Hayatı

Salih b. Nasrullah b. Sellûm Halepli'dir. İlk tahsilinden sonra Halep Dârüşşifâsı’nda tıp öğrenimine başlamıştır. Tahsilini tamamladıktan sonra 1654'te İstanbul'a gelmiştir. Önce hâssa hekimi, sonra Fatih Dârüşşifâsı'nda başhekim, sonra da 1656'da hekimbaşı olmuş ve ölünceye kadar bu mevkide bulunmuştur.

Öğretisi

XVII. yüzyılda Rönesans’ın hekim-filozofu Paracelsus'un (ö. 1493/1541) eserlerinin Türkçe'ye tercüme edilmeye başlanmasıyla Osmanlı hekimleri arasında "Tıbb-ı Cedîd" veya "Tıbb-ı Kimya" isimleriyle anılan yeni bir akım gelişmiştir. Salih b. Nasrullah b. Sellûm bu akımın başlamasına öncülük etmiş ve eserlerinde Paracelsus'un fikirlerini ele almış, kendi tecrübelerini ve İslâm tıbbını da katarak tedavide yeni yöntemler geliştirmeye çalışmıştır.

İbn Sellûm, ilk eserini 1665 tarihinde Sultan IV. Mehmed'in emri üzerine kaleme almıştır. Gâyetü’l-beyân fî tedbiri bedeni’l-insân adını taşıyan bu eser derleme olmakla beraber yer yer orijinal görüşler de ihtiva etmektedir. İbn Sellûm'un ikinci önemli eseri Gâyetü’l-itkân fî tedbiri bedeni’l-insân adını taşımaktadır. Eser müsvedde halinde iken İbn Sellûm ölmüş, oğlu Yahya Efendi, Fatih Dârüşşifâsı başhekimi Ahmed Ebü’s-Suûd'dan eseri tamamlamasını rica etmiş ve böylece eser ortaya çıkmıştır. Daha sonra İbn Sellûm'un torunlarınden Kazasker Feyzullah Efendi, Sultanahmet Dârüşşifâsı başhekimi Ebü’l-Feyz Mustafa b. Ahmed'den eseri Türkçe'ye tercüme etmesini rica etmiş, 1728'de biten bu tercümeye Nüzhetü’l-Ebdân fî Tercemeti Gâyeti’l-İtkân adı verilmiştir. Genel tıbba ait olan bu kitap dört makale üzerine düzenlenmiş, ayrıca içinde basit ve mürekkep ilaçlara geniş bir yer ayrılmıştır. Bu tercüme 1887'de Sultan II. Abdülhamid'in emriyle basılmıştır. İbn Sellûm üçüncü olarak Paracelsus'un Iotrokimya'ya ait eserini Latince'den Arapça'ya tercüme etmiştir. Bu kitap tam bir tercüme değildir. Tıbbî kimyayı esas alan eserde İbn Sellûm, Paracelsus ve diğer Avrupa hekimlerinin görüşlerinden yararlanmış, bunun yanında kendi bilgi ve tecrübelerini de derleyerek eseri bizzat telif etmiştir. Ayrıca Paracelsus teorilerini de teker teker ele alarak şerhetmiştir. İbn Sellûm'un zikre değer dördüncü eseri, Akrabazin-i Cedîd adını taşımaktadır ve farmakolojiye aittir. Eser, daha sonra hâssa hekimlerinden Süleyman Efendi (1716) tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir.

Öne  Çıkan Eserleri

  • Gâyetü’l-Beyân fî Tedbîri Bedeni’l-İnsân: hzr. Zekiye Gül Elbir, “Gayetü’l-Beyan fi Tedbir-İ Bedeni’l-İnsan (Giriş-İnceleme-Metin-Dizin)”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ 2000; çev. Abdi Özkök, Gayetülbeyan fi Tedbiri Bedenil İnsan-İnsan Sağlığını Koruma Yöntemleri, Ankara 1992.

  • el-Fevâidü’l-Cedîde ve’l-Kavâidü’t-Tıbbiyye: Aziz Mahmud Hüdayi, nr. 1735/1.

  • Gâyetü’l-İtkân fî Tedbîri Bedeni’l-İnsân: Kütahya Vahid Paşa, nr. 803; Ayasofya, nr. 3682; Veliyüddin Efendi, nr. 2520.

  • Tercemetü’t-Tıbbi’l-Cedîdi’l-Kimyâî li-Paracelsus: Ayasofya, nr. 3671; İzmir Milli Ktp., nr. 27(875). 

Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu