Hayatı

Hazreti Hasan soyundan Kazvinli köklü bir aileye mensuptur. Şâh Abbas’ın sarayında himâye gördü. İstinsah ettiği bir eserde babasının adını İbrahim olarak zikretmiştir. Çocukluğunu Kazvin’de geçirdi ve devrin âlimlerinden dersler aldı. Aynı zamanda Mâlik-i Deyremî’dem hüsn-i hat meşketti. Sonrasında Tebriz’e gitti ve Muhammed Hüseyin Tebrîzî’den nesta’lîk hattını ilerletti. Daha sonra Osmanlı diyarına ve Hicaz’a geçti. Tekrar İran’a döndüğünde Ferhad Hân Karamanlı’nın kütüphanesine kâtip oldu. Bu zamanında Simmân, Damgan, Bistâm, Taberistân, Horasan ve Herat’ta bulundu. Ferhad Hân’ın öldürülmesi üzerine tekrar Kazvin’e avdet etti. Hat hocalığı yaparak ve yazı yazarak hayatını devam ettirdi. Safavîlerin Isfahân’ı  başşehir yapmaları ile o da birçok âlim ve sanatkâr gibi oraya yerleşti. Burada iken Şâh Abbas’ı varlığından haberdar etmek için ona bir arzuhal mektubu önderdi ve saraya davet edildi.  Isfahan’da çok talebe yetiştirdi ve çok velûd oldu. Saray’da şâhın hizmetine girdi, çok sevildi, hürmet gördü.  Şöhreti âlem-i İslâm’a şumûl iken, onu kıskanan usta bir hattat olan Ali Rızâ-yı Abbâsî mahvına çalıştı ve şâh ile arasını bozdu. Kesin olmamakla birlikte Sünnî mezhebden oluşu kullanılarak şayia çıkarıldı ve entrikalarla katlettirildi. Ölümü haberi Hindistan’da ve Osmanlı ülkesinde büyük üzüntü ile karşılandı. Hatta Bâbürlü hükümdârı Cihangir’in, onun hatırasına merasim yaptırdığı ve "Eğer İmâd’ı bana diri verselerdi ağırlığınca cevher verirdim" dediği rivâyet olunur. Vak’adan sonra oğlu ve kızı Osmanlı’ya, başkaca yakınları da Hint ülkesine sığındı.

Hat Tarihindeki Yeri ve Özgün Katkıları

Baba Şâh ve Ali Herevî gibi büyük üstâdların yazılarını tedkik ve taklid ile istifâde ederek kendi üslûbunu yaratan İmâd, nesta’lîk yazıda özellikle Osmanlı hattatlarınca benimsenmiş ve ondokuzuncu asra kadar devam etmiştir. Türk nesta’lîki onun talebesi Derviş Abdî ile gelmiş, iki asır kaim olmuş, Mehmed Es’ad Yesârî ve oğlu Mustafa İzzet ile karar etmiştir. İmâd’ın sayısız eserler vererek yarattığı güçlü üslûbu,  muasırı ve önceki ekolleri geride bıraktı.

Çoğunlukla İran’da, Türkiye’de ve Avrupa’da başta olmak üzere dünyada en önemli koleksiyonlarda bulunan çok sayıda kitap, risâle, murakka’ ve kıt’ası mahfuzdur.  

Öne Çıkan Eserleri

  • Hülâsa-i Hamse.

  • Hoca Abdullah Ensârî Risalesi: Süleymâniye Ktp., Hamîdiye murakkaat, nr. 2.

  • Nesta’lîk Türkçe şiir: Süleymâniye Ktp., nr. 103.

  • Nesta’lîk Farsça şiir: (Kıt’a) İstanbul Üniversitesi Ktp., nr. 1427.

  • Nesta’lîk Farsça şiir: (Kıt’a) Topkapı Sarayı Müzesi Ktp., GY 324/97.

  • Nesta’lîk Farsça şiir: (Kıt’a) Topkapı Sarayı Müzesi Ktp., GY 2140/14b.

Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu