Alınan para helal değildir

Abone Ol

Bizdeki siyaset dejenere olduğu için, devletin yönetiminde ziyadesiyle aksaklıklar oluyor. Bir de ehliyet dikkate alınmadığı için, devlet yönetiminde dağınıklık meydana geliyor. Yani problemler azalmıyor, tam aksi çoğalıyor.

Nitekim:

· Ekonomi bir türlü düzelmiyor,

· İç siyasetimiz devamlı dalgalanıyor,

· Dış politikamızda başarı sağlanamıyor,

· Adalet yozlaşıyor, ahlak buharlaşıyor,

· Hayâsızlık sokakları, meydanları istila etmiş durumda,

· Yaşantımıza, geleneğimize uygun kanuni düzenlemeler maalesef yapılamıyor.

Hülasa iç politikamızda sataşmalar, itişmeler azalmıyor, her gün biraz daha artıyor. Siyasilere hiç yakışmayan konuşmalar ziyadeleşiyor. Meclis oturumlarında hoş olmayan manzaralar seyrediliyor. Genel başkanlar milletvekillerini ajite edici konuşmalar yaparak, kavgalı ortama vesile oluyor.

Maalesef milletvekilleri de dünyanın gündemini takip edemediği için, konuşmaları tesir etmiyor, sadece alıştırılmış papağanlar gibi konuşup duruyorlar, ortamı geriyorlar. Gelişleri talimatla olduğu için itiraz etme hakları ellerinden alınıyor, emirle parmak kaldırıyor, emirle parmak indiriyorlar. Sonra da utanmadan ortalığa çıkıp, ukalaca dolaşıp duruyorlar.

Bunlar politikada üretken olamıyorlar. Zira memleketlerinin meselelerini dahi bilmiyor, sadece gevezelikle gün geçiriyorlar. Bunların kahır ekseriyeti milleti temsil yerine, genel başkanlarına hizmet etmektedirler. Onun emirleri, hâşâ Allah’ın emirlerine tercih ediliyor. Onun için de ezik ve zelil bir görüntü veriyorlar. Partilerinin yalanına teşne oldukları için de kıymeti harbiyeleri olmuyor.

Bundan dolayı, meseleleri çözme yerine, ortamı gererek söz sahibi olmaya çalışıyorlar. Nitekim günümüzde seyredilen manzaralar bu ifadelerimizi teyit ediyor. Birikim olmayınca konuşmaları zorlaşıyor, tecrübesizlik de can sıkıyor. Bunların çoğu genel başkanların konuşmalarına sımsıkı bağlandıkları için, üretken de olamıyor.

Ama yakalarından TBMM rozetini de eksik bırakmıyorlar. Kartvizitlerini de süsleyerek, dağıtmaya ve böylece siyasi havalarını artırmaya çalışıyorlar. Elbet bunun da istisnaları vardır. Balıkesir milletvekili Turhan Çömez gibi, zira o bilerek, derleyerek konuşabiliyor. Saadet Partisi milletvekilleri de ellerinden geldiği kadar sorgulayıcı konuşmalar yapmaktan geri durmuyor ama maalesef yeterince medyada yer alamıyor. Çünkü medya da baskı altında… Aksini yapanlar da alelacele cezaevine gönderiliyor.

Bugünkü halimiz, İbn Haldûn’un bir toplumun çöküşünü değerlendirdiği belirtilere benziyor. Zira:

1- Ülkemizde dayanışma yok oldu,

2- Üretim zayıfladı,

3- Tüketim ziyadeleşti,

4- Vergiler arttı, zamlar ziyadeleşti,

5- Liyakat dikkate alınmıyor, biat kültürü ziyadeleşti,

6- Adaletsizlik arttı, bir başka ifade ile ziyadeleşti,

7- Göç hızlandı, ziyade yabancı ülkeye ithal edildi,

8- Güçlü, gücünü her alanda kullanarak, zayıflara, sahipsizlere, işsizlere musallat oldu.

Sonuç olarak büyük imparator Attila’nın dediği gibi: “Hükümdar bile olsanız, herkesin sizinle aynı fikirde olmasını beklemeyin.” Demokrasi üslubunda da aynı düşünce varittir. Ama bizde uygulanan demokrasi değil, azınlığın hükümranlığıdır.

Unutmamak gerekir ki, bugün var olanlar, zamanı gelince yok olacaklar ve bıraktıklarıyla anılacaktır. Onun için önemli olan helal lokma ile beslenmek, haramdan uzak durmaktır. Milleti hizmeti unutanların maaşlarını artırmak, elbette ki helal olarak kabul edilemez. Emek vermeden almak hiç kimseye yakışmadığı gibi, milletvekillerine de hiç yakışmaz. Zira böylece alınan para helal değildir. İstisna olanlara sözümüz yoktur.

Rahman ve Rahim,

Kadir ve Muktedir,

Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.

“Ya Rabbi bu haftayı bize hayırlı ve bereketli kıl. Hayırlara yakın, şerlere uzak eyle.”

Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). 07.07.2025