Ali Haydar Haksal: Yüzümüzü Batı’ya çevirdiğimizden beri kendi medeniyetimizden vazgeçtik
Ali Haydar Haksal: Yüzümüzü Batı’ya çevirdiğimizden beri kendi medeniyetimizden vazgeçtik
İçeriği Görüntüle

Osmanlı Devletinin en parlak dönemidir. İşte böyle bir dönemde Kanuni Sultan Süleyman Han kara kara düşünür; “ Osmanlının hali ne olacak? Bu devlet çöker mi?” “Osmanoğulları’nın sonu gelir mi?”

Kanuni Sultan Süleyman merak ettiği bu sorunun cevabını almak için, devrin en meşhur alimi, süt kardeşi “ağabey” diye hitap ettiği, Şeyh Yahya Efendi’ye sormaya niyet eder ve çok güzel bir “Hat ” ile yazdığı mektubu Yahya Efendi’ye gönderir. Mektupta; “Sen ilahi sırlara vakıf bir âlimsin. Kerem et bizleri aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur?”

Mektubu okuyan Şeyh Yahya Efendi çok kısa bir cevap verir;

“NEME LAZIM BE SULTANIM!”

Kanuni Sultan Süleyman bu cevaba bir anlam veremez. Daha doğrusu Şeyh Yahya Efendi'nin kendisini ve devleti ciddiye almadığını düşünür ve kalkar süt kardeşi Şeyh Yahya Efendi'nin dergâhına gider ve “Ağabey ne olur mektubuma cevap ver sorumuzu ciddiye al” diye sitem eder. Yahya Efendi; “Sultanım sorunuzu ciddiye almamak mümkün mü? Sorunuzu iyice düşündüm ve cevap verdim. Sultan, “Ben verdiğiniz cevaptan hiçbir şey anlamadım. Sanki beni böyle işlere karıştırma anlamında cevap vermişsin”

Şeyh Yahya Efendi, süt kardeşi Kanuni Sultan Süleyman'a şu cevabı verdi:

“Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık artık aşikar olsa, işitenler de neme lazım, deyip geçse, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa. Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryadı göklere çıksa da bu feryadı taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir….”

Kanuni Sultan Süleyman Han başını sallayarak tasdik eder ve üzüntüsünden gözyaşı döker. Ve kendisini ikaz edecek böyle bir âlime sahip oldukları için Allah’a şükreder. Kendisinden sürekli kendisini uyarmasını ister.