POLİTİKA

“Erbakan gibi biz de herkesle bir araya gelmeye kararlıyız”

Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, Erbakan’ın bir araya gelip sohbet etmediği, memleket meselesini ele almadığı hiçbir lider olmadığını söyledi. Davutoğlu, “Nasıl ki Erbakan Hocamız, bütün milletin temsilcilerini bir araya getirirken birilerinin suçlamasından korkmadıysa, biz de bugün hangi siyasî düşünceye sahip olursa olsun, hangi etnik ve mezhebi kökene dayanmış olursa olsun, herkesle bir araya gelmeye kararlıyız ve ülkemizin geleceğini böylesi bir siyaset anlayışında görüyoruz.” diye konuştu.

Abone Ol

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Necmettin Erbakan’ın vefatının 11’inci yıl dönümü münasebetiyle Saadet Partisi tarafından İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı Anma ve Anlama Toplantısı”nda konuştu.

Ahmet Davutoğlu, Erbakan’ı bir ilim adamı olarak ilim ahlâkını, özgün ve sistematik düşünce yöntemini; siyaset ve devlet adamı olarak da azmini, cehdini, gayretini, sabrını, itidalini örnek aldıklarını söyledi.

Hiçbir olayda tesadüfe inanmadıklarını, her işte bir takdir ve mutlaka tevāfuk düşüncesi içinde olduklarını ifade eden Davutoğlu, Erbakan’ın 27 Şubat tarihinde vefat etmiş olmasının asla tesadüf olmadığını söyledi. Davutoğlu, “Aslında bu ilâhî takdir bize şunu söyler: Erbakan Hocamızı anan her kişi, ertesi sabah uyandığında, bir daha bu aziz ülkede asla 28 Şubatlar yaşanmayacak diyerek uyanır. Asla bir daha başörtüsü yasağı olmayacak, asla din ve vicdan özgürlüğü kısıtlanmayacak diye söz veririz, her 28 Şubat’ın öncesinde.” dedi.

Davutoğlu, bu yılki anma toplantısının Miraç Kandili’ne denk gelmesinin de tesadüf olmadığını ifade etti.

Davutoğlu, Erbakan’ı ilk tanıdığında 1969 seçimlerine hazırlık aşamasında olduğunu, rahmetli babasının ‘Seni önemli bir mekâna, önemli bir şahsiyete götüreceğim’ diyerek kendisini Şehzadebaşı’daki bir sinema salonunda düzenlenen, Erbakan’ın bağımsız adaylığı ile ilgili ilk toplantısına götürdüğünü söyledi. Takriben aynı günlerde, 21 Ağustos 1969’da Mescid-i Aksā’nın yakıldığını, bütün İslâm dünyasının hüzün içinde olduğunu belirten Davutoğlu, “Erbakan Hocamız, o günlerde yola çıktı ve hayatı boyunca onun attığı her adımda Mescid-i Aksā, onun attığı her adımda Kudüs-ü Şerif vardı.” dedi.

Davutoğlu, 12 Eylül’e ve 28 Şubat’a giden süreçte de Erbakan’ın, ‘Özgür Mescid-i Aksā, özgür Kudüs, özgür Filistin’ diye haykırdığını belirterek, kendisine bu salondan inşallah bir gün Mescid-i Aksā özgür olacak, Kudüs-ü Şerif özgür olacak, aziz Filistin özgür olacak diye söz verdiklerini söyledi.

“İnancıyla bilimi öyle bir sentez etti ki bize bir miras bıraktı”

Her büyük şahsiyetin hayatının bir ders olduğunu belirten Davutoğlu, Erbakan’ın da yaşantısıyla, birikimiyle, mirasıyla ders verdiğini söyledi.

Davutoğlu, sömürgecilik karşısında ezilmiş İslâm dünyasının aydınlarının bir çıkış yolu aradığını, bu çıkış yolunun da kendi medeniyet değerleriyle Batı’nın sanayi devrimiyle gelen teknolojik alt yapısını bir araya getirme çabası olduğunu dile getirdi.

Davutoğlu, “Onun için ağır sanayi derken, önce ahlâk ve maneviyat diye haykırdı. Bir ilim adamı olarak, bütün İslâm dünyasının meselesini geri kalmışlık olarak gördü ve o geri kalmışlığın çözümünü bilimde, teknolojide ve özgün düşüncede aradı. Asla taklitçi olmadı. Asla kolay yolların arkasından gitmedi. Asla daha önceki nesillere ezberletilen birtakım kolay çözümlerin yolundan da gitmedi. Birileri montaj sanayisi derken o ağır sanayi dedi. Birileri daha önce denenmiş yöntemleri deneyerek, ‘geçmişimizden koparak modernleşme’ derken, o asla dedi. İnancıyla bilimi öyle bir sentez etti ki bize bir miras bıraktı.” diye konuştu.

“İslâm dünyasının en büyük meselesi, siyasî gücün ahlâktan ayrıştırılmış olmasıdır”

Erbakan’ın siyasî gücü elde etmek istediğini ancak onu mutlaklaştırmadığını, onun esiri olmadığını belirten Davutoğlu, “Bırakmak gerektiğinde vakarla bıraktı. Fedākârlık etmek, bedel ödemek gerektiğinde vakarla ödedi. Bugün İslâm dünyasının en büyük meselesi, siyasî gücün ahlâktan ayrıştırılmış olmasıdır.” dedi. Davutoğlu, siyasî gücü ahlâkla buluşturmadıkça, Erbakan’ın talebesi olma iddiasını asla gündeme getiremeyeceklerini söyledi.

“Erbakan gibi herkesle bir araya gelmeye kararlıyız”

Erbakan’ın bir araya gelip sohbet etmediği, memleket meselesini ele almadığı hiçbir lider olmadığını belirten Davutoğlu, onun liderlerle kurduğu koalisyon hükümetlerini ve seçim ittifaklarını hatırlattı. Davutoğlu, Erbakan’ın ‘Geçmişte ihtilâf ettik, şimdi bir araya gelemeyiz’ demediğini, birilerinin ‘Niye bir araya geliyorsunuz?’ sorusundan da korkmadığını söyledi. Davutoğlu, “İşte biz, bugün bu salondan haykırarak söylüyoruz; nasıl ki Erbakan Hocamız, bütün milletin temsilcilerini bir araya getirirken kınamadan korkmadıysa, birilerinin suçlamasından korkmadıysa, biz de bugün hangi siyasî düşünceye sahip olursa olsun, hangi etnik ve mezhebi kökene dayanmış olursa olsun, herkesle bir araya gelmeye kararlıyız ve ülkemizin geleceğini böylesi bir siyaset anlayışında görüyoruz.” diye konuştu.

Davutoğlu, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem metninin açıklanacağı toplantının tarihin 28 Şubat olması konusundaki suçlamalara da temas ederek, 28 Şubat’ın, Türkiye’de parlamenter demokrasiye darbe vurulan en vahim tarih olduğunu, tam da o günde kendilerinin, TBMM’yi siyasetin merkezi yapmaya geleceklerini söyledi.

Davutoğlu, Erbakan’ın siyasî nezaketini, insanî davranışlarını, tevazusunu da hatırlattı. Davutoğlu, “Onun ağzından hiçbir zaman kendi tabirini kullanarak söylüyorum, insan şeref ve izzetini tahkir eden bir tutum görmedik.” dedi.