Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Batman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Küresel Meydan Okumalar ve Türkiye" konulu konferansta yaptığı konuşmada, fahri doktora ünvanının baba ocağındaki üniversiteden gelmiş olmasının kendisi için çok değerli olduğunu söyledi.

Küresel ekonomide karşı karşıya oldukları en önemli sorunların başında ticarette korumacılığın geldiğini kaydeden Şimşek, 2008-2009 yıllarında dünyanın büyük bir finansal kriz yaşadığını, o kriz sonrası ticarette korumacılığın başladığını, 2025'te bunun zirveyi bulduğunu anlattı.

Şimşek, bu sürecin ticaret ve küresel ekonomi politikalarında belirsizlikleri derinleştirdiğine dikkati çekerek hegemon güç ile yükselen güç arasında giderek sertleşen bir jeostratejik rekabet yaşandığını ifade etti.

- "Türkiye'yi bir merkeze, bir üsse dönüştürüyoruz"

Çin'in küresel imalat sanayisinde başat bir güç merkezine dönüştüğünü vurgulayan Şimşek ABD, Avrupa Birliği ve Japonya’nın bu alanda zemin kaybettiğini belirtti.

Şimşek, şöyle devam etti:

"Türkiye küresel ticaret savaşlarında göreceli olarak daha dayanıklı bir pozisyona sahip. Ticaretimizin yüzde 62'si serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu Avrupa Birliği ve genelde yakın coğrafyaya gidiyor. Dostane ilişkilerimizin olduğu veya bize yakın olan komşu ülkelere olan ihracatımızı da eklersek, ihracatımızın yüzde 80-85'i dost, yakın ve kural bazlı serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ülkelere gidiyor."

Bu dönemde Hükümet olarak yakın coğrafyayla bağlantısallığı artırıp yeni yollar inşa ettiklerini anlatan Bakan Şimşek, "Mesela Çin'den İngiltere'ye kadar Orta Koridor'un en önemli geçiş güzergahlarından birisi Anadolu'dur. Biz bunu inşa ediyoruz. Körfez'den bütün o bölgeyi Türkiye'ye bağlayacak yeni bir kalkınma yolu Irak'tan geçiyor. 1200 kilometrelik demir yolu ve otoyol projesinde Sayın Cumhurbaşkanımız liderlik yaptı ve şu anda o konuda ilerleme var. Asya'dan bir ürünün çıkıp Avrupa'ya gelmesi Ümit Burnu üzerinden olursa 45 gün alıyor. Süveyş Kanalı'ndan giderse 35 gün. İnşa ettiğimiz Orta Koridor'u kullanırsanız 18 günde, Kalkınma Yolu'nu kullanırsanız 25 günde yani çok daha rekabetçi çok daha avantajlı." dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, bu sayede Türkiye'yi bir merkeze, bir üsse dönüştürdüklerini ifade ederek "Yeni serbest ticaret anlaşmalarını yapıyoruz. Mesela Körfez ülkeleriyle müzakereler epey ilerledi. Mevcut ticaret anlaşmalarımızın kapsamını, kamu alımlarını, hizmetleri ve tarımı da içerecek şekilde genişletmeye çalışıyoruz. Mesela Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'nin güncellenmesinden kastımız da bu. Avrupa Birliği ile ticaret hacmimiz yıllık 230 milyar dolar ve Gümrük Birliği güncellenirse belki önümüzdeki 10 yılda 400 milyar dolara çıkmış olacak." diye konuştu.

