecilere, canlı döviz bombalarına, faiz, rant ve çıkar lobilerine sonu cefa da olsa, sefa da olsa eyvallah etmeyiz, etmeyeceğiz. Biz döviz kuruyla kurulmadık, bu yolla da devrilmeyeceğiz. Finans oligarşisinin çürük azı dişlerini teker teker söker, sahiplerinin avucuna bırakmayı da hamdolsun biliriz.”

Bahçeli, Türkiye’yi küstahça hizaya getirmek için tertip içine girenlerin, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde, Libya’da, Karabağ’da, Mavi Vatan’da ve terörle mücadelede elde edilen kazanımlardan taviz verilmesini dayatıp, Türkiye’nin tarihin gerisine düşmesini gözlediğini söyledi.

Buna sessiz ve seyirci kalmayacaklarını belirten Bahçeli, “Biz milletimizin yanındayız, devletimizin arkasındayız.” dedi.

Bahçeli, ‘Döviz piyasasındaki olağan dışı istikrarsızlıklar üzerinden Türkiye’yi düşürmeyi projelendiren köksüz bir siyaset anlayışının maalesef gemi azıya aldığını’ ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:

“Zillet ittifakının etiket fiyatı yabancı başkentlerde belirlenmiştir”

“Kur, faiz, fiyatlar genel düzeyindeki dengesizlikleri ülkemize karşı silah gibi kullanan sorumsuz ve şuursuz muhalefet partileri, bir kaşık suda fırtına koparmak suretiyle siyasi ikbal arayışına kilitlenerek tarihi bir hatanın içine sürüklenmişlerdir. KOVİD-19 salgını, küresel ekonominin dengesini, küresel ticaretin işleyişini, makroekonomik parametrelerin istikrarını, ülkeler arası ilişkilerin insicamını ciddi ölçülerde sarsmış, hatta sakatlamıştır. Türkiye, bu türbülanstan en az hasarla çıkmayı başarmış bir ülke olarak sivrilmiş, öne çıkmıştır. Bu hakikati inkâr etmek eğer cahillik değilse kesinlikle art niyetliliktir.

Ekonomik büyümedeki göz kamaştırıcı artış, ihracat performansındaki rekor düzeyindeki yükseliş, sanayi üretimindeki dikkat çekici tırmanış, ülkemizin salgından kaynaklı tehlikeli girdaptan daha da güçlenerek kurtulduğuna işarettir. Döviz kurlarındaki iniş çıkışları siyasi istismar konusu haline getirip, adeta Türkiye’nin iflâsını ilân ettiğini iddia ve ifade eden mayası bozuk bir zihniyetin varlığı, rezaletin, devlet ve millet karşıtlığının somut örneğidir. Bu kapsamda Cumhuriyet Halk Partisi fırsatçıdır, faziletsizdir, Türk siyasetinin ayıplı yüzü, utanç vesikası, riyakârlık numunesidir.

Erken seçimden başka söylediği, hatta söyleyeceği bir şeyi bulunmayan zillet ittifakının ana ve yan ortakları, Türkiye aleyhine planlı, pişkin, tahripkâr ve dış destekli mütecaviz bir hareketlenme içindedir. Türk milleti, bu iğrenç ve ilkel gelişmeleri yakından izlemekte, lâzım gelen demokratik notlarını hassasiyetle almaktadır. Dövizin fiyatı serbest piyasa şartlarında oluşurken, zillet ittifakının etiket fiyatı da yabancı başkentlerde belirlenmiştir.

“Bir terörist, Kılıçdaroğlu’na akıl hocalığı yapmaya başlamıştır”

Konuşmasında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helâlleşme” çağrısını da değerlendiren Bahçeli, bu konuda şunları söyledi:

CHP Genel Başkanı’nın helâlleşme çağrısına terör elebaşlarının “özerklik ve özyönetimin kabul edilmesi, Kürt kimliğinin ve dilinin tanınması” şartıyla tamam demeleri hain bir pazarlığın sütre gerisinde devam ettiğine bariz kanıt ve karine teşkil etmiştir.

Terörist Demirtaş’ın, Kılıçdaroğlu’nun helâlleşme pasını alarak iç barış açısından önemseyip desteklediğini beyan etmesi, kimin kimlerle ilişki halinde olduğunu tek kelimeyle belgelemiştir. Maalesef terörizm zillet ittifakının üst aklı haline gelmiştir. Özellikle HDP’nin ikizi CHP’nin var olan siyasi iradesi, bir tarafta terörist Demirtaş’a, diğer tarafta da PKK’ya eşit paylar halinde bölüştürülmüştür.

Bu acı verici tablonun gizlenecek, saklanacak, örtbas edecek bir yanı kalmamıştır. Öyle bir vahim aşamaya gelinmiştir ki, terörist Demirtaş’ın sabah saatlerinde cezaevinden yayımladığı karanlık talimatlar, akşamına Kılıçdaroğlu tarafından heyecanla telâffuz edilerek siyasi bir program haline dönüştürülmüştür. Bir terörist, bir suçlu, bir bölücü, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu alenen yönetmeye, yön vermeye ve ona akıl hocalığı yapmaya başlamıştır.

Terörist Demirtaş’ın 24 Kasım 2021 tarihinde, Meclis’te grubu bulunan partilerin başkanlarını ortak bir basın toplantısıyla hükümeti istifaya çağırmalarını, dahası yedi bölgede ortak miting yaparak derhal seçim istemelerini dayatması günün sonunda Kılıçdaroğlu tarafından benimsenmiş ve kabullenilmiştir. Cumhuriyet tarihinde böyle bir eziklik ve erdemsizlik hiç görülmemiştir.

Kılıçdaroğlu’nun 24 Kasım 2021 tarihinde partisinin olağanüstü MYK toplantısından sonra yaptığı kokuşmuş açıklamaların referansı HDP’dir, terörist Demirtaş’tır, PKK terör örgütüdür.

Ekonomik sorunları bahane göstererek ‘haydi meydana’ diyen, 4 Aralık günü Mersin’de ilk mitingi yapacaklarını duyuran Kılıçdaroğlu, teröristleri hararetle selâmlamıştır. Onların dikte ettiği ne varsa sahiplenerek sahaya inmeye karar vermiştir.

Nitekim Türkiye’nin kaosa sürüklendiğini iddia eden müfteri Kılıçdaroğlu, asıl kaosu kendi içinde, kendi ittifakında, kendi vicdanında, kendi partisinde yaşadığını görmeyecek kadar körleşmiştir. Bize dilini yutmuş küçük ortak diyen Kılıçdaroğlu’nun ağzı teröristlerin günahkâr ağzıdır, aynı anda akıl hatırlatması yapması ise tamamıyla mantık kazası, makuliyet krizidir. Aklı tutuk, ahlâkı uçuk, ar damarı çatlak siyaset köhneliği bellidir. Bu şahsın kimin diline sözcülük, kimlerin aklına refakatçilik yaptığı her şeyiyle belirgindir.

“Demokrasi sokakta değil sandığın içindedir”

Kararlılıkla ve ikazla hatırlatırım ki Türkiye, döviz sabotajlarına yenilmeyecektir. Türkiye, küresel sermaye çetelerine, terör örgütlerine pes etmeyecektir. Türkiye faiz lobisine eğilmeyecektir. Türkiye hayat pahalılığına boyun eğmeyecektir. Türkiye zilletin uçurumuna asla çekilemeyecektir.

Cumhur İttifakı alayını birden göğüslemeye, Türk milletinin bağımsızlık onurunu yere düşürmemeye yeminlidir. İçinde bulunduğumuz riskli süreç, siyasi ve ekonomik beka mücadelesinin kahramanca, vatan ve millet sevdasıyla icrasını şart koşmaktadır.

Sokaklara inerek hükümeti istifa ettirmeye, terörizmin ve yabancı güçlerin tetikçiliğine soyunarak ülkemizi felâket dolu bir mecraya taşımak isteyenlere asla izin, asla icazet verilmeyecektir. Demokrasi sokakta değil milletimizin iradesindedir, sandığın içindedir.

Yasa dışı sol ve marjinal grupları sokağa sürüp milletimizin duyarlılıklarını ve sabrını test etmeyi aklından geçirenler, bu gafil tezgâhın, bu lekeli kumpasın sonuçlarına ağır şekilde katlanacaklardır. Türkiye sokakta bulunmamış, sokak meraklısı zillet ittifakına bırakılmayacaktır. CHP Genel Başkanı nereye giderse gitsin, milli nefesimiz ensesinde olacaktır. Darbe teşebbüsüyle yapamadıklarını dövizle de başaramayacaklardır.

Devlet Bahçeli, erken seçim tartışmalarına da temas ederek, şöyle konuştu:

“Kılıçdaroğlu ve terörist yandaşlarının erken seçim ezberleri ise sonuçsuzdur. Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının haziran ayında yapılacak, mandacılarla, vesayetçilerle, statükocularla, hainlerle, millete tepeden bakan kimliksizlerle hesaplaşma bu tarihte olacaktır.”

“Türkiye üzerinde hesabı olanlarla hesabımız çok çetin olacaktır.” diyen Bahçeli, “Güven krizi yaratmak için el ovuşturanlar, kendi kazdıkları kuyuya düşmekten de kurtulamayacaklardır. Cumhur İttifakı birdir, beraberdir, imanla, inançla, yüreklice vatana, millete, demokrasiye ve milli ekonomiye sahip çıkacaktır.” şeklinde konuştu.