NASA ve ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA), 30 Kasım’da gerçekleşen patlamanın güçlü bir enerji salınımı oluşturduğunu ve bunun radyo iletişimi, elektrik altyapısı ve navigasyon sistemleri üzerinde etki yaratabileceğini söylemişti. NOAA ayrıca, 4 Aralık’ta ‘orta düzeyde’ jeomanyetik fırtınaların görülmesinin beklendiğini bildirmişti.
RADYASYON MİKTARI NORMALİN YAKLAŞIK 10 KATINA ÇIKTI
Euronews’ün aktardığı verilere göre, patlama sonrasında 12 bin metre irtifada —yani ticari uçakların seyir seviyesinde— radyasyon miktarı normalin yaklaşık 10 katına çıktı. Uzmanlar, bu tür Güneş olaylarının yalnızca uydu sistemlerini ya da kutup bölgelerindeki auroraları etkilemekle sınırlı kalmayabileceğine dikkat çekiyor.
SSC’nin açıklamasına göre, söz konusu güneş patlaması Dünya yüzeyinde bile belirgin, keskin bir radyasyon artışına neden oldu. Bu ölçüm, 2000’li yılların ortasında kaydedilen yer seviyesindeki rekoru aşarak yeni bir zirveye işaret ediyor.
Surrey Üniversitesi’nden iklim bilimci Clive Dyer, yaşanan olayı Aralık 2006’dan bu yana kaydedilen en güçlü yer seviyesi güneş etkinliği olarak tanımladı ve uyarıda bulundu:
“Tarih boyunca çok daha büyük güneş olaylarının yaşandığını biliyoruz. Dolayısıyla benzer hatta daha güçlü etkiler için hazırlıklı olmamız gerekiyor.”