Bakan Işıkhan ile Türk-İş Başkanı Atalay arasında görüşme
Bakan Işıkhan ile Türk-İş Başkanı Atalay arasında görüşme
İçeriği Görüntüle

Türkiye'nin toplam borcunun düşük olduğunu, bunun büyük fırsat sunduğunu belirten Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ortaya çıkacak fırsatları değerlendirmemiz için bir yapısal dönüşümden geçmemiz lazım. Bu yapısal dönüşüm için kaynağa ihtiyaç var. Borcun düşük olması kaynak anlamında Türkiye'nin elini güçlendiriyor. Türkiye'nin hane halkının borcunun milli gelire oranı yüzde 10 yani bütün vatandaşlarımızın borcunun milli gelire oranı yüzde 10. Bu şu anlama geliyor; enflasyonu düşürdükçe finansal koşullar daha elverişli hale gelecek, faizler düşecek. Böylece bundan 10 yıl önce olduğu gibi daha çok kişi erken aşamada konut ve araba sahibi olabilecek. Çünkü daha uzun vadeli, daha uygun koşullarda finansmana erişecek. Borç düşük olduğu için bu süreç Türkiye'nin büyümesinin önünü açacak. Dünyanın bir diğer sorunu da yaşlanan nüfus, çalışma çağındaki nüfus azalıyor. Türkiye bu anlamda hala bir fırsat penceresine sahip. Önümüzdeki 8-10 yıl içerisinde Türkiye'nin çalışma çağındaki nüfusu artmaya devam ediyor."

Türkiye'nin turizmde ve sağlıkta büyük bir başarı sağladığını, yenilenebilir enerjiye önem verdiklerini vurgulayan Mehmet Şimşek, memleketin güneşini, rüzgarını, suyunu, jeotermal kaynaklarını enerjiye dönüştürdüklerini, Türkiye'nin dışa bağımlılığını azalttıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 23 yılda 10 bin 661 sulama projesine 90 milyar dolar aktarıldığını kaydeden Şimşek, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Türkiye'nin jeostratejik önemi sadece coğrafi konumundan gelmiyor. Türkiye'nin tarihi birikiminden geliyor ama bir o kadar da tabii ki takdir etmemiz lazım Cumhurbaşkanımızın duruşundan geliyor. Batı'yla makul ilişkiler, Suriye'de istikrarın sağlanmasına yönelik çabalar. Suriye'de biz bütün kesimleri kucaklayan demokratik, bir üniter yani birliğini korumuş bir istikrarlı bir komşu istiyoruz. Gazze'de ateşkesin devamı son derece önemli. İnsanlığın hakikaten utanç duyduğu bir soykırım, bir katliam yaşandı. Dolayısıyla bu ateşkesin devamı bölge açısından çok değerli. Azerbaycan-Ermenistan arasında bir barış süreci var. Türkiye çok güçlü bir liderin hakim olduğu, yakın coğrafyamızda barış ve huzuru temin etmeye yönelik muazzam çaba içerisinde bir ülke. Bu herkes tarafından takdir ediliyor."

- "Huzur ve istikrar olduğu zaman refah artışı olur"

Terörsüz Türkiye sürecine değinen Şimşek, terörle mücadeleye Türkiye'nin 2 trilyon dolar kaynak harcadığını belirtti.

Bakan Şimşek, "Düşünün, 2 trilyon doları ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine harcasak önümüzdeki 50 yılda Türkiye'yi kim tutar, bu bölgeyi kim tutar? Yakın coğrafyamız bu çatışmalardan çok çekti. Artık bu bölgede özellikle Türkiye'nin örnek teşkil ederek önemli bir sorunu barış ve kardeşlik içerisinde çözmesi ne anlama geliyor biliyor musunuz? Bütün bölge için umut, bölgesel entegrasyon anlamına geliyor. Bölgenin bir bütün olarak kalkınması ve gelişmesi demek. Çünkü bölgede topraklar bereketli, insanlar çalışkan. Huzur ve istikrar olduğu zaman refah artışı olur." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin yeni büyüme motorlarının Doğu ve Güneydoğu olacağını söyleyen Bakan Şimşek, "Altyapıya yatırım yaptık. Havaalanları yaptık. Türkiye'de en avantajlı yatırım teşviklerini özel sektöre bu bölgelerde verdik ama maalesef terörün yarattığı belirsizlik nedeniyle bu bölgeye özel sektör yatırımı sınırlı kaldı. Devlet elinden geleni yaptı, yapmaya devam etti. Özel sektör yatırımları şimdi filizlenmeye başladı. Bölgemizde nüfus genç. Beşeri sermaye varsa, teşvik varsa, altyapı varsa geriye finansal sermaye, özel sektör girişimciliği kalıyor. Şu anda 2-3 organize sanayi bölgesi inşa ediyoruz. Yoğun da talep var ve ben inanıyorum ki Batman Türkiye'nin önemli üretim üstlerinden biri haline geldi. Terörsüz Türkiye ile birlikte kişi başına gelir artışında GAP ve DAP bölgesi, Türkiye ortalamasının iki katına çıkacak. Nasıl ki biz Avrupa ile arayı kapatıyorsak Doğu ve Güneydoğu'da Türkiye'nin gelişmiş bölgeleri ile parayı kapatacak." dedi.

