Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Batman'da partisinin il kongresine katıldı.
Arıkan şunları dile getirdi:
Hasankeyf’in tarihinden, Gercüş’ün bereketli topraklarından;
Kozluk’tan Sason’a, Beşiri’den Merkez’e,
Bütün Batman’a yürek dolusu selam olsun!
Hepiniz kongremize hoş geldiniz. Hun bi xêr hatîn
Sözlerimin hemen başında bu akşam İnegölspor’u misafir edecek Batman Petrolsporumuza İkinci Lig Beyaz Grupta, sezonun ilk maçında başarılar diliyorum.
Umarım bu sezon şampiyon olup birinci lige çıkarlar. Gelek spas, teşekkür ederim.
Bugün 24 Ağustos 2025.
Dün serhat şehrimiz Van’daydık.
Bugün Mezopotamya Ovası üzerinde yer alan Batman’dayız.
Taşıdıkları suyu Dicle Nehrimiz ile birleştiren
Batman ve Garzan Çaylarının suladığı verimli topraklardayız.
Hem ticaret yolları hem de enerji kaynakları açısından önemli bir coğrafyadayız.
Cumhuriyetin ilk yıllarında İluh adında küçük bir köyken, bu topraklardan çıkan petrolle birlikte büyüyerek Batman adını almış hızla büyüyen bir şehirdeyiz.
Elbette, TPAO’nun ve TÜPRAŞ’ın Batman’a katkısı inkâr edilemez.
Ancak Batman insanının emeği ve alın teri de inkâr edilmez.
Çünkü Batman, emekle ve alın teriyle bugünlere gelmiş bir şehirdir.
Ancak şunu da ifade etmek isterim!
Özellikle buralara işe alımlardaki “torpil” tartışmaları Batmanlıları derinden yaralıyor!
KARŞIMIZDA İKİ BATMAN
Şimdi değerli kardeşlerim;
Karşımızda iki Batman var!
Biri cennet gibi. TPAO’nun Bölge Müdürlüğüne mutlaka gitmişsinizdir.
Ağaçlar, çayır, çimen, yeşillik, kuş sesleri.
Ayrı bir dünya.
Diğeri,
· tek bir ağacın olmadığı,
· yeşil alanlardan,
· oyun parklarından,
· dinlence mekanlarından mahrum sokaklardan oluşan,
· yaz sıcaklarında çöle dönüşen Batman.
o Yeterince yeşil alanın olmadığı, o parkların, bahçelerin olmadığı, o betonun bittiği yerde asfaltın başladığı o bir de bunlara ilaveten alt yapının yetersiz olduğu şehirlerde olan neyse Batman’da da aynısı oluyor.
Her güçlü yağmurun ardından sokaklar nehre, sel felakete dönüşüyor.
Diğer taraftan hızla büyüyen bir şehir var, plansızlık söz konusu, daha alt yapı hizmetleri gitmeden şehir saçaklanıyor bu sefer de kenar mahallelerde yollar kışın çamurdan geçilmiyor.
HASANKEYF
Tabii bu arada Batman’da Türkiye’nin en güzel yaşayan bir açık hava müzesi vardı: Hasankeyf.
Alternatif birçok enerji kaynağı olmasına rağmen,
12 bin yıllık bir tarih 22 yıllık AK Parti iktidarında sular altında bırakıldı.
Binlerce yılın izi, ilk yerleşim yerleri olan mağaralar, her bir taşının ayrı hikayesi olan bir şehir, evler, mabetler, sokaklar sular altında bırakıldı.
En acısını söylüyorum!
Son sahte diploma olaylarında bu barajın yapan mühendisin diplomasının da sahte olduğu tartışmaları çıktı!
LİSTE SONU BATMAN!
Tabii Batman’da problemler sadece belediyecilikle ve tarihi dokuya dair kıyımla ilgili değil.
· 81 il arasında nüfus sıralamasında; 32’nci sırada yer alan Batman’ımız
· Sosyoekonomik Gelişmişlik Endeksi’nde, -maalesef- 72. sırada
· Kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla sıralamasında, 75. sırada
Tabii TÜİK’in ilan etliği verilere göre en fakir illerimizin Batman, Diyarbakır, Muş, Bitlis, Şanlıurfa, Ağrı, Van oluşu da ülkemizin bir başka gerçekliğidir.
LİSTE BAŞI BATMAN
Pekiii,
Batman’ın ilk sıralarda yer aldığı listeler yok mu?
Elbette var ama bunlar gerçekten can yakıcı listeler.
İşsizlik oranında, genç işsizlik oranında Batman, bölgenin diğer illeri ile listenin başındaki ilk üç sırada yer değiştirip duruyor.
İşsizliğin, yoksulluğun gençler üzerindeki etkisi çok daha yıkıcı oluyor.
Madde bağımlılığı, uyuşturucu kullanımı, intiharlar hiç görmek istemediğimiz tablolar.
Böyle bir gerçeklik var.
İlgili birimlerin operasyonlarını sıklaştırması ele geçirilen uyuşturucu madde miktarını artırıyor ama meseleyi çözmüyor.
TARIM VE HAYVANCILIK
Buradan kafamızı çeviriyoruz,
Mezopotamya’nın bereketli topraklarına bakıyoruz, orada da sıkıntıları görüyoruz.
Batman Barajı ve sulama kanallarına rağmen, birçok köy hâlâ yağışa bağlı kuru tarım yapmak zorunda.
Tüm Türkiye’de olduğu gibi Batman’da da çiftçiler, artan mazot, gübre ve ilaç fiyatları nedeniyle üretim maliyetlerini karşılamakta zorlanıyor.
Ve bir de Şap hastalığı var.
60 yıl sonra yeniden ortaya çıkan bu hastalık, bugün köylümüzün ahırını kırıp geçiriyor.
Devletin geciken aşı programı, çiftçiyi kaderiyle baş başa bıraktı.
Halbuki zamanında önlem alınsaydı bu noktaya gelinmezdi.
Gerçekleri gizleyerek değil, şeffaflıkla ve bilime kulak vererek bu salgınla mücadele edilir ama iktidar hayvan üreticisine bunu bile çok gördü.
BUNLARI NİÇİN ANLATIYORUM?
Değerli kardeşlerim,
Biz Batman’ın sorunlarını biliyoruz.
Bu şehirde yaşanan sıkıntıların farkındayız.
İnşallah buraya, bunları yerinde tespit etmek ve çözüm yollarını ortaya koymak için geldik.
Bu kadim şehir,
Bu güzel şehrin kıymetli insanları bunları hak etmiyor!
O zaman hep birlikte el ele verme,
Batman’ı “Yaşanabilir Bir Batman” yapma zamanıdır.
Allah yardımcımız olsun!
SAADET PARTİSİ NEREDE DURUYOR?
Değerli Arkadaşlar, Kıymetli Kardeşlerim,
Elbette merak ettiğinizi biliyorum.
TBMM’de kurulan bir komisyon var:
“Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”
Saadet Partisi bu komisyonun neresindedir?
Hemen söyleyeyim.
Saadet Partisi,
· akan kanı durduracak,
· hak ve özgürlükler üzerindeki kısıtlamaların kalkmasına vesile olacak,
· dilin, kimliğin, kültürün, inancın ve düşüncenin kendisini ifade etmesine en uygun zemini hazırlayacak,
· haksız yere cezaevlerinde tutulan insanların ailelerine, sevdiklerine kavuşmasını sağlayacak,
· barış, huzur ve kardeşlik iklimini tesis edecek,
· tüm bunları gücün keyfiliğine bırakmayıp hukuk ile şekillendirecek
her samimi adımı herkesten daha fazla desteklemektedir ve destekleyecektir.
Süreç devam ederken iktidar bir tanımlama yaptı: “Terörsüz Türkiye”
Biz bu tanımlamayı muğlak bulduk.
YAŞANABİLİR TÜRKİYE’DE
Üstüne basa basa şunu söyledik:
“Terörsüz Türkiye” müphemdir, ihtiyacımız olan “Yaşanabilir bir Türkiye”dir.
Sonra niçin Yaşanabilir bir Türkiye dediğimizi açıkladık.
· Yaşanabilir bir Türkiye’de
terör de yoktur, kayyım da.
· Şiddet de yoktur, gözdağı vermeye yönelik gözaltılar da.
· Yaşanabilir bir Türkiye’de
ne Diyarbakır Anneleri ağlar ne de Cumartesi Anneleri.
· Ne faili meçhuller olur ne de “Diyarbakır 5 No’lu”da işkenceler.
· Yüreklerimize ne yeni bir Madımak
ne yeni bir Başbağlar
ne de yeni bir Roboski acısı düşer.
· Yaşanabilir bir Türkiye’de
devletin işleyişi keyfilikle, kayırmalarla, Kanun Hükmünde Kararnamelerle değil hukukla, hukukun üstünlüğüyle, adaletle olur.
· Yaşanabilir bir Türkiye’de
işsizlik, yoksulluk ve emeğin sömürüsü değil,
onurlu ve insanca bir yaşam vardır.
· Çok net söylüyorum arkadaşlar!
Yaşanabilir bir Türkiye’de
Ne beyaz toroslar olur ne de siyah transporterlar!
Bizim bu söylediklerimizi az da olsa anladılar ki;
· Komisyona Terörsüz Türkiye diye bir isim vermediler.
“Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” dediler.
· Biz nitelikli çoğunluk dedik, kabul ettiler.
· TBMM’deki her parti komisyonda yer alsın dedik, kabul ettiler.
OLUMLU ADIMLARI GÖRÜYORUZ
Bunları olumlu adımlar olarak görüyoruz.
· Biz; örgütün silah bırakmasını ve kendini feshetmesini olumlu bir gelişme olarak GÖRÜYORUZ.
· Ancak bölgemizde yaşanan gelişmelere baktığımızda bunu yeterli BULMUYORUZ.
· Ve bu söylemlerimizin bir iktidar karşıtlığı olarak değil, bir yol gösterme olarak algılanmasını İSTİYORUZ.
BİRBİRİMİZİ EL ÜSTÜNDE TUTMALIYIZ
Şöyle bir gerçeklikle karşı karşıyayız:
· Soykırımcı İsrail,
canı istediğinde Gazze’yi, Batı Şeria’yı, Lübnan’ı vuruyor.
· Soykırımcı İsrail,
canı istediğinde askerlerine Suriye topraklarında piknik yaptırıyor.
· Soykırımcı İsrail,
canı istediğinde İran’da suikastlar düzenliyor.
Hal böyle iken;
Biz Türk, Kürt, Arap, Farisi ve bölgenin tüm halkları,
Hepimiz birbirimizi el üstünde tutmalıyız.
Ama burada asıl görev; ezilen, ötekileştirilen, yok sayılan kesimlere değil
İKTİDARA DÜŞÜYOR.
İktidar, en başta samimi olmalıdır.
Samimiyet kelimesini tekrar tekrar vurguluyorum.
İktidar artık;
· Baskıdan, tahakkümden, keyfilikten, kayırmacılıktan ve çifte standarttan vazgeçmelidir.
· Siyasi partileri düşman olarak görmekten vazgeçmelidir.
· Siyasi gerekçelerle, hele hele belediyelere çökmek için yeni iç düşmanlar icat etmemelidir.
KAYYUM SİYASETİ
İşte bugün Batman’dayız.
Benim Batmanlı kardeşim,
· bu tip bir siyasetin,
· kayyum siyasetinin zararını iliklerine kadar hissediyor.
Bugün Batman’ın, altyapıda, ulaşımda, imarda, yatırımda, çevrede çözülmeyi bekleyen birçok sorunu var.
İşte! Bu keşmekeşin nedeni, bu Kayyum siyasetidir!
BAŞARAMAZSINIZ!
Halbuki;
· Siz teröre karşı çözüm üretiyoruz deyip, muhalefete karşı yargı savaşı başlatırsanız başarılı olamazsınız.
· Bir yandan silahları yakıp bir yandan halk oyları ile seçilmiş belediye başkanlarını görevden alırsanız başarılı olamazsınız.
· Muhalefetin belediye başkanlarına gözdağı, gözaltı, tutuklama, görevden uzaklaştırma yapıp kendi belediyelerinize yatırım yaparsanız başarılı olamazsınız.
Çok açık söylüyorum!
Siz bu anlayışla muhalefeti değil,
MİLLETİ CEZALANDIRIYORSUNUZ.
AYDIN ÖRNEĞİ
Mesela, Aydın Büyükşehir Belediyesi!
Belediye Başkanının AK Parti’ye geçmesinden sadece 4 gün sonra
860 milyon TL’lik finansman aldı.
Şimdi soruyorum!
· Bugüne kadar cezalandırılan CHP miydi, yoksa hizmet alamayan Aydın halkı mıydı?
· Bugüne kadar cezalandırılan DEM Parti mi,yoksa yıllardır her türlü hizmetten mahrum bırakılan Batman halkı mı?
Milletin alın teriyle oluşturulan imkanlar, millete karşı ödül ve ceza sistemi olarak kullanılamaz!
Biz bunu kesinlikle reddediyoruz!
· İktidar belediyelerine sağlanan finansman, muhalefet belediyelerine sağlanmıyorsa,
· Muhalefetteyken yolsuzluk yapıyor denilen siyasiler,
İktidar çatısı altına girince “sütten çıkmış ak kaşık oluyorsa”
Bu çifte standarttır,
Bu iki yüzlülüktür!
İKİNCİ YÜZYIL AYNISI OLMAMALI!
Değerli arkadaşlar, şunu hatırlatmak istiyorum:
Türkiye Cumhuriyeti, 100 yaşını aştı.
100 yılı aşan bu sürede,
· Sıkıyönetimlerle,
· Olağanüstü hallerle,
· Umum Müfettişliklerle
· Kayyımlarla
· Darbelerle,
· Muhtıralarla,
· Kalkışmalarla,
· İdamlarla,
· Faili Meçhullerle,
· KHK’larla,
· Parti kapatmalarla ve
· Siyasi yasaklarla bir türlü normalleşemeyen bir Cumhuriyetimiz oldu.
Milyonlarca insanımız bir türlü normalleşmeyen bir ülke olmanın faturasını ödedi.
Etnik kimliğinden, mezhepsel kimliğinden, inancından ya da düşüncesinden dolayı bu ülkenin güzel insanları, çok ağır bedeller ödedi.
Bu salonda da;
· iyi olmanın,
· vicdanlı, merhametli olmanın,
· haktan ve adaletten yana olmanın
bedelini ödeyen birçok kardeşim var.
Başta Necmettin Erbakan Hocamız olmak üzere bu ülkenin yanlış yönetilmiş olmasından dolayı bedel ödeyen tüm insanları huzurunuzda saygı ile selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı aynı gidişatın bir tekrarı olmamalı.
Biz bunun için üzerimize düşeni
· yapıyoruz
· ve yapmaya devam edeceğiz.
Her zamankinden daha fazla çalışacağız.
ÇETELER YÜZYILI
Değerli arkadaşlar,
Hatırlayacaksınız 2023’te iktidar tarafından “Türkiye Yüzyılı” vizyonu tanıtılmıştı…
Aradan iki yıl geçti…
Şöyle bir etrafımıza bakalım, yaşadıklarımızı gözden geçirelim;
· Yenidoğan çetesini gördük…
· Sahte diploma çetesi gördük…
· Adliyelerde parayla, borsayla iş gören çeteleri gördük…
· Ahmet Minguizzi gibi gencecik evlatlarımızın sokaklarda sebepsiz yere öldürüldüğünü gördük…
· Haraç kesen gençleri, uyuşturucu çetelerini gördük…
“Türkiye Yüzyılı”, iki yılda “Çeteler Yüzyılına” dönüştü.
