Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Konya temasları kapsamında Saadet Partisi Konya İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “Konya Sanayici ve İş Adamları Buluşması”na katıldı. Programda konuşan Arıkan, partisinin "Türkiye Kalkınma Planı" çerçevesinde Konya’ya yönelik yatırım projelerini anlattı, iktidarın ekonomi, tarım, sanayi ve ulaşım politikalarını eleştirdi. Arıkan, şunları kaydetti:
"Esnafımız, şikayetçi, emeklimiz şikayetçi, çalışan şikayetçi çalıştıran şikayetçi, işçi şikayetçi işveren şikayetçi"
"Konya, sadece ülkemizin tarımı, sanayisi, üretimi için değil; Milli Görüş hareketimiz ve Saadet Partimiz için de çok özel bir yere ve öneme sahiptir. Hepinizin malumu olduğu üzere Konya’mız ilk çiçeğin açtığı, hareketimizin ilk işaret fişeğinin atıldığı yerdir. Beldeyi muhayyere Konya’mız, 1969 yılında siyasi hareketimizin ilk çıkış noktası, 70’li yıllarda da ağır sanayii hamlemizin en önemli merkezi olmuştu. Peki neden Konya? Çünkü Konya’mız elhamdülillah her türlü imkan ve potansiyele sahip bir şehir. Turizm var, tarım var, sanayi var, maden var, iş gücü var, kelimenin tam anlamıyla Konya'nın altı bereket, üstü cennet. Fakat arkadaşlar bu kadar imkâna rağmen bakıyoruz ki Türkiye’de olduğu gibi Konya'da yanlış giden bir şeyler var. Bu kadar imkana ve zenginliğe rağmen esnafımız, şikayetçi, emeklimiz şikayetçi, çalışan şikayetçi çalıştıran şikayetçi, işçi şikayetçi işveren şikayetçi.
"Türkiye’nin tarım başkenti olarak bilinen Konya'mızda tarımsal üretim konusunda büyük sorunlar var"
Türkiye’nin tarım başkenti olarak bilinen Konya'mızda tarımsal üretim konusunda büyük sorunlar var. Çiftçimiz tarlayı, traktörü satacak duruma gelmiş. Bankadan kredi alıp, geçen yılın faizini ödüyor. Çünkü mahsulü ya tarlada kaldı ya da zararına sattı. İşçi ücretleri artıyor, mazot artıyor, gübre artıyor, ilaç artıyor, tohum artıyor ama ürünün fiyatı sürekli ya yerinde sayıyor ya da düşüyor. Biz açık ve net söylüyoruz; çiftçi olmazsa Türkiye olmaz, tarım olmazsa milli ekonomi olmaz.
"Konya’yı, konkordato ilan eden, iflasın eşiğine olan şehir haline getirdiler"
Zarar eden sadece çiftçi mi? Ne yazık ki hayır. Bugün Konya'da iş insanlarımız da önünü göremiyor. Konya ile ilgili önüme belirli aralıklarla raporlar gelir. O raporlarda en çok şunu görüyoruz; Konya, konkordato ilan eden, iflasın eşiğine gelen ve üretimi durduran fabrikaların, şirketlerin şehri haline gelmiş. Her okuduğumuzda içimiz daralıyor, vicdanımız sızlıyor. Oysa her bir fabrika, her bir tesis ülkemiz için bir kaledir. Orda çalışan her insan, ülke için alınteri döken bir neferdir.
"Konya'ya ulaşmak iş insanlarımız için eziyet oluyor"
Daha iki gün önce Konya’ya uçak inemedi, Konya’dan uçak kalkamadı. Neden? Sisten dolayı, Konya'ya ulaşmak iş insanlarımız için eziyet oluyor. Çünkü sis var. O zaman sise rağmen çalışan bir sistem kurun diyoruz. Efendim burası askeri bir havalimanı, güvenlik endişesi var deniliyor. Biz de soruyoruz; Ankara’ya yeni bir havalimanı yapılıyor. 2026 yılı temmuz ayında NATO toplantısı var. Trump gelecek diye Ankara'nın göbeğine havalimanı yapanlar; Konya'mız için uçuşların aksamayacağı bir havalimanı yapamıyor mu? Arkadaşlar, hiç uçak inmeyen, şehre havalimanı yapanlar yıllardır Konya’nın uçuş sorununu çözmüyorlar. Oysa, ticaret demek artık hız demektir. Bizler yurt dışından yatırımcı getirecek olsak sis var diye uçağa bindiremiyoruz. Bugün iş insanlarımız Konya'ya gelmek için ayrı, gitmek için ayrı zahmet çekiyor.
"Türkiye’de yönetim ve bürokrasi krizi vardır"
Ülkemiz en büyük ekonomik krizlerden biriyle karşı karşıya. Ama mesele sadece ekonomik bir kriz meselesi değildir. Türkiye bir değil beş krizi aynı anda yaşamaktadır. Türkiye’de demokrasi krizi vardır; konuşma yok, tartışma yok, istişare yok, ortak akıl yok. Türkiye’de yönetim krizi vardır. Türkiye’de bürokrasi krizi vardır, bürokraside tam bir keşmekeşlik hakim. Türkiye’de liyakat krizi vardır. Kamu kurumları eş dost akraba kurumu halinde gelmiştir, bir iktidar milletvekilinin dediği gibi bundan da utanmıyorlar. En önemlisi de Türkiye’de adalet krizi vardır. Yargıya güven dibe vurmuş durumda maalesef kapasitesinin üzerinde çalışan tek yer cezaevleri. Kapanan fabrika sayısı ile açılan cezaevlerinin sayısı birbiri ile yarışıyor. Geldiğimiz noktada Türkiye’nin yeni bir başlangıca ihtiyacı var.
