Milli Gazete’nin bir sayfasını “Bugün bu sayfada Bim reklamı olacaktı. Ancak reklam verenin ‘haber sansürü’ taleplerinin kabul edilmemesi üzerine reklam geri çekilmiştir. Gelişmeler, detaylarıyla birlikte ilerleyen süreçte okuyucularımızla ve kamuoyuyla paylaşılacaktır” yazısıyla boş bırakarak yayınlaması, medya ve siyaset dünyasıyla kamuoyunda merak uyandırdı.
Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, kamunun yaklaşık 100 milyon lira zarara uğratılmasına dair daha önce yayınladıkları bir haberi yayından kaldırmadıkları için reklâmlarını geri çeken firmaya karşı kamu yararını gözetmeyi tercih ettiklerini anlattı.
Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, BİM’in bir haberin sansür edilmesi karşılığında vermeyi taahhüt ettiği reklâmı neden reddettiklerini ve söz konusu haberin ne olduğunu TV5’de açıkladı.
TV5’de yayınlanan “4. Güç” programına katılarak “Hasan Basri Akdemir’in ve Mustafa Deniz’in sorularını cevaplayan Kurdaş, konunun iletişim fakültelerinde sansür meselesi ele alınırken mutlaka irdelenmesi ve incelenmesi gereken bir sansür yöntemi olarak, ders kitaplarına girebilecek bir konu olduğunu söyledi.
“Maksadımız bir markayı zorda bırakmak değil kamuoyunu bilgilendirme çalışmasıdır”
Kurdaş, herhangi bir markaya karşı bir tavır almak maksadıyla değil, kamu yararıyla ilgili bir konuyu kamu yararına savunmak için bu duruşu sergilediklerini belirterek, “Biz, kamu yararını, kendi menfaatimizden ve yararımızdan daha kıymetli bulduk” dedi.
Söz konusu haberin, “bu milletin yaklaşık 100 milyon lirasını ilgilendiren bir haberle ilgili bir konu” olduğunu ifade eden Kurdaş, sansürlenmesi istenen haberin ne olduğunun sorulması üzerine, şu açıklamada bulundu:
“2017-2019 yılları arasında Tarım Bakanlığı, aslında güzel bir iş yapmış ve bu halk, ucuz et yesin diye, et arzında bulunmak üzere çalışma başlatmış. Bunun da zincir marketler üzerinden halka dağıtımıyla ilgili bir süreci başlatmış. Fakat halka ucuz olarak arz edilmesi gereken, Tarım Bakanlığından da böyle bir desteği alan zincir marketler, aldıkları bu etlerin bir kısmını halka arz etmiş ama bir kısmını da halka arz etmemiş, satışını yapmamış. Yani bu hileli satış yöntemi dolayısıyla kamunun yaklaşık 100 milyon lira zarara uğratılması durumunu Millî Gazete haber yapmış. Hatta Tarım Bakanlığı, bu konuda müfettişlerini devreye sokmuş, zincir marketlerin bu tavır ve tutumu hakkında soruşturma açılması noktasında raporlaştırmış, Milli Gazete bunun da haberini yapmış. Nihayetinde biz, halkın ve kamunun yararını gütmek adına bir haber yapmışız. Bu haberi yaparken de, ister Milli Gazete’ye reklam veriyor olsun, ister vermiyor olsun, hiçbir zincir marketin ismini zikretmemişiz. Markaları kirletmek, onları zorda bırakmak gibi bir derdimiz yok. Haberde herhangi bir zincir marketin ismi geçmiyor. Zaten bizim derdimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Bir markayı zorda bırakalım derdiyle bir habercilik yaklaşımımız yok. Bir genel yayın yönetmeni olarak ben buna müsaade etmem; çünkü bu işin hem ahlâkî boyutunu, hem kul hakkını, hem de gazetecilik ilkeleri bakımından yanlış bulduğum şeyler olduğu için müsaade etmem zaten. O yüzden de yapmadık.”
Mustafa Kurdaş, yaklaşık bir ay önce ilgili markanın Milli Gazete’nin reklam birimini ajans üzerinden arayarak, söz konusu haberin yayından kaldırılmasını istediklerini ilettiklerini dile getirdi. Kurdaş, ‘Haberde gerçekten düzeltilmesi gereken maddî bir yanlış varsa, bize söylesinler, bir de o yönüyle bakalım” diye ilgili firmaya haber gönderdiklerini, ancak böyle bir cevap yerine ‘Haberin kaldırılmasını istiyoruz’ şeklinde bir karşılık verildiğini söyledi.
“Biz, bize reklam verdi diye istemedikleri haberi kaldıracak bir gazete değiliz”
“Ben, birisi bize reklam verdi diye haberimizi kaldıracak bir genel yayın yönetmeni değilim; Milli Gazete de böyle bir gazete değil. Biz, gazetemizin belgeli haberlerinin hukukî mücadelesini sonuna kadar hep yaptık, yapıyoruz. Elhamdülillah, bunların çoğunu da kazanıyoruz” diyen Kurdaş, hukuk siyasallaşması çerçevesinde habere erişim engeli konulması gibi medyaya baskı konusunda yeni yol ve yöntemler keşfedildiğini ancak bunun ayrı bir konu olduğunu söyledi.
Kurdaş, söz konusu haberi kaldırmayacaklarını söylediklerinde ilgili markanın, ajans üzerinden, 2020’nin sonuna kadar rezerve edilmiş sayfaların iptal edilmiş olduğunu kaydetti. Bir genel yayın yönetmeni sorumluluğu çerçevesinde, arada birtakım işgüzarlar olabileceği ihtimalini de göz önüne alarak, markanın yönetimiyle de görüşmek istediğini anlatan Kurdaş, firmanın tepe yöneticisinin kendilerini arayacağının bildirildiğini ancak aramadıklarını belirtti.
Kurdaş, “Bugün de biliyorsunuz, 31 Aralık ve perşembe günü son rezervasyon günüydü bizim konuşmamızda. Tabii birtakım mailleşmeler, şifahî cereyan eden bu konular söz konusu oldu. Biz de, kamu yararıyla ilgili bu durumu kamuoyuna şikâyet etmek istedik. Yani bu, bir markayı zorda bırakmak değil, kamuoyunu bilgilendirme çalışmasıdır. Milli Gazete olarak bu konudan bu milletin de, kamuoyunun da haberdar olması gerektiğini düşündük doğrusu; ama çok nezaketli bir şekilde yapmaya çalıştık. Başka şeyler de yazılabilir, başka ithamlarda da bulunabilir. Hayır; bizim böyle bir derdimiz yok” diye konuştu.