Karaduman konuşmasında şunları dile getirdi:

Konya’mızda ilk adımlarını attığımız bu kutlu yürüyüşün ilanını gerçekleştirdiğimiz toplantımıza hepiniz hoş geldiniz safalar getirdiniz.

Bugün 24 Şubat Cumartesi Berat Kandili.

Öncelikle İdrak etmekte olduğumuz bu mübarek gecenin Konya’mıza, milletimize, ülkemize, islam alemine ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Berat Kandilinizi tebrik ediyorum.

Yine sözlerimin başında bizlere ana sütü gibi helal bir davayı miras bırakan, Konya’dan çektiği besmele ile Yeni Bir Dünyanın müjdesini veren, Konya’dan yaptığı Kudüs Mitingi ile Filistin şuurunu topluma aşılayan, vefat yıl dönümüne yaklaştığımız Erbakan Hocamızı, 55 yıl sonra yine yeniden büyük bir inancın besmelesini çektiğimiz bu toplantıda rahmetle, minnetle ve özlemle anıyorum.

Aynı şekilde Milli Görüş Davasının bugünlere gelmesinde çile ve ıstırapla yoğrulmuş bu yolda mücadele eden ve yaşamını yitiren Erbakan Hocamızın yol arkadaşlarına, öncülerimize ve büyüklerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.

Onların davası davamız, kavgası kavgamız, onların mücadelesi bizim mücadelemizdir.

Yine vefatının yıl dönümünde, ‘’Hakkı üstün tutmak, en büyük ibadettir’’ diyerek bir cuma namazı sonrası şehadete yürüyen Metin Yüksel ağabeyimizi de rahmetle anıyorum. Şehadeti makbul olsun.

Yine Hacı Veyiszade’den Ali Ulvi Kurucu’ya, Ladikli Ahmet Efendiden, Tahir Büyükkörükçü Hocamıza, Mustafa Albaydan, Dişçi Zeki Amcamıza, Halis Kestaneden Süleyman Özkafa ve Ali Güneri Büyüğümüze…

Konya’mıza ve davamıza büyük emekler vermiş isimlerini anamadığımız ruhuna rahmana teslim etmiş nice büyüklerimizi de bu mübarek gecede dualarla anıyoruz. Mekanları cennet, makamları Ali olsun.

Bu itibarla sağlık sorunları sebebiyle aramızda bulunamayan, Konya’mıza efsanevi hizmetlerde bulunan Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Özkafa Beye de Cenab-ı Allah’tan acil ve hayırlı şifalar diliyorum.

Aziz Konyalı Hemşehrilerim,

Milletvekili olarak hizmet etmekten şeref duyduğum bu güzel şehirde bir başka hayırlı vesileyle bulunmanın mutluluğu içindeyim. Saadet Partisi Konya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak bugün burada olmak benim için büyük bir gurur. Erbakan Hoca'mızın bundan tam 55 yıl önce bu kadim şehirde başlattığı Millî Görüş davasının sayısız neferinden biri olarak karşınızda durmayı nasip eden yüce Allah'a hamd ediyorum.

Bugün Türkiye, 55 yıl önce yüz yüze olduğu krizler ve tehlikelerle hemen her alanda sınanmaya devam ederken adil düzen arayışımız da ilk günkü gibi sürüyor. Bu arayışın kapısını sizlerin huzurunda, 31 Mart yerel seçimleri için "Haydi Bismillah" diyerek bir kez daha açıyoruz.

Açtığımız bu kapıyla girdiğimiz yeni yolun ne kadar meşakkatli olduğunu da çok iyi biliyoruz. Allah'ın izniyle bu meşakkatli yolda yürürken milletimizin ferasetinden, geleneğimizin gücünden ve kendi siyaset anlayışımızdan güç alacağız.

Geride bıraktığımız 5 yıllık süreç içerisinde Akşehir’den Halkapınara, Yunak’tan Derebucağa kadar Konyamızı adım adım dolaştık ve halkımıza kucaklaştık. inşallah hem bu seçim sürecinde hem de sonrasında Taşkent Ilıcapınarlı, balcılarlı abdullah amca’dan kulu kozanlılı Mehmet amcaya kadar elini sıkmadığımız hizmet etmediğimiz hiçbir hemşerimizi bırakmayacağız.