- "Programın hedefi, sürdürülebilir yüksek büyümeyi ve daha adil gelir dağılımını sağlamak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde uyguladıkları Makroekonomik İstikrar ve Reform Programı'na değinen Şimşek, programın birinci yıl önceliğinin hayat pahalılığıyla mücadele, ikinci önceliğinin bütçe dengelerinin iyileştirilmesi, üçüncüsünün de dış dengede sürdürülebilirlik olduğunu anlattı.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, şöyle devam etti:

"Yapısal dönüşümde önceliğimiz; sanayide dönüşüm, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve üretken altyapı. Bu programın hedefi sürdürülebilir yüksek büyümeyi ve daha adil gelir dağılımını sağlamak. Enflasyon düşünce gelir dağılımı iyileşecek. Yüksek enflasyon gelir dağılımını bozuyor. Şimdi bu programın üç evresi vardı. İki evresini geride bıraktık. Üçüncü evreye girdik. Üçüncü evrede; enflasyon önümüzdeki iki yılda tek haneye inecek. Bütçe açığı milli gelire oran olarak kalıcı bir şekilde yüzde 3'ün altına düşecek. Cari açık kalıcı bir şekilde yüzde 1'in altına düşecek."

Rekabet gücünün, verimliliğin artırılıp dünyadaki fırsatlardan maksimum düzeyde yararlanılacağını belirten Bakan Mehmet Şimşek, "İlk iki evreyi başarıyla geride bıraktık. Enflasyonla mücadelede; para politikası ve maliye politikası sıkı, gelirler politikası destekleyici, kamunun belirlediği fiyatları hedef enflasyona göre belirliyoruz, konut ve gıda arzını artıracak adımlar atıyoruz. Şimdi küresel koşullar da daha elverişli hale geldi. Doların zayıf olması bizim ülkemizin lehine çünkü biz ham maddeyi dolarla alıyoruz. Nihai malları ağırlıklı olarak avro cinsinden Avrupa'ya satıyoruz. Dolayısıyla avronun dolara karşı değer kazanması bizim lehimize. Petrol fiyatları düşüyor. O da bizim lehimize çünkü biz büyük ithalatçıyız. Risk iştahı yani gelişmekte olan ülkelere sermaye akışı yükseliyor. Bakın enflasyon 2022'de yüzde 85'le zirveyi bulmuş, yüzde 64'le yılı kapatmıştı. 2023'te programın ilk dönemi enflasyon aynı düzeyde kaldı, geçen sene yüzde 44'e düştü, şimdi yüzde 31'e, hedefimiz gelecek sene yüzde 20'nin altına, bir sonraki senede tek haneye düşürmek." diye konuştu.

Bütçede disiplini yakaladıklarını anlatan Şimşek, "Deprem nedeniyle şimdiye kadar 90 milyar dolar para harcadık, bu da bütçe açığımızı artırdı ama tedbir aldık. Şimdi bütçe açığını da düşürüyoruz ve gerçekten kamuda tasarruf sağlıyoruz. Kamuda taşıt kullanımı, binalar, yani bunların kiralanması, satın alması, haberleşme giderleri, seyahat giderleri, enerji giderleri, kırtasiye giderleri, demirbaşlar, bunların hepsi tasarruf tedbirleri kapsamındadır. Bu Cumhurbaşkanımızın bu tasarruf tedbirleri öncesinde bu kalemlerin bütçe içindeki payı yüzde 4.6'ydı, şimdi yüzde 3'e düştü. Üçte bir oranında tasarruf sağladık demek. Muazzam bir tasarruf çabası." ifadelerini kullandı.

