Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mehmet Ali Güller, Cumhuriyet'te "ABD İmamoğlu’nu kurtarabilir mi?" başlıklı bir köşe yazısı kaleme aldı.
Güller yazısında şunları dile getirdi:
CHP’nin yaşadığı hukuksuzluk nedeniyle Batı merkezlerinden destek arama çizgisinin işe yaramadığı görülmüyor mu? Tersine bu çizginin içeride CHP’nin elini zayıflattığı anlaşılmıyor mu?
Bu kaçıncı?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu defalarca Batı’ya “AKP’nin bize yaptığı hukuksuzluğa karşı çık” mesajı verdiler, sayısız kere “Bizi yalnız bırakmayın” çağrısı yaptılar. Karşılığında “Biz AKP’den daha Batıcıyız, daha Atlantikçiyiz, daha NATO’cuyuz” teminatı bile verdiler.
En acısı, İngiltere Başbakanı Keir Starmer’in ve İngiliz İşçi Partisi’nin vermediği destek nedeniyle, “terk edilmiş hissettiklerini” bile söyleyebildiler!
İMAMOĞLU’NUN ATLANTİKÇİLİĞİ
Batı’dan destek arama çizgisinin işe yaramadığı defalarca görüldüğü halde, İmamoğlu bir kez daha Washington’a sesleniyor; hem de CFR’nin dergisi Foreign Affairs’tan.
Neler söylemiyor ki...
- Türkiye için Avrupa ile daha yakın entegrasyon ve güncellenmiş Gümrük Birliği “çaresi” açıklıyor.
- AK Parti’nin Rusya’dan S-400 almasını eleştiriyor, “S-400 konusunun yarattığı hasarın onarılmasını” istiyor.
- İktidarın Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğini geciktirmesini eleştiriyor.
- AK Parti’nin Türkiye’yi AB’den uzaklaştırdığını, ABD’yle ilişkileri gerdiğini ve NATO içindeki güvenilirliğini zayıflattığını savunuyor.
- Asya’ya, Rusya’ya, Çin’e, temel ihtiyaçlar dışında mesafeli olmayı savunuyor.
- Kıbrıs’ta “her iki tarafı” suçlayarak yeni bir çözüm süreci istiyor.
- ABD ve AB’yle Akdeniz’de “uyum” istiyor! - Türkiye’yi ABD’nin “öngörülebilir” bir ortağı yapmayı vaat ediyor.
CHP ERDOĞAN’I YANLIŞ TAHLİL EDİYOR
İnanılır gibi değil. Şu listeyi kimin önüne koysanız, ABD’nin Ankara büyükelçisinin Türkiye’den talepleri sanar!
Mesele şu: İmamoğlu bu Batıcı çizgiyle tüm engelleri aşıp aday olduğunda seçim kazanabilir mi? İmamoğlu Erdoğan’la Batıcılıkta, Amerikancılıkta, Avrupacılıkta yarışarak onu yenebilir mi?
Hiç mi Kılıçdaroğlu’nun seçime üç gün kala Rusya karşıtlığı yapmasının yanlışlığı anlaşılmadı?
Erdoğan’ın dış politikası hiç mi çözümlenemedi? Erdoğan’ın Rusya ve Çin’le ilişkileri nasıl olur da “Batı karşıtlığı” diye okunabilir? Tersine Erdoğan Rusya ve Çin’le ilişkilerini, ABD’yle ilişkilerine kaldıraç yapmaya çalışıyor.
Erdoğan’ın Neo-Abdülhamitçi dış politikası özetle şudur: Rusya’yla işbirliği yaparak kendisine bölgede alan açmak, bunu ABD’yle ilişkilerinde kaldıraç olarak kullanmak ve bu ilişkileri AB ile dengelemeye çalışmak.
ÇARE WASHİNGTON’DA DEĞİL, SARAÇHANE’DE
Hiç eğip bükmeye gerek yok. İmamoğlu’nun mesajı ABD’ye “Beni kurtar” mesajıdır, “Karşılığında daha Amerikancı bir yönetim kurarım” vaadidir.
Yazık ki İmamoğlu, kendisinin Rahip Brunson gibi Trump tarafından kurtarılabileceğini sanıyor. Yazık ki İmamoğlu Trump’a “Ben Erdoğan’dan daha Atlantikçiyim” mesajı verince Washington tarafından tercih edileceğini sanıyor!
Oysa tersine, ABD, kim ne vaat ederse etsin sahaya yansıması bakımından, işlevi bakımından, yararı bakımından AK Parti’den daha Atlantikçi bir partinin şu konjonktürde olamayacağını biliyor. CHP “Ben daha Atlantikçiyim” dese bile Washington, pratikte CHP’nin AK Parti’den daha fazla ve yararlı bir Atlantikçilik yapamayacağını gayet iyi biliyor.
Zira Erdoğan partisini ve tabanını Atlantikçiliğin her türlüsüne ikna edebilir ama Özel-İmamoğlu ikilisi CHP içindeki bağımsızlıkçı, antiemperyalist, yurtsever, Kemalist damarı ikna edemez.
Sonuç olarak İmamoğlu’nu ABD kurtarmaz, kurtaramaz ama Saraçhane cephesi kurtarabilir. Tabii o cepheyi Batıcı çizgisiyle eritmezse!