Biz her durumda insan haysiyetini merkezine alan hakiki ve hasbi bir siyasal arayışın esas olması gerektiğini savunuyoruz.

Tefekkürden ve aksiyondan uzak bir siyaseti reddediyoruz.

Dünyanın neresinde olursa olsun zulmün karşısında durmayı adalet ve merhamet ilkeleri üzerine bina edilmiş siyaset anlayışımızın özü kabul ediyoruz.

Ruhtan, manadan, hakikatten ve hakikati söylemek cesaretinden uzak bir siyaset anlayışıyla bir yere varılamayacağı inancındayız. Siyaseti bir dizi teknik prosedüre ve bitmeyen pazarlıklara indirgeyen, ne pahasına olursa olsun kendi iktidarını sürdürmek dışında hiçbir kaygı gütmeyen her türden siyaset anlayışının karşısındayız.

İlkesi olmayan bir siyasetin, davası olmayan bir siyasetin, sözü olmayan bir siyasetin renksiz bir idarecilik faaliyetinden başka bir şey olmadığını düşünüyoruz.

Fikri olmayan, davasına sahip çıkmayan, sahip olduğunu düşündüğü mirası bir siyasi ticaret konusu yapan, hakkı ve hakikati söylemeyi her durumda esas almayan bir siyasal akılla bu memleketin hiçbir derdine çare olunamayacağına inanıyoruz.

Ve buradan hareketle diyoruz ki: Bizim için siyaset her şeyden önce fazilettir.

Bizim için siyaset; insanımızın saadeti ve refahı, memleketimizin huzuru ve nizamı için üstlenilmesi gereken hayati bir mesuliyettir.

Bizim için siyaset başkalarının dertleriyle dertlenmek, gönülleri imar etmek, yaratılmışların en şereflisi olan insana, insana yakışır bir dünya inşa etmek gayretidir.

Bu zaviyeden bakıldığında bugün Türkiye'de Milli Görüş siyaset anlayışına dair arayışın daha önce hiç olmadığı kadar elzem olduğunu görüyoruz.

Bu arayışın her geçen gün daha çok hissedildiği bu kriz atmosferinde siyaset tasavvurumuzu gelenekten güç alan ama geleceği ihmal etmeyen, tecrübeden güç alan ama yeniye ve gençliğe yüzünü çevirmeyen bir iradeye dayandırıyoruz. Cesaretimizin de azmimizin de kaynağı bu iradedir.

İnce hesaplarla, statükoculukla, idare-i maslahatçılıkla değil, sadece ve sadece davamıza duyduğumuz inançla yürüyoruz.

Yürüyüşümüzün başı da sonu da bu halis inanç ve iradedir.

Bu inanç ve iradenin kuvveden fiile geçirilmesinin bugün memleketimizin ihtiyaç duyduğu sağlıklı bir siyasi atmosfer için bir zaruret olduğu kanaatindeyiz. 31 Mart yerel seçimlerine de işte böyle bir zaruretin gölgesinde giriyoruz.

Millî Görüş'ün, yönetimde insanı merkeze alan belediyecilik anlayışının bugün her zamankinden daha dikkatle ve özenle yaklaşılması gereken bir alan olduğuna inancımız tamdır.

Nitekim şehir bizim için bir şantiye alanı değil, bir medeniyet davasıdır. Şehir bizim için bir rant sahası değil, bir milli şuur kavgasıdır.

Şehir bizim için köksüz bir proje mecrası değil, bir adil düzen rüyasıdır.

Bugün kendine has bir ruhu olan, nefes alan, kadim bir hikayesi olan şehirlerde değil, kâr hırsıyla yanıp tutuşan faizci bir kölelik düzeninin hüküm sürdüğü devasa şantiye alanlarında yaşamamız isteniyor.

Bugün memleket sathında geçmişimizi ve istikbalimizi birbirine bağlayan bir mana köprüsü olan şehirlerimizi betona çevirmek isteyen bir anlayış hâkim kılınmak isteniyor.

Bugün tarihimizin ve medeniyetimizin hikâyesini, milli ve manevi şahsiyetimizi inşaat ve hafriyat gürültülerinde kaybetmemiz isteniyor.

Biz ise "Önce Ahlak ve Maneviyat" diyen bir geleneğin takipçileri olarak bugün onların sefahat gördüğü yerde sefalet görüyoruz.

Onların kâr gördüğü yerde biz yoksulun, garibin gurabanın göz yaşını görüyoruz.