Genel olarak bir cezasızlık durumu ile karşı karşıyayız.
Her gün yaşanan elim bir trajedinin akabinde, zanlının daha öncesinde onlarca suç kaydının olduğunu öğreniyoruz.
İnsan sormadan edemiyor:
· Pankart asanlar, tweet atanlar çok kolay bir şekilde tutuklanırken;
· Bu kadar suç kaydı olanlar sokaklarda nasıl elini kolunu sallayarak cirit atıyor?
Değerli arkadaşlar!
Biz sorunun nerede olduğunu çözümün de ne olduğunu biliyoruz!
Şimdi buradan söz veriyoruz Saadet iktidarında, aklının ucundan dahi benzer vahşeti geçirenlerin bacaklarını titretecek, cesaretlerini tarumar edecek değişiklikleri hayata geçireceğiz!
Eğitimden aileye, gençlikten sosyal politikalara kadar her alanda “önce ahlak ve maneviyat” diyen bireyleri yetiştirmeyi esas alacağız.
İNSANIMIZIN İKİ GÜNDEMİ
Değerli misafirler;
Anadolu’yu adım adım geziyoruz.
Milletvekillerimizle, Başkanlık Divanımızla şehir şehir, mahalle mahalle milletimizin yanında olmaya gayret ediyoruz.
Her gün ya Meclis'te ya genel merkezimizde vatandaşlarımızı ağırlıyor, dertlerini dinliyoruz.
Gördüğümüz manzara şudur!
İnsanımızın iki gündemi var!
Birincisi: bu ülkede Adalet bitmiş!
İkincisi: bu ülkede Ekonomi bitmiş!
ENFLASYON CANAVARI
Dün Van’daydık.
Bilirsiniz Van'da her zaman bir “Van Gölü Canavarı Efsanesi” vardır.
Adı vardır ama kendi var mıdır bilinmez
Van Gölü Canavarını bilmem lakin
Bugün Türkiye’de bir “Enflasyon Canavarı” var!
Üstelik biz bu canavarı; pazarda, markette, çarşıda, kirada, mutfakta kısacası her alanda görüyor ve hissediyoruz.
Çok basit bir rakam vereyim; bugün Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin -bakınız buraya dikkat çekiyorum- sadece karnını doyurmasının maliyeti ne kadar biliyor musunuz? 26.000 tl.
Bu ülkede asgari ücret 22.000 tl.
Yani bu ülkede çoğu insan, Batman’da çoğu hemşerimiz aç yaşıyor!
Emeklinin halini söylemiyorum bile!
Bugün emekli, çocuğunun, torununun harçlığına muhtaç durumda!
Bakınız size iki grafikle bunu göstereyim.
GEÇİNME ENDEKSİ
Bunu niçin yaşıyoruz?
Size anlatayım!
“Geçinme Endeksi” adını verdiğimiz bir endeks var.
Bir inceleme yaptık. 1978’de itibaren verileri inceledik.
1978-2002 döneminde çok küçük bir yükseliş var.
Fakat 2002-2025 yani AK Parti döneminde tam 100 kat artmış durumda.
Yani biz bu son 23 yılda tam 100 kat fakirleştik arkadaşlar!
İKTİDAR NEREDE?
Emekli perişan, asgarî ücretli perişan, memur perişan, sanayici perişan, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız, köylümüz, çiftçimiz perişan.
Ama bakıyoruz iktidar;
· Tarlada yok,
· Fabrikada yok,
· Çarşıda yok, Pazarda yok,
· Emekli kuyruğunda yok.
Vatandaşın yükselen feryadına karşı kör ve sağır kesilmiş durumda.
Amaaa ne zaman bir mağdur sesini yükseltse iktidar anında orda bitiyor.
