Hamas’ın üst düzey yöneticilerinden biriyle yaptığım görüşmede İsrail’in zindanlarında yaşanan insanlık dışı uygulamalar, enkaz altındaki on binlerce Gazzeli’nin akıbeti ve devam eden ateşkes tartışmalarının perde arkasını milligazete.com.tr’ye anlattı.

Hamas’ın önde gelen ismi, silahların ancak özgür bir Filistin devleti kurulduğunda ve bu devletin güvenlik güçleri oluştuğunda devlete teslim edilebileceği vurgulandı.

İşte Milli Gazete’ye konuşan HAMAS’lı üst düzey ismin önemli açıklamalarından satır başları:

Müzakere teslimiyet demek değildir

-Direniş silah bırakmayacağını, tünelleri boşaltmayacağını ve eğitime müdahaleye izin vermeyeceğini ilan etti; “müzakere teslimiyet demek değildir.”

Bizim silahlarımız sadece savunma amaçlı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gürcistan Başbakanı Kobakhidze ile görüştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gürcistan Başbakanı Kobakhidze ile görüştü
İçeriği Görüntüle

-Ellerinde top tank veya büyük füzeler olmadığını, ellerindeki araçların savunma amaçlı olduğunu, pek çok mafya örgütünün kendilerinden daha fazla donanıma sahip olduğunu belirtti.

1992 sürgününden sonra yeni bir nesil direnişi üstlendiğini Sınırlı imkânlara rağmen tarihin zorluklardan yeni yollar çıkardığını, 1992 sürgününden sonra yeni bir neslin direnişi üstlendiğini, direnişin asla bitmeyeceğini ifade etti.

Ülkelerden güçlü bir duruş, STK’lar ve cemaatlerden karşı tavır bekliyoruz

- Türkiye ve Katar’dan güçlü bir duruş beklediklerini, Türk sivil toplumunun, cemaatlerin ve medyanın yanlışlara karşı tavır alarak tepki göstermesi gerektiğini dile getirdi.

Yaşanan zulmün boyutunu ve enkaz altındaki Gazzelilerin durumu ile direnişin kararlılığını gözler önüne seren lider, İsrail’in “ateşkes” çağrılarının sahadaki gerçekliği yansıtmadığını, aksine direnişi tasfiye etme girişimi olduğunu belirtti. Türkiye ve Katar’a özel bir çağrıda bulunan lider, savaşın üçüncü yılında Gazze’nin hem askeri hem de manevi direncinin hâlâ dimdik ayakta olduğunu gösteren yeni bilgiler ortaya koydu.

İSRAİL ZİNDANLARINDA ESİRLERE TECAVÜZ EDİLİYOR

İsrail zindanlarında esirlerin ağır işkenceye maruz kaldığını söyleyen lider, hücrelerde çoğu zaman tuvalet bulunmadığını, bazı esirlerin bedenlerinin yakıldığını, bazılarının uzuvlarının kesildiğini ve tecavüz vakalarının yaşandığını belirterek bu insan hakları ihlallerinin hesabının mutlaka sorulması gerektiğini vurguladı.

Gazze’de enkaz altında on binin üzerinde kişinin olduğunu açıklayan lider, bu kişilerin naaşlarının çıkarılmasının bir zorunluluk olduğunu, enkaz altındakiler çıkartılmadan gerçek bir barıştan söz edilemeyeceğini ifade etti, Söz konusu talebin yalnızca siyasi bir tutum değil, insanlık talebi olduğunu kaydetti.

DİRENİŞ ASLA SİLAH BIRAKMAYACAK

Ateşkes süreçlerinin dış baskılarla şekillendiğini, Netanyahu’nun kendi iktidarını koruma kaygısıyla süreci sabote etmeye çalıştığını ve Trump’ın İsrail’e ateşkesi dayattığını söyleyen lider ateşkesin önündeki engellerin büyük olduğunu ve ateşkesin başarılı olamayabileceği ihtimalinin bulunduğunu aktardı. Aynı yetkili, direnişin silah bırakmayacağını açıkça ifade etti.

