Esenyurt'ta bulunan bir siteye çöktüğü iddia edilen aralarında polis memurlarının da olduğu çeteyle ilgili 81 sanıklı davanın görülmesine başlandı. Mahkeme, 4 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verirken aralarında polislerin de olduğu 22 sanığın tahliye edilmesine karar verdi. Tahliye edilen sanıkların bir kısmına adli kontrol şartı koyuldu.

Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinde 5 gün süren duruşmaya 26 tutuklu sanık getirilirken bir kısım tutuksuz sanık bir kısım müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

"EN BÜYÜK MAĞDUR BENİM"

Yargılamaya örgüt lideri olduğu iddia edilen tutuklu sanık Nihat Akyüz'ün savunmasının alınmasıyla başlandı. Akyüz, "Ben Metin Uçar'dan 32 daire aldım. Dairelere karşılık Metin Uçar tapuya giderek bana arsadan hisse payı verdi. Daha sonra ben de bu payları devrettim. Ben hiçbir örgütün lideri değilim. Ortada bir mağdur varsa en büyük mağdur benim. Bu proje Metin Uçar'dan dolayı problemli bir projeydi. Ben bu projeyi ayakta tutabilmek için maddi manevi uğraştım. Buradaki temel sorun Metin Uçar'ın şahsıdır. Zaten kendisiyle alakalı bir dolu açılmış dava ve şikâyetler var. Ailem bile bana Ümit diye seslenir. Benim bir ismim varsa Ümit Nihat Akyüz'dür. Kod adım Ümit diye bir durum yok. Ben kimseye kendimi proje sahibi olarak tanıtmadım. Ben kesinlikle kimseye emir ve talimat vermedim. Şimdiye kadar beni şikayet eden kişiler Metin Uçar'ın yönlendirmesiyle beni şikayet etmişlerdir. Ben sahte satışlar da yapmadım" dedi.

"SİTEYE GELMİYORDU AMA DAİRE SATIŞLARINA DEVAM EDİYORDU"

Örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen tutuklu sanık Mehmet Özçelik ise, "Metin Uçar 2014 yılları sonunda bana ulaştı. Arsaları birleştirme teklifinde bulundular. 2017 yılında Metin Uçar inşaatı bitirmeden bıraktı gitti. Bizim hissemiz yüzde 27'diydi. 2018 yılında binaya gittim şantiye durmuş Metin telefonlarınıza bakmıyordu. Projeye adım dahi atmadı. Metin Uçar bu olaydan kendisini sıyırmaya çalışıyor. Ben kimseye daire satmadım, hisse vermedim. Ben projeyi tamamlayıp oraya ofis yaptım. Metin Uçar 2017'den sonra oraya çivi dahi çakmadı. Metin Uçar siteye gelmiyordu ama sitenin arka kısımlarında kafelerde daire satışlarına devam ediyordu. Siteye de başka emlakçılar gönderiyordu. Hatta kendisi binaya birilerini yollayıp senin kafana sıktırırım diye bizi tehdit ettirdi. Sitede oturum başlayınca ihtiyaçlar oluştu elektrik, su doğalgaz ve bina içerisindeki eksiklikler vs. bu yüzden sitede mecburen bir yönetim oluşturmuştuk. Benim tek suçum Metin Uçar diye biriyle ortak bir projede yer almak" şeklinde konuştu.

Tutuklu sanıklardan Noter görevlisi Fikriye Çağlar Öztürk de suçlamaları reddederek yaptığı işlemlerin kanuna uygun olduğunu beyan etti.

"KEFARET İLE TAHLİYEMİ İSTİYORUM"

Örgütün silahlı yapısının lideri olduğu iddia edilen Çetin Başkan Şimşek ise, "Suçlamaları kabul etmiyorum. Evet, silah taşıyorum çünkü düşman sahibiyim. Benim bahsedilen videolarla alakalı tehdit amacım yoktu. Çevrem geniş böyle videoları çekip kendi sayfamda paylaşmıştım ama suç olduğunu bilmiyordum. Ben bir suç işlemedim. Kimseden talimat almadım, talimatta vermedim. Adli kontrol yâda kefaret ile tahliyemi istiyorum" dedi. 

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli’den, İsrailli Bakan'ın paylaşımına tepki! Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli’den, İsrailli Bakan'ın paylaşımına tepki!

Tutuklu sanıklardan eski Esenyurt Asayiş Büro Amirliği Komiseri Hüseyin Çoşkun ile polis memuru Mevlüt Kerpiç de suçlamaları kabul etmeyerek masum olduklarını dile getirdi.

"İŞİN İÇİNE BİR SÜRÜ PARAVAN ŞİRKET SOKTULAR"

Uçarlar Yapı Yönetim Kurulu Başkanı müşteki sanık Metin Uçar ise savunmasında, "Arsa bölünmesin diye mecburen tanımadığımız bir şirketle ortaklık yaptık. Projeyi bitirmek için 47 milyon TL harcadık. Yani 22 milyon dolara denk geliyordu. Yüzde 86 seviyesine getirdik. 224 binayı ben yaptım. Özçelik İnşaat parayı sonra bize vereceklerini söyledi. Bugüne kadar da sadece 520 bin TL verdi. Katkı yapmadığı için kat ittifakı yapmadık. 2018 yılına geldik. Bize 5,5 milyon dolar ödemesini söyledik. Kat ittifakı kurarsan öderiz dediklerinde de kötü niyetli olduklarını anladık. Gerekli hukuk davalarını açtık. Devreye A Plus girdi. Yani Nihat Akyüz ve Fatih Dere. İşin içine bir sürü paravan şirket soktular" dedi.