Geçtiğimiz hafta bir yıl boyunca verdiği emekten sonra ürünü para etmeyen bir çiftçimiz en son pes etti ve patatesini bedava dağıtmak zorunda kaldı.
Vay sen misin bunu yapan?
İktidar bağrı yanık bu kardeşimizin sesini dinlemek, çözüm üretmek yerine ne yaptı biliyor musunuz arkadaşlar?
1.4 milyon TL ile 17.2 milyon TL arasında değişen cezayı öngören bir soruşturma başlattı.
Keşke bu hızı vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm üretme noktasında da gösterselerdi!
Çiftçi diyor ürünüm çöpe gidiyor, battım; iktidardan ses yok.
Memur diyor ki, aldığım kirama yetmiyor; iktidardan ses yok.
Asgarî ücretli diyor ki; açlık sınırının altında verdiğiniz ücret ile aç kalıyorum; iktidardan yine ses yok.
Fakat ne zaman bir vatandaşımız protesto hakkını kullansa iktidardan gür bir ses yükseliyor. Gözaltı, ceza, tutuklama geliyor…
VERGİ REKORTMENLERİ
İnsanımız bu enflasyon canavarına yem olmamak için el mahkum,
Bankalara, kredi kartlarına muhtaç kaldı!
Arkadaşlar biliyor musunuz?
· Bugün 42 milyon insanımız bankalara borçlu
· Kişi başına borç miktarı da 100 bin lirayı geçmiş durumda.
Bu aziz millet;
Fakirleştikçe, bankalara muhtaç oldu.
Eskiden “borç yiğidin kamçısı” derledi.
Şimdi “borç yiğidin tek çözümü” oldu!
Eskiden “ekmek aslanın ağzında” derlerdi.
Şimdi öyle bir noktaya geldik ki “ekmek bankanın ağzında” oldu!
İki gün önce vergi rekortmenleri açıklandı!
Listenin başında tahmin edin kimler var?
İlk 15’te yine
· bankalar var,
· Finans kuruluşları var,
· Paradan para kazananlar var!
Milletimiz nefes alamazken, yiğit borcun altında ezilirken, sanayici tezgah, esnaf kepenk kapatırken; bankalar kâr rekoru kırmış!
Bu aslında milletimizin sırtındaki yükün resmidir.
Çünkü bu kârların kaynağı milletimizin ödediği faizdir, kredilerdir, borçlardır!
TÜRKİYE KALKINMA PLANI
Peki bu işi nasıl çözülecek!
Öncelikle şunu ifade etmek isterim;
56 yıllık Milli Görüş tecrübesiyle,
“Yeni Nesil Siyaset”in dinamizmiyle biz biliyoruz ki: yaşanan her sorunu, dağ gibi büyüyen problemleri - Ancak Saadet Çözer!
İşte elimde görmüş olduğunuz “Saadet Çözer” kitabımız; HAZIR!
Kamu yönetiminden hukuka, ekonomiden tarım, sanayiden sosyal güvenliğe kadar iktidara geldiğimizde Türkiye’nin meselelerinin çözüm yolları burada mevcut!
Şimdi size bir müjde daha vereceğim!
Bu memleketin evlatlarını, bankalara muhtaç etmemenin yolu
Kalkınmadan, üretimden geçer!
İşte elimde “Türkiye Kalkınma Planımız” hazır!
Bu kalkınma planımızla, 5 yılda:
2,5 milyon yeni istihdam,
Gayrisafi Milli Hasılada 506 Milyar dolarlık artış sağlayacağız.
Evet! Milletimizin en ufak bir şüphesi olmasın.
BİZ ÜRETMEYE HAZIRIZ
BİZ İKTİDARA HAZIRIZ.
· Projelerimiz hazır.
· Kaynak paketlerimiz hazır.
Türkiye’nin 81 ilini, 81 ayrı sanayi ve üretim merkezi yapacak kalkınma planlarımız hazır.
Vatana, millete, ümmete, insanlığa, Batman’ımıza hayırlı olsun!