- "İşsizlik 30 aydır tek hanede"

"Reformlar yapacağız. Şeffaflığı, hesap verilebilirliği, rekabeti artırmak için kamu ihale reformu gibi birçok reform gündemimizde. Yine dış dengede sürdürülebilirlik bizim için önemli." diyen Şimşek, şunları kaydetti:

"Eskiden yüksek cari açık veriyorduk. Milli gelir 100 ise yaklaşık 4 lira açık veriyorduk. Şimdi bu açık yüzde 1-1,5 civarına kadar düştü. Aslında tasarruf amaçlı alınan altını, ithal ettiğimiz altını dışarıda bırakırsak, cari açık önemli ölçüde sorun olmaktan, bir endişe kaynağı olmaktan çıktı. Dış finansman ihtiyacımız milli gelire oran olarak düşüyor. İşsizlik 30 aydır tek hanede. Devletin bilançosunda 2,5 yılda 269 milyar dolarlık iyileştirme yaptık. Bunun 143 milyar doları koşullu yükümlülüklerin azalmasından geliyor; 126 milyar doları da swaplar hariç net rezerv artışından geliyor. Yani rezerv artışı, artı KKM'deki çıkış topladığınız zaman neredeyse 265-270 milyar dolara denk geliyor. Bu nedenle Türkiye'nin risk primi düştü. Yani Türkiye'nin dışarıdan daha ucuza kaynak bulabiliyor. Bize benzer ülkelerde risk primindeki düşüş 55 baz puan, Türkiye'de neredeyse bunun 9-10 katı yani 491 baz puan. Risk priminin düşmesi demek küresel finansa erişim daha ucuza demektir. Kredi derecelendirme kuruluşları notumuzu artırdı. İki kademe, üç kademe artırdılar."

Türkiye'nin kalkınma sürecine değinmek istediğini dile getiren Şimşek, "Cari dolar kuruyla 2002 yılında dünyanın en büyük 21. ekonomisiydik, şu anda 16. büyük ekonomiyiz. Satın alma gücü paritesiyle Türkiye dünyanın en büyük 16. ekonomisiyken 11. en büyük ekonomi haline geldi. Dünyada sadece 8 ülke bütün komşularının toplamından daha büyük ekonomiye sahip. Türkiye'de bunlardan biri. İhracattaki payımız da aynı şekilde arttı. Türkiye büyük bir imalat sanayi üstü. Dünyanın imalat sanayinde en büyük 14. ekonomisi. Organize sanayi bölge sayısı 192'den 371'e çıkarken bu bölgelerdeki fabrika sayısı 11 binden 68 bine çıktı." dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, "Sadece sanayide değil, hizmetlerde de dünyada ilk 20'deyiz. Eğitim, sağlık, finans, turizm bir hizmettir. Dünya turist sıralamasında 20. sıradan 4. sıraya çıktık. Dünyanın en büyük turizm destinasyonlarında ilk 5'e girdik. Sağlık turizminde büyük potansiyelimiz var. Uluslararası akredite olmuş 50 hastanemiz var, dünya sağlık turizminde en büyük ülkelerinden birisiyiz. İnşaat sektöründe dünyada Çin'den sonra büyükler liginde ikinci sıradayız. Önümüzdeki 10 yılda eğer bölgemizde savaş değil, barış hakim olursa ve bölge yeniden inşa edilecekse bizim bölgemizde önümüzdeki 10 yılda 1 trilyon dolarlık yeniden inşaat fırsatı olacak." diye konuştu.

Bütçenin önemli bir kısmını eğitime harcadıklarını anlatan Şimşek, eğitim, sağlık ve altyapı alanında yapılan yatırımları aktardı.