Ülkemizde yaşanan konut krizine ilişkin olarak Saadet Partisi Sosyal Politikalar Kurulu tarafından "Türkiye'nin Konut Sorunu ve Çözüm Yolları" raporu yayımlandı.

Raporda sorunun teşhisine ilişkin olarak şu maddelere yer verildi;

  1. Türkiye’nin hemen hemen her yerinde ekonomik krizin de etkisiyle gittikçe derinleşen konut krizi gündemdeki yerini kaybetmiyor. Krizin daha ne kadar süreceği ve konut piyasasına olan etkilerinin ne zaman azalacağı konusu ise belirsizliğini koruyor.
  2. Enflasyon, inşaat maliyetlerindeki artış, düşen alım gücü, artan iç ve dış göç, konut stokunun nitelik ve nicelik eksikliği gibi birçok sebep bir araya gelince aslında böyle bir krizle karşılaşmak kaçınılmaz hale geliyor.
  3. Uzun yıllardır büyümesini inşaat sektörü üzerinden gerçekleştiren Türkiye ekonomisi konut üretimine devam ediyor olsa da toplumun büyük çoğunluğunun gelir düzeyi bu konutları satın almaya ve kiralamaya yetmiyor.
  4. Konutla ilgili üretilen politikalar da tüm bu sorunları çözmeye yetmemenin yanı sıra krizi gittikçe derinleştirmeye devam ediyor.
  5. İnsanın en temel ihtiyaçlarından biri olan barınmayı mekânsal düzlemde karşılayan bir araç olan konutla ilgili son dönemde en temel tartışmalar ‘herkesin yeterli ve karşılanabilir konuta erişimi ve sürdürülebilir konut çevrelerinin sağlanması’ üstünden yapılmaktadır.

Teşhise ilişkin yapılan değerlendirme ise şu şekilde;

"Tüm bu süreçlerin yaşandığı son dönemde konut krizi; dar gelirlileri aşan ve artık orta gelir grubunu da içeren bir noktaya ulaşarak toplumun tüm kesimleri için ivedilikle çözülmesi elzem hayati bir soruna dönüşmüştür. Türkiye vatandaşlarının büyük bir çoğunluğu için konut kiralamak çok zor, satın almak neredeyse imkansız hale gelirken; Türk lirasındaki değer kaybı ve milli menfaatlerimizi görmezden gelen vatandaşlık politikaları nedeniyle de yabancılar için kolay ulaşılabilir olmuştur. Kısacası kendi vatandaşlarımızın temel barınma ihtiyacını karşılamak için dahi erişilemez hale gelen konut; orta gelir düzeyindeki herhangi bir yabancı için dahi sudan ucuz bir şekilde pazarlanmaktadır."

Raporda, konut sorununun çözüm yolları ise 24 başlıkta raporda yer aldı;

  1. Konutun sadece ekonomik, fiziksel bir araç olmadığı, temelde bir insan hakkı olduğu konusunda toplumun tüm kesimlerinin farkındalığı artırılmalıdır.
  2. Konut krizi tüm boyutlarıyla özellikle de sosyal politikalar bağlamında ele alınmalıdır.
  3. Konut krizine yönelik en temel ve acil tedbir olarak inşaat maliyetlerini ve alım gücünü doğrudan etkileyen enflasyon kontrol altına alınmalı ve fiyat istikrarı sağlanmalıdır.
  4. Konut meselesine ilişkin çözümlerde konutu, ülkedeki ekonomik problemlerin çözümü için finansal bir araç haline getiren değil; kendi vatandaşımızın barınma ihtiyacını merkeze alan bir vizyon benimsenmelidir.
  5. Konutu yatırım ve spekülasyon aracı olmaktan çıkaran, toplumsal gruplar arasında konut varlığına dayalı servet ve gelir eşitsizliğini ortadan kaldıran, tüm paydaşları bir araya getiren, bütünleşik planlama yaklaşımı ışığında konutla ilgili strateji, hedef ve politikalar belirlenmelidir. 
  6. Konut politikaları enflasyon ve inşaat maliyet endeksleri göz önünde bulundurularak kalıcı çözümlerin üretileceği stratejiler doğrultusunda hazırlanmalıdır.
  7. Konut krizi sadece finansal politikalarla çözülmeye çalışılmamalıdır.
  8. Konut kira ve satış ücretlerini dengeleyen, kira artışlarına karşı uygun koruma araçları sağlayan politikalar geliştirilmelidir. 
  9. Toplumsal-mekânsal eşitsizliklerin önüne geçilmeli, toplumun genelindeki adalet ve aidiyet duygusu zedelenmemelidir. 
  10. Yerel yönetimlerin geçmişte olduğu gibi konut sorunlarının ve bu sorunların nedenlerinin tespitinde ve bu sorunlara çözümler üretmede daha aktif rol alması sağlanmalıdır. Merkezi yönetim, yerel yönetimlere yerelden çözümler geliştirmeleri için farklı düzlemlerde destek vermelidir. 
  11. Dezavantajlı ve dar gelir grubuna dahil bireylerin konuta erişimi önceliklendirilmelidir. 
  12. Türkiye’nin düzensiz kentleşme ve gecekondu gibi sorunlarına son dönemde çözüm olarak sunulan büyük ölçekli kentsel dönüşüm projeleri ve toplu konut uygulamaları insan merkezli olarak acilen gözden geçirilmeli ve revize edilmelidir. 
  13. Bölgeye, kır-kent ayrımına, kentsel ve kırsal alanlardaki yerel yapılara göre konut sorunları ve bu sorunların kaynakları tespit edilmeli; ardından çözüm önerileri geliştirilmelidir.
  14. Yapılacak sosyal konutlar, ulaşım ve altyapı sorunları çözülmüş, düşük işlem ve kullanım maliyetine sahip projelerden inşa edilmelidir. Bu yapılar iskân ruhsatları verildikten sonra 5 yılda bir denetlenmelidir.
  15. Geliştirilecek konut projeleri müteahhit değil; vatandaş odaklı olmalıdır.
  16. Konut sorunlarına sürekli olarak yıkmak ve yapmak üzerinden yaklaşılmamalı; ekolojik, tarihi, toplumsal ve kültürel miras ve ülke kaynakları israf edilmemelidir.
  17. Konut, edinilme amacına göre (barınma veya yatırım) farklı vergilendirme süreçlerine tabii tutulmalıdır. Kurulacak olan sistem; kontrollü ve kademeli vergilendirmeye olanak sağlamalıdır.
  18. Yeni ve yaratıcı kooperatif modelleri gündeme alınmalıdır
  19. Her yere aynı tip konutlar inşa etmek yerine kullanıcı tipine, yere özgü, evrensel tasarım ilkelerine uygun projeler geliştirilmelidir.
  20. Bitmiş konutu finanse etmek yerine yapılacak ve yapılmakta olan konutlar da finanse edilmelidir.
  21. Konuta sadece “özel mülkiyet” yani konut sahipliliğiyle erişim olmamalıdır. Bütüncül bir konut politikası geliştirilmeli özellikle de kiralık konut sisteminin üzerinde durulmalıdır. 
  22. Her gelir grubuna hitap eden kiralık konut stoku artırılmalıdır.
  23. 12 Mayıs 2022 tarihinde T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kamuoyuna sunulan “Konut Finansmanı Projesi” adı altında faiz indirimi paketinin; dar ve orta gelirlilerin konut krizini çözmeyeceği, sadece dar bir toplumsal gruba fayda sağlayacağı anlaşılmış ve bu projenin sorunların çözümü için birçok açıdan yetersiz olduğu görülmüştür. Alt ve orta sınıfın konut edinimi için de teşvik sistemi geliştirilmeli ve uygulamaya konmalıdır.
  24. Faiz indiriminin konut kira ve satış bedellerini artırdığı, alt ve orta gelirli konut sahibi olmayan kiracıları zor duruma düşürdüğü, toplumun genelini gün geçtikçe artan düzeyde bir barınma krizinin içine düşürdüğünün anlaşılmasına rağmen bu durum varlıklı kişilerin konut edinme düzeyini de artırmıştır. Söz konusu durumun ivedilikle önüne geçilmelidir.

20220705_18003620220705_18005020220705_18005520220705_180100