Onların fırsat ve kaynak gördüğü yerde biz insanımızın mahalli müşterek ihtiyaçlarını görüyoruz. Bu ihtiyaçlar hesaba katılmadan yapılacak her işin, şehir sakinlerine sorulmadan yapılacak her projenin medeniyetimizin türlü renklerine ev sahipliği yapan şehirlerimizi "Medine" olmak vasfından uzaklaştıracağını söylüyoruz.

Ve işte bu yüzden "Beton değil, insan!" diyoruz. İşte bu yüzden “Beton değil, yaşam!” diyoruz.

İşte bu yüzden “Beton değil, huzur!” diyoruz. İşte bu yüzden “Beton değil, nefes!” diyoruz.

İşte bu yüzden “Beton değil, Saadet!” diyoruz.

Bizim bir davamız var. Bizim bir rüyamız var. Bizim bir şehrimiz var.

Davamızın adı Millî Görüş, rüyamız adil düzendir. Şehrimiz Konya, pusulamız Halka ve Hakk'a hizmettir.

Milli Görüş demek, kendi gücüne, kendi kültürüne inanarak ve ona dayanarak kalkınma demektir. İşte onun için Milli Görüş Belediyesi, İnançlı Belediyedir.

Milli Görüş demek, bütün memleket evlatlarını kardeş bilip, hiçbir ayrım gözetmeden, herkese hizmet, herkese eşit muamele yapmak demektir... Milli Görüş Belediyesi, işte onun için Adil Belediyedir.

Milli  Görüş  demek,  temizlik  demek,  rüşvetsiz,  israfsız çalışmak demektir. Onun için Milli Görüş Belediyesi, Rüşvetsiz, israfsız Belediyedir.

Milli Görüş demek, kuvveti değil, hakkı üstün tutmak demektir. Onun için Milli Görüş Belediyesi, haksızlığın olmadığı Belediyelerdir.

Milli Görüş demek, açları doyurmak için sırtında un çuvalı taşıyan büyüklerin, yolunda olmak demektir.

Onun için Milli Görüş Belediyesi Herkesin Belediyesidir

Milli Görüş demek, Fırat kenarındaki kardeşinin ayağına batan dikenin acısını kendi yüreğinde hissetmek demektir.. Onun için Milli Görüş Belediyesi kardeşlik Belediyesidir.

Değerli Hemşehrilerim,

Milletvekili olarak hizmet ettiğim bu güzel şehrin, medeniyetimizin en müstesna sayfalarının yazıldığı bu kadim şehrin belediye başkanlığına Rabbimizin rızasını ve milletimizin duasını kazanmak için adayım.

Buradan bu hislerle bir kez daha bu müstesna şehrin insanlarına seslenmek istiyorum: Biz bu şehri, onu derin mazisine yakışan parlak bir istikbale kavuşturmak için adayız.

Milletin dertlerinden ve ihtiyaçlarından uzak kâğıt israfı projeler yerine şehrin hakiki ihtiyaçlarına odaklanan bir “birlikte yönetim” anlayışını tesis etmek için adayız.

Şehrin kaynaklarının her manada verimli kullanıldığı, her düzeyde şeffaf ve denetime açık, liyakati ve adaleti esas alan, şehrin müşterek ihtiyaçlarına odaklanan sağlam, ihtiyatlı ve şeffaf bir mali yönetimin tesis edildiği bir şehircilik anlayışını hayata geçirmek için adayız.

55 gün arayla oğlu ve yeğeni şehit düştü! Oğlunun vasiyetini yerine getiriyor 55 gün arayla oğlu ve yeğeni şehit düştü! Oğlunun vasiyetini yerine getiriyor

Karar alma süreçlerine şehrin her bir ferdini dahil eden, kamu yararını her türden bireysel çıkarın üstünde tutan, gelecek nesillerin de ihtiyaçlarını gözetmek için adayız.

Risk ve afet yönetiminde etkin bir yol haritasına ve eylem planına sahip, ulaşım ve altyapı sorunlarını şehir sakinlerine sunduğu alternatiflerle çözecek, tarihsel potansiyelini ve şahsiyetini hep daha ileriye taşıyan, şehirli haklarına hürmet eden bir belediyecilik için adayız.

