Gazeteci Bülent Şahin Erdeğer'in TV5'te yaptığı açıklamalar şu şekilde;
Diplomasi dediğimiz olgu diplomasi yaptığınız ülkenin iç dengelerini gözetip orada kendinize yakın olan işte taraflarla bir lobi faaliyeti yapıp ondan sonra da o iç siyaseti etkileme sanatı yani gördüğümüz işte dünyada işte İsrail olsun İran olsun Amerika Birleşik Devletleri olsun yani dünyadaki Rusya olsun böyle bir taktik ya da böyle bir şey yapıyor. Türkiye'de de aslında eskiden bir hariciye geleneği vardı. Evet. biz her ne kadar onları bizim mahalle işte monşer olarak şey yapsa da hani küçümsese de ki monşerlik eleştirisinde haklı yönler de var tabii yani yabancı olmak Türkiye'nin çıkarlarını tam gözememek vesaire ama sonuç itibariyle bir diplomasi geleneğine sahiplerdi. Ancak özellikle mesela kişiye merkezli, kişi merkezli bir dış politikaya yani işte benim dostum, şahsım, kendi dostlukları üzerinden kurulan bir ilişkiye dönüştürüldü özellikle iki bin on altı sonrası. Kurumsal işlemeyen dolayısıyla bu böyle sanki hani mahalledeki arkadaşlar ve düşmanlarım kavgalı, omuz attım falan gibi bir şeye dönüştü bir süre sonra. O zaman da ne oldu üstat? Işte mesela Rahip Brunson gibi vakalarla karşılaştık. Yani çok üst perdeden sopa girmeler. Sonra da tam tersi bir ya da işte Fatih gemisinin işte Doğu Akdeniz'de yaşadığımız gibi yani çok sert bir çıkış, çok büyük bir çıkış ya da Hollanda'yla vesaire yaşananlar gibi. Sonra da tam tersi bir sonuç. Dolayısıyla bu dış politikada şöyle bir şeye yol açtı. Yani Türkiye konuşur, Türkiye adına konuşan, işte Cumhurbaşkanı konuşur, bağırır biraz. Sonra biz ondan istediğimizi zaten alırız. Yani burada bir şey yok. Bir diplomasi yok aslında. Diplomasi böyle bir şey değil.