686 GÜN
Değerli arkadaşlar,
Bizim için bir başka çok önemli konu: Gazze…
7 Ekim 2023’ten bugüne 686 gün geçti.
İsrail, Gazze’de soykırıma devam ediyor.
686 gündür Türkiye’de sokaklarda, meydanlarda İsrail protesto ediliyor.
Bu esnada -maalesef-
· Ne ticaret durduruldu,
· ne vanalar kapatıldı,
· ne de İsrail’e giden gemiler engellendi!
Peki şimdi ne oldu?
Önceki gün televizyonlar son dakika haberi geçti.
Türkiye, “İsrail bağlantılı gemi trafiğini kısıtlama kararı aldı” diye.
Değerli arkadaşlar!
Bu bir itiraftır!
İktidar kendi kendini bir kez daha ifşalamıştır!
Bu karar, İsrail’le ticaretin bugüne kadar kesilmediğinin resmi kanıtıdır!
Oysa düne kadar “Limanlar kapatılsın” demek suç sayılıyordu!
İsrail ile ticareti protesto eden gençlerimiz yerlerde sürüklendi!
Limanlarımızın İsrail’e kapatılmasını isteyen aktivistler tutuklandı!
İşte biz başından beri
· Bu iki yüzlülüğe
· Bu samimiyetsizliğe karşı çıkıyoruz!
YILMADIK!
Biz; İktidarın harekete geçmesi için, Mecliste birçok girişimde bulunduk.
Fakat bütün girişimlerimiz “AK Parti ve MHP oylarıyla” reddedildi.
Yine de yılmadık!
İşte son olarak “Uluslararası Sumud Filosuna” en büyük desteği biz Milli Görüş hareketi olarak veriyoruz.
Gemilerimizi hazırladık, yelkenlerimizi çok yakında Gazze’ye açıyoruz inşallah!
Ablukayı vicdanlı insanlarla hep birlikte deleceğiz!
Reel politiği denizin dibine göndereceğiz!
İŞGAL PLANI
Biliyorsunuz terörist İsrail’in başındaki katil Netanyahu,
ABD’yi ziyaret edip soykırım ortağı Trump ile görüştükten sonra
Gazze’yi tamamen işgal planını açıkladı.
Şu anda bu işgal planı için İsrail’in dışındaki Siyonistleri orduya çağırıyorlar.
Biz bir kez daha sesleniyoruz;
Bu işgal planına karşı sessiz kalan, kendi işgalini hazırlar.
Bu zulme sessiz kalan, somut adım atmayan her lider bu zulme ortaktır.
Bugün Siyonizm’in karşısında yek vücut olmayan her ülke yarın yer ile yeksan olma tehlikesini yaşayacak.
Mesele sadece Gazze değildir;
Ankara’dır, Batman’dır, Kahire’dir, Urfa’dır, Tahran’dır, Bağdat’tır, İslamabad’tır; yani tüm İslam alemidir.
Çünkü Siyonizm sessizlikten ve korkaklıktan beslenen hunhar bir terörist oluşumdur.
İSRAİL ANCAK GÜÇTEN ANLAR!
Biz biliyoruz ki;
İSRAİL ANCAK GÜÇTEN ANLAR!
Savaşın başından beri biz bunu söyledik!
Bu gerçek karşısında; her yerde, her platformda, bütün muhataplarına “Gazze Barış Gücünü” teklif ettik.
Durduğumuz yerden bir adım geri atmış değiliz.
Akan kanı durdurmanın, ablukayı kırmanın
Tek ama tek yolu “Askeri güçtür”.
Bunun hiçbir tevili yoktur.
Biz Saadet Partisi olarak, bunun tesis edilmesi için,
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da canla başla çalışmaya devam edeceğiz.