"Türkiye Kalkınma Planı, 'Tam Bağımsız Türkiye' planıdır"
Türkiye Kalkınma Planı, vida sıkmaya dayalı bir montaj ekonomisi değil, hammaddeden nihai ürüne uzanan tam bir sanayi zinciri kurma planıdır. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı ham ve ucuz şekilde yabancılara vermek yerine, bu zenginlikleri katma değeri yüksek ürünlere dönüştürme ve milletimizi zenginleştirme planıdır. Türkiye Kalkınma Planı, yabancı sermayenin kol gezdiği Orta Doğu’da,1 numaralı tedarikçi olma planıdır. Yani, zengin, müreffeh bir toplum 'tam bağımsız Türkiye' planıdır. Türkiye Kalkınma Planı, işsizlik, geçim sıkıntısı, yoksulluk, göç ve buna bağlı tüm sosyal sorunları ortadan kaldırma planıdır.
"266 milyar dolarlık ithalatı Türkiye’de üreteceğiz"
Bizim planımızın amacı, 266 milyar dolara ithalatı yapılan bu ürünleri, Türkiye’de üretmek yurtdışına aktarılan bu paraların ülkemizde kalmasını sağlamaktır. Bu güzel ülkenin tüm sathına otomotiv, havacılık, ağır sanayi, teknoloji, kimya ve ilaç sanayii alanında fabrikalar kuracağız, milletimizin doğduğu yerde doymasını temin edeceğiz. Şundan hiç kimsenin şüphesi olmasın: Türkiye, birazdan anlatacağımız bütün bu yatırımları yapabilecek imkâna, kaynağa ve insan gücüne sahiptir. Bu büyük dönüşümün gerçekleşebilmesi için 'trafik lambası ekonomisi' bir kenara bırakılmalı, devlet yeniden üretimin ve kalkınmanın öncüsü olmalıdır.
"Konya’da 221 bin 400 kişilik bir istihdam oluşturacağız"
Nasıl ağır sanayii hamlemizi 1977’de Konya’dan başlattıysak, Türkiye Kalkınma Planımızda da Konya’ya özel önem verdik. Burada birkaç projemizi dikkatinize sunmak istiyorum. Konya’da genetik araştırma ve geliştirme merkezi kuracağız. Bu merkez hem sağlık hem tarım hem de biyoteknoloji sanayisine stratejik katkılar sunacak. Yerli teknoloji ve protokoller geliştirerek ithalatçı değil, geliştiren bir ülke konumuna erişmemize öncülük edeceğiz. Tıbbi görüntüleme ve tıbbi analiz cihazlar sanayii kuracağız. Kurulacak olan bu sanayi tesisi ile büyük çoğunluğu hala ithal edilen medikal cihazları Konya’da üreteceğiz. Böylece Mr, tomografi, ultrason ve kan tahlil cihazları gibi cihazlar yerli olarak burada üretilecek. Gübre ve yem bileşikleri sanayii kuracağız. Kuracağımız yerli üretim tesisleriyle dışa bağımlılığı azaltacak, maliyetleri düşüren, sürdürülebilir ve istikrarlı bir üretim altyapısı oluşturacağız. Tarımsal KİT’ler kuracağız, Torku modeli ölçeklendirilerek üreticiden doğrudan alım, işleme ve dağıtım süreçleri kamu eliyle yürüteceğiz. Aracı zincirleri ortadan kaldıran bu yapı sayesinde üretici değerinde kazanacak, tüketici uygun ve istikrarlı fiyatlara erişecek. Tarım ilaçları molekül ve bileşikleri sanayii kuracağız. Pestisit, herbisit ve fungisitlerin etken maddeleri yerli imkânlarla üretilecek, çiftçiye düşük maliyetli ve etkili bitki sağlığı çözümleri sunacağız. İthalata bağımlı hammadde yapısı sona erdirilerek tarımsal ilaç maliyetleri düşürülecek ve sürdürülebilir üretim güvence altına alacağız. Ata tohumu üretim ve dağıtım merkezi kuracağız. Anadolu’ya özgü, yerli ve iklime dayanıklı ata tohumları bilimsel yöntemlerle geliştirilerek verimliliği artırılacak ve koruma altına alacağız. Hibrit ve GDO’lu tohumlara bağımlılığı azaltmak amacıyla bu tohumlar çoğaltılarak çiftçilere ücretsiz dağıtacağız. Bu projelerle Konya’mızda doğrudan ve dolaylı olarak 221 bin 400 kişilik bir istihdam oluşturacağız.
"Ekonomik büyüme ahlaki temelden koparsa kalıcı bir refah üretemez"
Elbette hiçbir kalkınma tek boyutlu olamaz. Ekonomik büyüme ahlaki temelden koparsa kalıcı bir refah üretemez. Bir milletin dirlik ve düzeninin, refah ve istikrarının, güç ve kudretinin en önemli dayanağın ahlaki ve manevi yapısının sağlamlığıdır. 'Maddi kalkınma ile manevi kalkınma birbirinden ayrı düşünülemez. Ailelerimizi dağılmaktan, gençlerimizi uyuşturucudan, her türlü kumardan, her türlü çetenin tasallutundan kurtarmak, şiddetin önüne geçmek, toplumsal dayanışmayı yeniden tesis etmek, ancak manevi kalkınma hamleleriyle mümkündür. Bizim amacımız hem madden hem manen tam bağımsız bir Türkiye inşa etmektir.”
Arıkan, Konya temasları çerçevesinde, PANKOBİRLİK ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Erkoyuncu ve Merhaba gazetesini de ziyaret ederek gazetenin imtiyaz sahibi Halid Şen ile bir araya geldi.