Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan’ın daimi tarafsızlık statüsünün 30’uncu yılı dolayısıyla düzenlenen Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta düzenlenen Uluslararası Barış ve Güven Forumu’na katıldı. Forumda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de dahil olmak üzere çok sayıda ülkeden liderler hazır bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, forumda yaptığı konuşmada, şu ifadelere yer verdi:
’’Devlet Başkanı Serdar Berdimuhamedov, değerli devlet ve hükümet başkanları, aziz misafirler; sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla ve muhabbetle selamlıyorum. Ata yurdumuz olarak gördüğümüz bu topraklarda bir kez daha bulunmaktan büyük bahtiyarlık duyuyorum.
Daimi tarafsızlık statüsüne mana ve şekil veren Türkmenistan’ın milli lideri Kurban Gulu Berdimuhamedov’u gönülden kutluyorum. Bizleri bu anlamlı gün vesilesiyle bir araya getiren kardeşim Serdar Berdimuhamedov’a şükranlarımı sunuyorum. Tarafsızlık Bayramı münasebetiyle Türkmen halkını yürekten tebrik ediyorum.
Türkiye’deki 86 milyon kardeşinizin selamlarını iletiyorum. Bugünkü forumu, Türkiye’nin de ortak sunucusu olduğu Birleşmiş Milletler’in 2025 Uluslararası Barış ve Güven Yılı bağlamında son derece anlamlı bulduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Bağımsızlığından bu yana büyük bir iktisadi ve beşeri kalkınma gerçekleştiren Türkmenistan’ın her başarısıyla övünüyor, seviniyoruz. Türkmenistan bugün dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri konumuna erişmiş; şehirleriyle, fabrikalarıyla, okulları ve hastaneleriyle örnek bir modern ülke haline gelmiştir.
Kıymetli dostlar, Türkiye ile Türkmenistan gücünü ortak tarihten alan müstesna bağlarla birbirine sıkı sıkıya kenetlenmiş iki kardeş ülkedir. Türk ve Türkmen halkları aynı kökten gelen, aynı ruhu ve inancı taşıyan iki kardeş millettir.
Türkmenistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olarak, aynı zamanda daimi tarafsızlık statüsünü de destekleyenlerin başında geldik. Türkmenistan’ın 30 yıldır sürdürdüğü bu kimliğin, Mahtumkulu Firaki’den Yunus Emre’ye ve İsmail Gaspıralı’ya uzanan ortak medeniyetimizin sulh ve dostluk anlayışıyla yoğrulduğunu görüyoruz. Bizim Türkmenistan’la atasözlerimiz gibi kalbimiz de menzilimiz de birdir.
Türkmenistan’ın barışçı vizyonunu desteklerken ilişkilerimizi her alanda ilerletiyor, dayanışmamızı daha da güçlendiriyoruz. Yatırımlar, ticaret, enerji, savunma ve daha nice alanlardaki girişimlerle sürdürdüğümüz çalışmalarımızı beşeri ilişkilerimizle taçlandırıyoruz. Bundan sonra da Türkmenistan’ın refahı için her zaman sorumluluk üstlenmeye hazır olduğumuzu tekrar ifade ediyorum.
Kıymetli dostlarım, küresel ölçekte belirsizliklerin, çatışmaların ve kırılganlıkların arttığı bir dönemde, uluslararası diyalog, iş birliği, güven ve barışın tesisi için elimizi taşın altına koymamız gerekiyor. Türkiye olarak tarihimizin, coğrafyamızın ve medeniyetimizin bize yüklediği mesuliyet bilinciyle barış ve diyaloğun hâkim kılınması için var gücümüzle çalışıyoruz. Komşularımızla iyi ilişkiler tesis etmek suretiyle çevremizde bir barış ve güvenlik kuşağı oluşturmanın gayreti içindeyiz.
Kadim bağlara ve karşılıklı saygıya dayalı ilişkilere sahip olduğumuz kuzey komşularımız Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşın sona ermesi en samimi temennimizdir. İstanbul süreci başta olmak üzere ateşkes ve barışa yönelik diplomatik girişimlere somut destek vermeye hazırız.
Kıymetli konuklar, son asrın en acımasız katliamlarına geçtiğimiz yıllarda Gazze’de şahit olduk. Gazze’de ateşkesin kalıcılığı ve insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşması temel önceliklerimizi teşkil ediyor. İsrail’in ihlallerine rağmen süren ateşkes kırılgandır. Bu nedenle uluslararası toplumun sürece güçlü desteği şarttır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararının, kalıcı barış ve Gazze’nin yeniden imarı açısından bir fırsat olmasını temenni ediyoruz. Barışın tesisine yönelik tüm aşamalara Filistinlilerin dâhil olmasını elzem görüyoruz. Nihai hedef ise iki devletli çözümdür. Artık uluslararası toplumun Filistin halkına olan borcunu ödeme zamanı gelmiştir.
Bizleri bir araya getiren bu önemli forumun yeni bir vesile teşkil etmesini diliyorum. Türkiye bugün artık adil, tarafsız ve güven veren yaklaşımıyla arabuluculuk alanında dünyanın önde gelen aktörleri arasında yer almaktadır. Etiyopya ile Somali arasındaki gerginliği ortadan kaldırmak için başlattığımız Ankara süreci vasıtasıyla, anlaşmazlıkların barışçıl yöntemlerle giderilebileceğini bir kez daha göstermiş olduk.
Eş başkanlığını yürüttüğümüz Birleşmiş Milletler, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ve İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki arabuluculuk dostlar grupları ile Medeniyetler İttifakı girişimi bu vizyonumuzun yansımalarıdır.
Değerli dostlarım, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en fazla sayıda silahlı çatışmaya şahit olunan bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir ortamda Türkmenistan’ın tarafsızlık ilkesi doğrultusunda önleyici diplomasi, barış, güvenlik ve kalkınmanın tesisine yönelik çabalarını gönülden destekliyoruz.
Bugün burada sadece bir yıl dönümünü kutlamıyor, geleceğe dair güçlü bir çağrı yapıyoruz. Barış ancak adaletle, güven ancak karşılıklı saygıyla, istikrar ancak diyalogla mümkündür.
Türkmen edebiyatının büyük şairi Mahtumkulu Firaki, adeta bugünkü forumun amacını yüzyıllar önce ne güzel ifade etmiştir: ‘Güzel günler gelsin, huzur dolsun, her yurt sakin, her halk zengin olsun'. Firaki der ki: 'İnsaf çoğalsın, zulüm kalmasın, her yer sevinçli olsun.’
Sözlerimin hitamında bizleri bir araya getiren Devlet Başkanı, kıymetli kardeşim Serdar Berdimuhamedov’a tekrar teşekkür ediyorum. Türkmenistan’ın daimi tarafsızlığının 30. yılını canıgönülden bir kez daha kutluyorum. Kardeşliğimiz daim olsun diyorum.’’