İçinde yaşayanlara her daim bir nefes alma imkânı sunan, gölgesini devasa binalardan değil yeşilinden alan, huzur ve ahenk içinde yaşayan bir şehir rüyamızı hayata geçirmek için adayız.

Yukarıdan buyurmak için değil; aranızda olmak için, yanınızda durmak için, birlikte ve bir arada olmak için adayız.

“Göze sezdirmeden gözyaşı silen” şehre dost bir şehircilik anlayışı için adayız.

Bu şehri çok daha iyi bir yer yapmak için adayız. Bu şehrin caddesini, mahallesini, sokağını çok daha güzel ve çok daha yaşanılır kılmak için adayız.

Ve bu “sağlam ruhlu” şehri, Konya'yı, Konyalılar'la birlikte yönetmek için, müreffeh, mutlu ve huzurlu bir Konya için adayız. Ezcümle biz, Konya'nın ve Konyalılar'ın hakkı olan “daha iyi bir yaşam” mücadelesini layığıyla verebilmek için adayız.

Müjdeler Olsun; GELİYORUZ!

- Koltuklarımızı değil, ayakkabılarımızı eskitmek için geliyoruz..

-Seçimi kazandığımız gün itibariyle Konya Büyükşehir Belediyesi Saadet Partililerin olsun diye değil, bütün Konyalıların olsun diye geliyoruz.

-Seçime 1 yıl kala çalışmak için değil, seçimden 1 gün sonra kolları sıvamak ve işe koyulmak için geliyoruz..

-Rüşvet alan da veren de memnundur değil, rüşvet alan da veren de melundur tabelamızı yüreklere asmak için geliyoruz.

-Bütün Konyalı hemşehrilerime “çalışıyor amma 1 kuruşa bile tenezzül etmiyor” dedirtmek için geliyoruz.

-Yolsuzlukları görmezden gelmek için değil, hırsızlığı kızım fatıma bile yapsa onu cezalandırırım demek için geliyoruz.

-Konya’mızı yaşanamaz  hale  getiren  trafik  keşmekeşinden Konyalı hemşehrilerimizi kurtarmak için geliyoruz.

-89 ruhuyla dün yaptığımız gibi Konya’mızı, ülkemizin en ucuz su ve en ucuz ekmeğiyle yeniden buluşturmak için geliyoruz.

-Dün nasıl ki Konyalı hemşehrilerimizi düşük bütçelerle ev sahibi yaptıysak, bugün de zenginleri ucuz fiyatlı evlere kavuşturmak için değil, gelir seviyesi düşük insanımızı ev sahibi yapmak için geliyoruz.

-Göz bebeğimiz  Konyaspor’u  içerisine  düşürdükleri  bu durumdan kurtarmak, yine şanlı günlerine kavuşturmak için geliyoruz.

-Kim ne derse desin; Sokakları yaşanamaz hale getirmiş olan Başıboş Köpek Sorununu kökünden çözmek için geliyoruz.

- Kim ne derse desin; Milletimize kimliksizliği ve cinsiyetsizliği dayatmak isteyen LGBT ahlaksızlığına karşı, aile kurumunu en güçlü hale getirmek için geliyoruz.

-İsrail ürünü tek bir toplu iğneyi dahi belediyenin kapısından sokmamak için geliyoruz.

-Gazze’li çocukların arşı titreten feryadını, seçim gürültüsü altında kaybettirmek için değil, bilakis Filistinde yaşananlar ve buna sessiz kalanlar unutulmasın diye geliyoruz.

-Allahın izniyle seçimleri kazanacağız ve hemen sonrasında Konya ile Gazze’yi kardeş şehir yapmak için geliyoruz.

- Zamana göre eğip bükmediğimiz, şartlara göre etrafından dolaşmadığımız: “Milli Görüş ve Diğerleri” anlayışıyla Bir partiye kazandırmak, ya da başka bir partiye kaybettirmek için değiş. Milli Görüş Belediyeciliğini yeniden hakim kılmak için geliyoruz.

Adaylığımız inşallah yeni bir yolun başlangıcı, uzun ve hayırlı bir hikâyenin ilk sayfası olur. Bu vesileyle bu kutlu yolda birlikte yürüyeceğimiz siz kıymetli dava arkadaşlarıma ve Konyalı hemşerilerime bir kez daha muhabbetlerimi sunuyorum.

Allah mahcup etmesin, Gazamız mübarek olsun.