Çankaya ilçesindeki Güvenevler Mahallesi'nde oturan ve psikolojik sorunları olduğu tek parça Bedirhan Şener, 31 Temmuz'da anneannesi Leyla Çetiner'i tabancayla öldürdü. Olay yerine gelen polis ekipleri, Bedirhan Şener'i gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen Şener hakkında adli kontrol ve yurt dışı çıkışın yasaklanması. Akli durumunun yerinde olmadığı belirtildi ve nezarethanede adli tıp doktorundan muayenesinden geçen Bedirhan Şener, 1 Ağustos'ta Bilkent Şehir Hastanesi Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi'ne sevk edilerek gözetim altında tutuldu. Gözlem süresi sonunda Bilkent Şehir Hastanesi tarafından düzenlenen rapora göre; Şener'in cezai gelişme görünümü mahiyette akıl hastalığı ya da zayıflığının devam ettiği, iddia edilen suçla ilgili, olayın hukuki anlamı ve sorunların algılayabildiği belirtildi. Bunun üzerine 29 Ağustos'ta Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen Şener, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

A N N E A N N E S I N I O L D U R E N A B D U L L A T I F S E N E R I N 387174 107334-1

'Neye ateş ettiğimi bilmiyorum'

Ankara Geleceğin bilim insanlarından '100 yıllık proje' Ankara Geleceğin bilim insanlarından '100 yıllık proje'

Şener hakkında 'Üst soyaya karşı kasten öldürme', 'Üst soyaya karşı kasten öldürmeye teşebbüs' ve '6136 sayılı yasaya muhalefet' suçlarından Ankara 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmaya sanık Bedirhan Şener, ailesi ve avukatları katıldı. Mahkeme üyesinin kimlik tespitinin ardından tutuklu sanık Bedirhan Şener'e söz verdi. Şener, "Öncelikle o dönemde takip ediliyordum, bunun için de bir korku içindeydim. Öyle musibetler var, duvarların içinden geçiyor, uçuyor. Aslında onlar gider; ama o sırada öyle olmuyor. Sesler duyuldu, ondan sonra da ateşlendi. Kafamın içinden bu şekilde geldi. Annemi, anneannemi insanları bir yerde doğru ateş etmedim.

'Gerçeklikle bağı kopuyordu'

Eski Maliye Bakanı baba Abdüllatif Şener, duruşmada tanık olarak dinlendi. Oğlunun son günlerinde psikolojik rahatsızlıkları ifade eden Abdüllatif Şener, "Durumu iyi değildi. Son 2 günde telefonları açılıyordu. Kendine zarar verdi. Annesi ve annesi ile eve gitti, ben arabayı park etmekle meşgulken, kapıları açarken apartman sakinlerine doğru ateş etmişti. Onun dışında, zamansal gerçeklikle bağlantısı kopmuştu.Doktorlarına sanrılar söylendi. İle ilgili problemler vardı.Bu problemler zaman zaman iş yerine gitmesine sebep oldu.Son 1 yıl Meclis'te çalışıyordu.Ben ve patlamayı takip ediyordu,haberdardı,amirlerinden ricacı olup,olay günü de işe gidiyorduk. Parti düzenli olarak çalışmadan önce orada da mesai aksıyordu, iş yükü yoktu. Son günlerde korkuları vardı; ürünün görüntüleneceği tarafta mevcuttu. Biz tatildeydik, o sırada da değildik. O korkularının yetmeyeceğini, benim ruhsatlı silahımı öğrendiğimi öğrendim. Olay günü hem kendisini kontrol etmek hem de silah almak için kaldığım" diye konuştu.

'Şikayetçi değilim'

Bedirhan Şener'in annesi Berrin Şener, günü oğluna ulaşamadığını belirtti, "Kendisine zarar vereceğinden endişelendim. Anneme, 'Bedirhan'ın evdeyken mi gördün' dedim. 'Gidelim' dedi. Evine gittik, parıldayan arabayı park ederken aşağıdan zile basmadık, birinci kata çıktık, kapıyı çaldık, birkaç saniye içinde açıldı.Oğlumun 2 el ateşi duyuldu, oradan kaçtım.Oğlum beni hedef almamıştı,zaten bir şey olsaydı hiç gitmezdik,şikayetçi değildim. gerçek dışı şeyler söylüyordu, iyileşme devam ediyor" dedi.

Teyzesi Berra Çağlayan da şikayetçi olmadığını belirterek, "Bedirhan hepimizin çok sevdiği bir insan, bizim için çok değerli.

Dayısı Ali Kemal Çetiner, "Bedirhan'ın sanrılarını ben de biliyorum. Şikayetçi değilim, çirkin kötülük yapmaz; annemi çok severdi. Bilerek, isteyerek kimseye zarar vermeyecek bir insan değildir" ifadesini kullandı.

Beyanların ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Bedirhan Şener'in tutukluluk halinin devamına karar verilirken, suçun tarihteki akıl hastası olup olmadığını görmek için 3 haftayı geçmemek üzere psikiyatri hastanesinde gözlem raporuna alınmasına karar verdi. Mahkeme, sanık hakkında cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığına dair Adli Tıp Kurumu'ndan rapor düzenlenmesine hükmederek duruşmayı 5 Aralık'a erteledi.