TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesi ve kesin hesabının görüşmeleri tamamlandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, bakanlığının bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularına yanıt verdi.
Yap-işlet-devret (YİD) projelerine ilişkin eleştirilere yönelik, ulaştırma alanında bugüne kadar 300 milyar dolarlık yatırım yapıldığını belirterek yanıt veren Uraloğlu, bu yatırımlarda milli bütçe, dış kredi, hibe kaynaklar ve YİD modeli dahil tüm yöntemlerin kullanıldığını söyledi. YİD modelinin "aynı zamanda bir yapı ve finansman projesi" olduğunu belirten Uraloğlu, bakanlık bünyesindeki YİD yatırımlarının güncel değerinin 90 milyar dolar olduğunu, yapıldığı dönemde bu rakamın 51 milyar dolar olduğunu aktardı. Uraloğlu, "300 milyar doların yaklaşık üçte birini bu projelerle yaptık" dedi.
Bu finansman modelinin kullanılmamış olması halinde birçok kritik projenin hayata geçirilemeyeceğini söyleyen Uraloğlu, "Eğer biz bu imkanları kullanmasaydık Van-Hakkari Güzeldere Tüneli, Çamlık Viyadüğü, Honaz Tüneli, Ankara–Samsun yolu, Adana 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Zigana Tüneli, Rize-Artvin ve Ordu-Giresun havalimanları, Başkentray, Konak ve Sabuncubeli tünelleri, Marmaray ve Avrasya Tüneli gibi büyük yatırımları gösterdi. İstanbul–İzmir Otoyolu’nun yapamayacaktık" ifadesini kullandı.
Kuzey Marmara Otoyolu’nun da milli bütçeyle yapılmasının mümkün olmadığını belirten Uraloğlu, bugün Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden günlük 155 bin, Avrasya Tüneli’nden 85 bin aracın geçtiğini; Marmaray’ın günde 300 tren seferiyle 650–700 bin yolcu taşıdığını söyledi. Uraloğlu, "Bu projeler yapılmasaydı bırakın İstanbul’u, Türkiye kilitlenirdi" dedi. Ulaştırma yatırımları sayesinde 100 milyon taşıt-kilometredeki ölüm oranının 5’ten 1’e düştüğünü de belirtti.
"Hukuki süreç tamamlandıktan sonra bizim yapmamız gereken bir şey varsa onu sizlerle paylaşacağız"
Gebze’de çöken binayla ilgili yürütülen soruşturmaya değinen Uraloğlu, bakanlığın sessiz kalmasının "soruşturmayı etkilememe amacı taşıdığını" söyledi. Olayın ardından AFAD Başkanı, Çevre Şehircilik Bakanı ve kendi ekibiyle birlikte süreci yakından takip ettiğini belirten Uraloğlu, tünel çalışmasının riskli aşamasının kazı ve destekleme dönemi olduğunu, 2 bin 229 binanın yapım sürecinde kontrol edildiğini ve "herhangi bir deformasyon tespit edilmediğini" ifade etti. Uraloğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Projede gerek o binaların olduğu kesimde gerekse istasyonda ciddi değişiklikler yapıldı. Proje tamamen sağlam kayadan geçiyor. Orada kötü bir zemin yoktur. Dolayısıyla her şey bitmiş ve bugün geldiğimizde maalesef dört tane vatandaşımızın hayatını kaybettiği bir elim olay olmuş. Tünelde en ufak bir deformasyon, en ufak bir çatlak ve en ufak bir su sızıntısı yok. Biz yüzlerce kilometre metro yaptık ve bu anlamda da yeterince tecrübeye sahibiz. Hukuki süreç tamamlandıktan sonra bizim yapmamız gereken bir şey varsa da biz onu sizlerle paylaşacağız ve bunun gereğini de yapacağız."




