Erzincan'ın İliç ilçesinde 13 Şubat 2024’te Anagold Madencilik’e ait Çöpler Altın Madeninde meydana gelen ve 9 işçinin hayatını kaybettiği liç yığını kaymasıyla ilgili davanın 4’üncü duruşması 11 Kasım Salı günü Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.
Operasyonlar Başkan Yardımcısı İain Ronald Guille, Jeoteknik Başmühendisi Ali Rıza Kalender, Projeler Sorumlusu Shaun Swartz, İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürü Selçuk Çiftlik ve madene teknik destek veren İNR Mühendislik Şirketi sahibi Ömer Ardıç’ın tutuklu olduğu davada aralarında şirket yöneticilerinin de bulunduğu 43 sanık “Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” ve “Çevreyi taksirle kirletme” suçlamalarıyla yargılanıyor.
Evrensel'in haberine göre; davanın ilk duruşması 17 Mart 2025’te görüldü. İkinci duruşma ise 2 Temmuz 2025’te yapıldı. 2. duruşmada tutuklu bulunan dört sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek, yeni bir bilirkişi raporu ve şirketin organizasyon şemasının hazırlanmasını talep edildi. Mahkeme heyetinin değiştiği davanın 3’üncü duruşması ise 2 Eylül’de yapıldı.
2 Eylül’de görülen 3. duruşmada mahkeme heyeti tutuklu sanıkların kaçma ve saklanma şüphelerinin olduğu nedeniyle tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz sanıkların da adli kontrollerinin devamına karar verdi. 4. duruşmada şirketin organizasyon şemasını içeren bilirkişi raporunun dosyaya gelmesi bekleniyor.
“GÖZ GÖRE GÖRE GELDİ, SORUMLU YOK”
5’i tutuklu 43 sanığın yargılandığı duruşmalar teknik ilerlerken, madenin ve liç yığını kaymasının çevresel etkileri üzerinde durulmadı. Müşteki avukatlarının beyanlarında çevresel felakete dikkat çekilirken Anagold avukatları, şirketin bu konuda her türlü önlemi aldığını iddia etti. Yaşamını yitiren işçilerin aileleri ve avukatları felaketin göz göre göre geldiğini belirterek sorumluların en ağır cezayı almasını talep etti. Duruşmalar sırasında zaman zaman sanık avukatları ile müştekiler ve avukatları arasında gerginlikler yaşandı.
Sanıklar, savunmalarında ve ifadelerinde, facia öncesinde yığın liç alanında çatlakların aylar önce tespit edildiğini, ancak buna rağmen yükleme ve çalışma faaliyetlerinin devam ettiğini belirtti.
Şirketin eski kıdemli jeoteknik mühendislerinden Ali Rıza Kalender olması gereken radar cihazlarının sonradan getirildiğini ve mevcut cihazın yeterli olmadığını ifade etti. Tutuklu olarak yargılanan Kalender çatlakların alarm seviyesini geçtiğini, ancak zamanında aksiyon alınmadığı için 9 kişinin hayatını kaybettiğini dile getirdi.
Tutuklu sanıklar, genellikle kendi görev tanımlarının dışına çıkmadıklarını, projede bir hata olmadığını ve hukuka aykırı bir davranışta bulunmadıklarını savunarak beraat ve tahliye talebinde bulundu. Şirket yetkilileri ise sorumluluğu taşeron firmalara ve tasarımdaki eksikliklere attı.
Mahkeme heyeti, ilk raporlara ek olarak yeni ve kapsamlı bir bilirkişi raporunun hazırlanmasını talep etti
KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI TALEBİ
Facianın soruşturma aşamasında, madenin kapasite artırımı, izin süreçleri ve denetimlerden sorumlu olan kamu görevlileri hakkında iddianame düzenlenmedi ve bu kişilerin yargılanmasına yönelik bir talep olmadı.
23 Mayıs 2024 tarihinde 11 kişilik bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 262 sayfalık bilirkişi raporu mahkemeye sunuldu. Raporda, o dönem Çevre ve Şehircilik Bakanı olan Murat Kurum’un imzası bulunan 7 Ekim 2021 tarihli “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Olumlu Kararı” veren yetkililer “asli kusurlu” olarak görüldü. Mahkeme ÇED raporunda onay veya imzası bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkililerinin kusursuz olduğu görüş ve kanaatine varırken, savcılık da yetkililer hakkında, üzerlerine atılı suçların unsurları oluşmamış olması nedeniyle “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi.
Faciada hayatını kaybeden Uğur Yıldız’ın ailesi kamu görevlileri hakkında verilen “kovuşturmaya yer olmadığına dair” kararı Anayasa Mahkemesine (AYM) taşıdı.
Hayatını kaybeden işçilerin aileleri ve avukatları, madencilik faaliyetine izin veren, denetim görevini yerine getirmeyen ve kapasite artırımına onay veren tüm kamu görevlilerinin yargılanması yönündeki taleplerini de her duruşmada dile getirdi. Aileler, sorumluluğun sadece şirket çalışanlarına yüklenemeyeceğini vurguladı.
Faciadan sonra maden ocağının faaliyeti durdurulurken, madeni işleten Anagold ÇED’e başvurarak maden sahasında yeniden üretime geçmeyi hedefliyor.