POLİTİKA

Uysal’dan Çiller’e: Beştepe’nin yolu Demokrat Parti’den geçmez!

Demokrat Parti Genel Başkanı Uysal, “Parlamenter sisteme dönüşü Türkiye’nin önüne umut diye koymak ihanettir” diyen ve yeni bir merkez sağ partiye ihtiyaç olduğunu söyleyen Çiller’e, isim vermeden sert ifadelerle tepki gösterdi. Uysal, “Bir anne olarak 2 tane evlâdının ekonomik geleceğini düşünmesi kadar saygıdeğer bir şey yok; ama bunu yapmak için bu davanın üzerinde tepindiğiniz yeter artık! %27’de bu partiyi alıp baraj altı bırakanlar, şimdi çıkmış ahkâm kesiyor. Beştepe’nin yolu Demokrat Parti’den geçmiyor. Beştepe’nin yolu, merkez sağ fikriyatından geçmiyor. Daha fazla bize dokunmasınlar, her şeyi konuşuruz.” dedi.

Abone Ol

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, partisinin Ankara’da gerçekleştirilen 14. Olağan Büyük Kongresi’nde partililere hitap etti.

Gültekin Uysal, konuşmasında, 25 Kasım 2021 tarihli Millî Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının bildirisinde yer alan ve hükümetin ekonomi politikasını destekler mahiyetteki ifadeleri eleştirdi.

Uysal, bu konuda şunları söyledi:

“MGK, AK Parti’nin değil devletin MGK’sidir”

“Birkaç ay evvel MGK, Türkiye Cumhuriyeti’nin millî güvenliğini tehdit eden meseleleri değerlendireceğine; bu iktidarın bātıl inançlarını ekonomide bir tez hāline getirerek 84 milyon üzerinde denediği; ‘Ekonomistim’ diyerek ortaya çıkıp uygulamaya çalıştıkları hükümetin politikasını, sanki bu devletin politikasıymış gibi değerlendirme yaptığını açıkladı. Oysa biz, isterdik ki MGK bir partinin MGK’si değil Türkiye Cumhuriyeti’nin MGK’si. Bugün MGK değerlendirecekse, Türkiye’yi sistematik bir çöküşe mahkûm eden, yolsuzlukları adeta bu ülkede sistematik hāle getiren bu iktidarın oluşturduğu riskleri değerlendirsin. Birkaç vesile ile de ifade ettim; eskiden hani bilirsiniz, siyasî partileri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmaktan’ kapatma davası açardı. Eğer bugün bu ülkede yargı işlese, eğer bugün bu ülkede ‘Majestelerinin Yargısı’ değil Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız mahkemeleri işlese, bir parti olmaktan çıkmış, adeta organize bir şebekeye dönüşmüş bu iktidarı, ‘yolsuzlukların odağı olmaktan’ inanın kapatma davası açar. Bunları söyleyeceğiz.”

“Türkiye’de sadece iktidar değil topyekûn sistem çürümüştür”

İktidarın milletten yetki alıp, her gün TBMM’de milletin aleyhine kanunlar, düzenlemeler yapıldığını ifade eden Uysal, milletten yetki alan meslek örgütlerinin de temsil ettikleri kitlelerin haklarını ve hukukunu savunmak yerine kendi varlıklarını her şeyin merkezine koyarak bir mücadele verdiklerini söyledi. Uysal, “Türkiye’de sadece iktidar çürümemiştir; topyekûn sistem çürümüştür.” dedi.

Gültekin Uysal, konuşmasında daha sonra, partisine yönelik siyasî operasyon teşebbüslerini değerlendirdi.

Uysal, bu konuda şunları söyledi:

“Beştepe’nin yolu Demokrat Parti’den geçmiyor”

“Bir elime ayı, bir elime güneşi verseniz davamdan vazgeçmem diyen peygamberin ümmeti olarak, demokratlar olarak haykırıyoruz; istediğiniz zulümleri icat edin, istediğiniz baskıları kurun, söyleyecek sözünüz bittiği için, her siyasî gelenekten operasyonel kiralama mantığı içerisinde birilerini kiralayın. Bu gelenekten de kiraladıkları var. Demokratların sesini de sözünü de kesemeyeceksiniz. Biz, isteriz ki, işte Salih Uzun burada; Anavatan Partisi’nin son genel başkanı olarak, görev aldığım günden itibaren, varlığıyla, sözüyle her noktada bu büyük harekete destek olmuştur. Ama üzüntümüz var. Bu büyük hareketin imece usulüyle inşa ettiği 70 yılı aşan bir zamandan bu yana emek vererek oluşturduğu sermayeyi çarçur edenler, %27’de bu partiyi alıp baraj altı bırakanlar, şimdi çıkmış ahkâm kesiyor. Savaşçıyı ancak onunla savaşanlar yargılar. Bu salonda mücadele eden ve bugün burada olanlar, sizi de yargılayabilir, beni de yargılayabilir; ama kendi ikballerinin peşinde olanlar, asla ve kata ne demokratları ne de bizleri yargılayamaz.

İktidarın sözü bitmiş, deyim yerindeyse satın alacak adam bulamamış, şimdi birilerini muhalefete muhalefet etsin diyerek görevlendiriyor. Yeterince var zaten. Yenisine ne hācet var, onu ben de bilmiyorum inanın.

Bir anne olarak 2 tane evlâdının ekonomik geleceğini düşünmesi kadar saygıdeğer bir şey yok; ama bunu yapmak için bu davanın üzerinde tepindiğiniz yeter artık! Yetiversin gayrı. Biz, nezaket gösterdik, bu zamana kadar ağzımızı açmadık; ama haddini aşan sözleri söyleyenlere de elbet sözümüz var: Yolunuz Beştepe’ye çıkacaksa, akıllı telefonlarda navigasyon uygulaması var. Birisine girersiniz, Beştepe yazarsınız, yolunuzu bulursunuz. Beştepe’nin yolu Demokrat Parti’den geçmiyor. Beştepe’nin yolu, merkez sağ fikriyatından geçmiyor. Allah, yolunuzu açık etsin. Biz, kendi çocuklarımız için değil 84 milyonun ikbali için mücadele ediyoruz. O açıdan, işte gün bugündür. Kimde ne kadar iman var, inanç var, fikir var, irade var, bunun kantara çıktığı gündeyiz. Hepimiz sınanıyoruz. Kendilerine emanet verilmiş sıfatları, bu milletin buhran günü dediğimiz bugünlerde milletin önüne çıkarak haykırması gerekenler, yancılığa başlamış.

“Daha fazla bize dokunmasınlar, her şeyi konuşuruz”

Hani büyük şairimiz diyor ya, aydının sorumluluğu da odur, ülkenin devlet adamlarının sorumluluğu da odur; kitleler galeyan hāline gelir, bir istikamete gider; ama ona karşı duracak olan, derin sezişiyle, derin tecrübesiyle aydınlarıdır, devlet adamlarıdır, siyasetçileridir. Sizden beklediğimiz bu; ama siz, ne dünüyle ne fikriyatıyla ne de bugünüyle hiçbir şekilde bir arada olamayacağınız bu iktidarın yanlışlarını tevil etmek için, meşrulaştırmak için yol alabilirsiniz. Eninde sonunda bu milletin derin irfānı, sizinle ilgili hükmünü zaten vermiştir. O açıdan açık yüreklilikle söylüyorum; bu millete bir özür borcumuz var. Demokratlar olarak söylüyorum. Demokrat Parti’nin maalesef geçmişini anlamayanlar, başbakanlığı bir günde bulanlar, geriye dönüp baktığında kendisini destekleyen, omuzunda taşıyan, emek verenlere 20 yıldır sırtını dönenlere buradan bir sözümüz var: Bu milletin verdiği yetkiyi, yanlış işlere bulaşarak, yeri geldi bu partide ön seçimleri yok varsayarak, telâffuz bile etmek istemem ama daha fazla bize dokunmasınlar, her şeyi konuşuruz. Sabuncu hikâyelerini de konuşuruz, başka şeyleri de konuşuruz. Öyle elimiz armut falan toplamıyor. Sizlerin hakkını, hukukunu yeteri kadar tepinenlere hiçbir şekilde çiğnetmeyeceğimi ifade etmek isterim.”