DÜNYA

Sağlık devrimi mi, gözetim çağı mı? BAE tüm vatandaşlarının DNA’sını kopyalıyor

BAE, vatandaşlarının neredeyse tamamının genetik kodunu dizileyerek dünyada bir ilki gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Emirlik Genom Programı kapsamında 750 binden fazla kişinin DNA’sı analiz edildi. Ancak bu dev projenin “sağlık mı, gözetim mi?” tartışmalarını da beraberinde getirdiği belirtiliyor.

Abone Ol

Bloomberg Businessweek’in özel haberine göre, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) altı yıl önce başlattığı Emirati Genome Programme ile tüm vatandaşlarının DNA’sını dizilemeyi hedefliyor. Proje, devlet destekli yapay zekâ şirketi G42 Group’un çatısı altındaki M42 isimli kuruluş tarafından yürütülüyor. Programın nihai amacı, ülkenin yaklaşık 1 milyon vatandaşı için genetik bir veri tabanı oluşturmak.

Haberde, Abu Dabi’deki 51 bin metrekarelik laboratuvarda yer alan 15 adet NovaSeq X Plus makinesinin aynı anda 128 DNA örneğini çözümleyebildiği, her bir cihazın 16 terabayt veri ürettiği bilgisine yer verildi. Bu dev altyapının, dünyanın en kapsamlı genom veri tabanlarından birini oluşturduğu ifade ediliyor.

“Bir gün, ‘bu ilaç abu dabi’de keşfedildi’ diyebilmek”

M42 yöneticilerinden Dr. Fahed Al Marzooqi, Bloomberg’e yaptığı açıklamada “Bir gün ‘Bu ilaç Abu Dabi’de icat edildi’ diyebilmeyi hayal ediyorum” dedi. Şirket, toplanan genetik verileri yapay zekâ destekli analizlerle birleştirerek kişiye özel tedavi ve erken teşhis uygulamaları geliştirmeyi planlıyor.

G42 CEO’su Peng Xiao ise bu projenin yalnızca BAE için değil, başka ülkeler için de “dijital ulus inşası modeli” oluşturacağını belirterek, Endonezya ve Özbekistan gibi ülkelerde benzer genetik veri tabanları kurmak için anlaşmalar yaptıklarını söyledi.

Sağlıkta yapay zekâ ve genetik dönüşüm

BAE yönetimi, gen dizileme programını petrol gelirlerine dayalı ekonomiden yapay zekâ temelli bir biyoteknoloji merkezine dönüşüm stratejisinin temel ayağı olarak görüyor. Proje, vatandaşlara ücretsiz olarak sunulan ChatGPT Premium erişimi, yapay zekâ veri merkezleri ve bulut altyapısı yatırımlarıyla birlikte yürütülüyor.

Uzmanlara göre, genetik verilerle desteklenen sağlık sistemleri sayesinde doğuştan gelen hastalıkların erken teşhisi mümkün olacak. Ülkede akraba evliliklerinden kaynaklanan genetik bozuklukların oranının yüksek olduğu ve bu hastalıkların ölüm nedenleri arasında dördüncü sırada yer aldığı belirtiliyor.

Zorunlu genetik tarama uygulaması

Bloomberg’in haberine göre, Aralık 2024’ten itibaren BAE’de evlenmek isteyen Emirati çiftler için genetik tarama zorunlu hale getirildi. Devlet, yüksek riskli çiftlere tüp bebek tedavisi için sigorta kapsamında destek veriyor.

Proje yöneticilerinden Albarah El-Khani, “Amacımız her hastanın doktoruna giderken dijital bir ‘genetik pasaport’ taşıması” diyerek sistemin bireysel sağlık kayıtlarına entegre edileceğini söyledi. “Bir kez dizile, ömür boyu kullan” sloganıyla yürütülen çalışmanın, doğumdan itibaren DNA örneklerini toplamaya başladığı da aktarıldı.

Etik tartışmalar: “Bu, her istihbarat servisinin rüyası”

Haberde, projenin ölçeği kadar gizlilik ve etik risklerinin de dikkat çektiği vurgulandı. İngiltere merkezli insan hakları avukatı Radha Stirling, bu tür bir veri tabanının “her istihbarat servisi için bir rüya” olduğunu belirterek, genetik bilginin gözetim ya da vatandaşlık politikalarında kötüye kullanılabileceği uyarısında bulundu.

Washington merkezli DAWN örgütü yöneticisi Sarah Leah Whitson da, “BAE’de geçmişte etnik kökeni gerekçe göstererek vatandaşlıkların iptal edildiği biliniyor. Şimdi bu veriler, genetik temelli ayrımcılıklar için kullanılabilir” dedi.

Hükümet: “Veriler güvenli ve gönüllülük esasına dayalı”

Abu Dabi Sağlık Departmanı ise Bloomberg’e yaptığı açıklamada, projenin 2023’te çıkarılan federal yasa çerçevesinde yürütüldüğünü, “verilerin gizlilik, gönüllü katılım ve etik standartlara uygun olarak saklandığını” bildirdi.

Yetkililer, vatandaşların istedikleri zaman sistemden çıkabileceğini, genetik örneklerin silinme hakkının güvence altına alındığını vurguladı.

Katılımda gönüllülük, inanç ve şüphe arasında

Haberde, kimi Emirati vatandaşların “kaderin genlerle değil, Allah’ın iradesiyle belirlendiği” inancıyla projeye katılmakta tereddüt ettiği; ancak genetik taramaların bazı vakalarda yaşam kurtarıcı etkiler gösterdiği anlatıldı. Cleveland Clinic Abu Dhabi’de görev yapan onkolog Dr. Stephen Grobmyer, ilk taramalarda üç yenidoğanın genetik teşhis sayesinde erken müdahaleyle kurtarıldığını belirtti.

Grobmyer, “Genetik bilginin korku yaratmak yerine bilinç oluşturması için çalışıyoruz. Artık çoğu hasta riskini bilmek istiyor” dedi.

Veri ekonomisi ve küresel etki

Uzmanlar, BAE’nin oluşturduğu genetik veri havuzunun ilaç geliştirme süreçlerinde büyük avantaj sağlayabileceğini, özellikle Ortadoğu kökenli popülasyonlar üzerine yapılacak klinik araştırmalar için eşsiz bir kaynak oluşturduğunu belirtiyor.

Buna karşın Bloomberg’in görüştüğü biyoteknoloji öncüsü Kári Stefánsson, genetik veri bankalarının kârlı iş modellerine dönüşmesinin “çok zor” olduğunu söylüyor. “Bu tür veri tabanlarını kurmak kolay, ama sürdürülebilir gelir elde etmek çok zor,” diyor.