BU SİSTEM ÇÜRÜMÜŞTÜR
Değerli misafirler;
Bugün Türkiye’de
· gençler geleceğini yurt dışında arıyorsa,
· emekliler hayata tutunmak için çalışmak zorundaysa,
· çiftçi toprağını terk ediyor, esnaf kepenk kapatıyorsa…
Bunu öyle sadece krizle açıklayamazsınız. BU BİR ÇÖKÜŞTÜR!
Bu düzen bozuk bir düzendir!
Ve bozuk tezgahtan sağlam ürün çıkmaz!
Bizim mücadelemiz:
BU BOZUK SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEKTİR!
Çok net söylüyorum:
BİZ İKTİDARIN ALTERNATİFİ DEĞİLİZ!
BİZ BU BOZUK SİSTEMİN ALTERNATİFİYİZ!
VE ALLAHIN İZNİYLE BU SSTEMİ BİZ DEĞİŞTİRECEĞİZ!
GURURLA SÖYLÜYORUM
Büyük bir gururla söylüyorum ki;
Saadet Partisi teşkilatları Türkiye’nin en güçlü ve en köklü teşkilatıdır.
Bunu bilerek ve inanarak söylüyorum!
Çünkü Saadet Partisi, “İman varsa, imkan vardır” diyenlerin partisidir.
BATMANLI KARDEŞLERİME SESLENİYORUM
İşte, konuşmamın tam burasında Batmanlı kardeşlerime seslenmek,
ve bir çağrıda bulunmak istiyorum:
Tüm Batmanlı hemşerilerimi, buraya, Saadet Partisinde siyaset yapmaya davet ediyorum.
Burada vefa var.
Burada merhamet var.
Burada kardeşlik var.
Burada yanlışın karşısında, birlikte dik durmak var.
Burada şahsi çıkarlar için değil, memleketin selameti için bir araya gelen insanlar var!
Bizim kapımız ardına kadar açık.
Tüm hemşerilerimizi;
· Birlikte siyaset yapmaya,
· Birlikte düşünmeye,
· Birlikte üretmeye,
· Ve hep birlikte adil bir Türkiye’yi inşa etmeye davet ediyorum.
İŞ YİNE BİZE DÜŞÜYOR
Değerli dava kardeşlerim, sözlerimi toparlıyorum.
Bu kongrenin hazırlığı için ne denli büyük bir özveriyle çalıştığınızı yakından biliyorum. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Ancak şunu da unutmamalıyız:
Bugün gerçekleştirdiğimiz kongre, teşkilat çalışmalarımızın yeni bir başlangıcıdır.
Kongrenin ardından ilçe teşkilatımızın yapısını güçlendirmek, mahalle teşkilatlarını tamamlamak ve sahadaki çalışmalarımızı daha da etkin hâle getirmek için hep birlikte aynı gayretle yolumuza devam edeceğiz.
Dolayısıyla bundan sonra;
· Çalmadık kapı, dokunmadık gönül bırakmayacağız.
· İnsanlarımızı dinleyeceğiz, anlayacağız, dertleriyle hemhal olacağız.
· Görüşü ne olursa olsun sabırlı ve yapıcı bir dilden taviz vermeyeceğiz.
VAR MISINIZ?
Bütün bu söylediklerimi ilk önce Mahmut Arıkan olarak ben yapacağım.
Şimdi Batman’da teşkilatımızın inancı, heyecanı ve enerjisini unutmamak adına soruyorum;
· Batman’da sokak sokak çalışmaya var mısınız?
· İnsanımıza umut olmaya var mısınız?
· “İman varsa İmkan vardır” diyerek geleceğin destanını yazmaya var mısınız?
· Saadet Partisini iktidara taşımaya var mısınız?
O hâlde Saadet iktidarı hayırlı uğurlu olsun.
Allah’a şükürler olsun ki camiamızda muazzam bir heyecan potansiyeli olduğunu görüyoruz.
Önümüzdeki ilk seçimde Batman’dan milletvekili çıkaracağız
Yerel seçimlerde başta Sason olmak üzere Batman’ın bütün ilçelerini
Milli Görüşle, Saadet Partisiyle buluşturacağız inşallah!