Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Beyazıt Meydanı'nda düzenlenen İstanbul'un Fethi programında gündeme dair yaptığı açıklama şu şekilde: “Toplumsal kutuplaşmadan ve insanların ötekileştirilmesinden çok muzdarip bir haldeyiz” diyen Karamollaoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Farklı fikirlere,farklı inanç ve yaşam biçimlerine hoşgörüyle yaklaşabilmenin, insanları kamplaştırmamanın en güzel meyvesi, Bizans ortodokslarının kurdukları şu cümlede gizlidir kanaatindeyim: ‘İstanbul'da Latin külahı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz’. Tüm bu örneklerden çıkaracağımız ders şudur: Cihat, şuursuz bir savaş ve katliam değildir. Cihat, hakkı üstün tutmak için yapılır. Cihat, iyiyi yaşatma mücadelesidir. Cihat, zalimlere karşı mazlumların yanında durmaktır… “Yükümüz ağır, sorumluluklarımızın farkındayız” Saadet Partimizin kararlı duruşu, cihadı ve fethi doğru anlamasından kaynaklanmaktadır. Bir hareket, ancak milli ve manevi değerlerimizi referans alıyorsa, her şart altında adaleti ikame ve muhafaza ediyorsa, biz her bir insan için siyaset yapıyoruz ve siyaset yapmaya devam edeceğiz. Şundan hiç kimsenin şüphesi olmasın: Biz helal ve dürüst siyasetin temsilcileriyiz. Biz dün olduğu gibi bugün de dürüst siyaset yapıyoruz. Yarınlarda bu dürüst siyaseti yapmaya devam edeceğiz. Yükümüz ağır. Bizler sorumluluklarımızın farkındayız. “Kapı kapı dolaşacağız” Bizim yürüyüşümüz, yeryüzündeki bütün zalimler yıkılana kadar, yeryüzünde tek bir mazlum kalmayana dek devam edecektir. Heyecanımızı hiç kaybetmeyeceğiz. Omuzlarımızda büyük bir vebal ve sorumluluk var. Bunu unutmayacağız. Kapı kapı dolaşacağız. Gençleri, aynı ideallerin halkaları olarak birleştirecek ve birbirimizle kenetleneceğiz. Çünkü ırkı, dili, düşüncesi, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun bu topraklar üzerinde yaşayan herkes kardeştir. Bizler aynı bahçenin çiçekleri, aynı milletin evlatlarıyız. Bu ulvi yolda, şartlar ne olursa olsun kararlılığımızı sürdürecek, heyecanımızı asla kaybetmeyeceğiz. Hiç şüpheniz olmasın. Yarınlar bizimdir, inşallah bizim olacaktır.”