"800 SAHTE SATIŞ YAPILDI"

12 daire ve bir dükkân için Nihat Akyüz ve Fatih Dere ile sözleşme yaptıklarını anlatan Uçar, "Bana, 'Biz buraları satsak şimdiden ne olur' dediler. Satın ama satış hakkını vermeyeceğiz dedik. Çünkü daireler bitmedi ve kat mülkiyeti yoktu. Sizin anlaştığınız kişiyle Uçarlar Yapının anlaşma yapması gerekiyor dedik. Ancak Nihat ve Fatih Dere benim imzamı ve kaşemi taklit ederek 12 daireyi yavrulata yavrulata bitiremediler. Sahte satışlar yaptılar. 100 metre kareyi 200 kişiye satıyorlar. Bu bir tiyatro, hepsi birbirini tanıyor. Yüzlerce mağdur var. Şikâyet etmeye korkuyorlar. Burada 500 milyon para götürüldü. Benim binamda şu an 160 işgalci var ve onlara hizmet vermek mecburiyetindeyim. 800 sahte satış yapıldı. Benim gerçek müşterim yani evleri benden alanlar 100 kişi. Gerçek hak sahibi bunlar. Ancak onları da binaya sokmadım. Çünkü hala orası şantiye… Noterde konut vaadi sözleşmesiyle insanlar dolandırıldı. Gariban mağdur işgalcilerle karşı karşıyayız. Bu bir çete duruşması…" şeklinde konuştu.

"YÜZLERCE DAİRENİN KİLİDİ KIRIP DEĞİŞTİRDİLER"

Söz konusu sitede 5 dairesinin olduğunu anlatan yabancı uyruklu Müşteki Suhair Sertel Muhammed Arkawazi de, "Dairemin kilidini kırıp değiştirmişler, bana oradaki tesisatçı bütün boş dairelerin kilitlerinin kırılıp değiştirildiğini söyledi. Yüzlerce dairenin kilidi kırılmıştı. Siteye her gün polis geliyordu ama yönetimdekiler polis geleceği zaman kapıyı kilitleyip hemen gidiyorlardı. 2 yıldır bu sitede yaşıyorum.  Sürekli küfür ve hakaretlere maruz kalıyorum. Sitede sürekli elektrikler kesiliyordu. Yine elektriklerin kesildiği bir gün yönetime indim Polis Mevlüt Kerpiç oradaydı, çok sinirliydi, yüzü kıp kırmızıydı. Bana küfürler savurduö dedi.

Cumhuriyet savcısı aralarında eski komiser Hüseyin Çoşkun ile polis memuru Mevlüt Kerpiç 'in de bulunduğu 20 tutuklu sanığın adli kontrol şartıyla tahliyesini talep etti.

Mahkeme, Çetin Başkan Şimşek ve Nihat Akyüz'ün de aralarında bulunan 4 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verirken aralarında polislerin de olduğu 22 sanığın tahliye edilmesine karar verdi. Tahliye edilen sanıkların bir kısmına adli kontrol şartı koyuldu.

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı 590 sayfalık iddianamede 164 müşteki yer aldı. Siteden daire almak isteyen müştekilerin, sitedeki bağımsız bir daireye karşılık geldiği söylenerek arsa üzerinde hisse pay devri satışı yapılarak kandırıldıklarının belirtildiği iddianamede 0.001, 0.1, 0.25 metrekare gibi çok cüzi hisselerin fahiş fiyatlara müştekilere pazarlandığı kaydedildi. Gerçekleştirilen bazı satışların sahte evraklar tanzim etmek suretiyle usulsüz ve sahte satış olduklarına yer verilirken 211 dairenin yaklaşık 600 kişiye satıldığı belirtildi. Müştekilerin site içerisine sokulmadıkları tehditler edilerek, darp edildikleri, eşyalarını yağmaladıkları, müştekilerin adına dairelerin kapı kilitlerini değiştirdiklerini ve evlere zorla girildiği ve başka kişilere kiralandığına da yer verildi. Ayrıca siteye güvenlik adı altında suç kayıtları olan şahısların yerleştirildiği anlatıldı. Suç örgütünün Tapu ve Noter gibi kurumlarda kamu bağlantılarının olduğu ifade edilirken bu sayede hem süreklilik, hem de güvenilirlik ilkelerini etkin kullandıkları ifade edildi. Eski Esenyurt Asayiş Büro Amirliği Komiseri Hüseyin Çoşkun ile örgüt lideri Nihat Akyüz arasında yazışmaların da olduğu iddianamede belirtilirken polis memuru Mevlüt Kerpiç'in de sitede kurulan yönetimde yer alıp örgüt adına faaliyetlerde bulunduğu kaydedildi. Örgütün silahlı yapısının lideri Çetin Başkan Şimşek'in 687 yıldan 2060 yıla kadar hapsi talep edildi. Örgüt lideri Nihat Akyüz ise 512 yıldan 1683 yıla kadar hapsi istendi. Diğer şüphelilerin ise değişen oranlarda farklı suçlardan hapisleri talep edildi.