Kendilerinden silahı terk etmelerinin istendiğini ancak bunun kabul edilmeyeceğini, tünellerin boşaltılmasının talep edildiğini ve bu talebe de uyulmayacağını belirtti, Eğitim ve toplumsal hayata müdahale girişimlerine izin verilmeyeceğini, aksi takdirde müdahalenin sınır tanımayacağını ve yarın kıyafetten eğitime kadar yaşamın her alanına müdahale edilebileceğini kaydetti. Müzakerelerin mümkün olduğunu ancak müzakerenin otomatik olarak teslimiyet anlamına gelmeyeceğini sözlerine ekledi.

Yaşamı ve mücadelesi ile bedel ödemiş olan lider, silahların kendileri için canları kadar değerli olduğunu söyledi. Elinde top, tank veya büyük füzelerin olmadığını, savunma amaçlı sınırlı silahları bulunduğunu, saldırı silahları ile savunma silahları arasında ayrım bulunduğunu vurguladı. Hatta bazı mafya örgütlerinin kendilerinden daha fazla silaha sahip olduğunu, bu nedenle kullandıkları silahların bile çoğu zaman “savunma” etiketiyle anılmayacak türde olduğunu dile getirdi.

SİLAHLARIMIZI ANCAK ÖZGÜR FİLİSTİN DEVLETİNİN GÜVENLİK GÜÇLERİNE TESLİM EDERİZ

Direnişin idarecisi, Gazze mücahitlerinin yaratıcı ve gözü kara olduğunu, Birinci Dünya Savaşı’ndan kalma batık gemilerden patlamamış bombaları çıkartıp değerlendirenlerin, işgalciden kalan demir ve su borularını roket yapımında kullananların ve elektrik direklerinden silah üretenlerin bulunduğunu söyledi, Bu malzemelerin doğru ellerde nasıl değerlendirildiğinin görüldüğünü ve gözlemlendiğini aktardı.

Silahların ancak özgür bir Filistin devleti kurulduğunda ve o devletin güvenlik güçleri oluştuğunda devlete teslim edilebileceğini ifade eden lider, bugün için önceliklerinin enkaz altındaki kardeşlerin kurtarılması olduğunu, bu öncelik gerçekleşmeden diğer adımların anlamlı olmayacağını vurguladı.

Görüşmede ayrıca tarihsel bir hatırlatma da yapan lider, 1992 yılında Filistin coğrafyasındaki hemen bütün liderlerin yani 417 kişilik bir kadronun Lübnan’a sürgün edildiğini, o dönem Filistin sahasının boşaltıldığı sanılırken yeni bir neslin ortaya çıktığını ve direnişin her baskıya rağmen yeniden örgütlendiğini belirtti. Bu nedenle ateşkes ve sonrasında ne yapılırsa yapılsın direnişin asla bitmeyeceğini ifade ettiler.

Türk STK ve medyası duyarlı olmalı

Son olarak direnişin lider ismi, Türkiye ve Katar’dan beklentilerini dile getirdi. Bu süreçte Türkiye ve Katar’ın diğer ülkeler gibi davranmamasını, direnişin ve Gazze halkının haklarını korumaya yönelik daha güçlü bir duruş sergilemesini temenni ettiklerini açıkladı. Türk kamuoyundaki duyarlı sivil toplum kuruluşları, cemaatler ve medyanın yanlış olan her şeye karşı tavır alarak tepki gösterme sorumluluğu bulunduğunu ifade etti.

Bu görüşmede dile getirilen ifadeler Gazze’deki direnişin artık sadece askeri bir olgu değil, ontolojik bir direniş biçimi olduğunu gösteriyor. Liderin kullandığı dil, klasik “çatışma söylemi”nin çok ötesinde. Burada savunulan bir toprağın sınırları değil insan olmanın sınırıdır.

Bu sadece bir askeri direnç beyanı değil; ahlaki bir varoluş bildirgesidir.

Bu görüşmede ana mesaj şudur; Direniş bitmeyecek.

Gazze’de bir çocuk hâlâ molozların arasından “ben buradayım” diyorsa direniş asla bitmez.

Kaynak: milligazete.com.tr