Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Gazze'de Barış Kurulu'nun kurulması ve Uluslararası İstikrar Gücü'nün görev yapmasını öngören ABD tasarısını kabul etti.
BMGK'da yapılan oylamada 13 ülke tasarıya "evet" oyu verirken, Rusya ile Çin tasarıda "çekimser" oy kullandı.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada BMGK tarafından kabul edilen Trump'ın Gazze Planı'na dikkat çekti.
Kaya, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada şunları dile getirdi:
17 Kasım'da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Gazze için yeni bir plan oylandı ve Rusya ile Çin'in çekimser kalması ile beraber kabul edildi. Uluslararası hukuki statüye ait olan Barış Kurulu denilen yapılanma Trump'ın liderliğinde çalışmalarını yürütecek. Barış Kurulu'na karşı sorumlu olanda tamamen teknokrat olduğu iddia edilen Filistinlilerden oluşan bir yönetim olacak ve İsrail Savunma Kuvvetleri'nin nasıl/ne zaman/hangi koşullarda çekileceği belli olmadığı halde onun çekilmesine bağlı olarak Gazze'deki silahsızlanma ve Gazze'de kendilerine göre bir yönetim anlayışını ortaya koyana kadar bu böyle devam edecek. Bunları bazı amaçları var. Gerekli tüm tedbirleri alabilecek. Yani Uluslararası İstikrar Gücü her türlü tedbiri alabilecek. Filistin'in sözde kendi kaderini tayin hakkından bahsediliyor oysa Filistin'in kendi kaderini tayin hakkı kendi ellerinde olmayacak şekilde bir noktaya getirilmek isteniyor ve deniyor ki "Gazze'deki yeniden inşa hedeflerinin tutturulması, bölgenin tamamen silahsızlandırıldığının tescil edilmesiyle beraber Filistinliler kendi geleceklerini tayin hakkına sahip olabilirler" Yeniden inşa sürecinde Barış Kurulu denetiminde yönetilecek olan ve Dünya Bankası'nın finansmanı ile Gazze'nin inşa sürecinin yapılacağı söyleniyor ve insanlara tehcir uygulanmayacağı, Gazze'deki insanların Gazze'de yaşayamaya devam edeceğine dair bir iddia var ama bunu çürüten 13 Kasım'da bir gelişme oldu ve 153 Filistinli Güney Afrika'ya gönderildi, nasıl tehcir olmayacak? Şar-m El-Şeyt'te Türkiye, Katar, ABD ve Mısır'ın garantör olacağı söylendi ancak burada şöyle bir tehlike var. Türkiye'nin varlığı üzerinden meşruiyet alanlarını genişletmek adına bizim varlığımızı kullanabilirler. Hamas diyor ki biz anlaşmanın karşısındayız. 2 yıldan beri Gazze'de mücadele yürüten Hamas "bu bizim için bitiş" diyorsa Türkiye bunu dikkate almak zorundadır. Anlaşmada 2 yıldır Gazze'de soykırım gerçekleştiren İsrail'e karşı yaptırım yok, İsrail'in Gazze'den nasıl çekileceğine dair bir plan yok, işgal edilmiş Filistin topraklarındaki Filistinlilerin geleceği ile alakalı bir madde yok, Filistin devletinin kurulacağına dair sadece şartlara bağlanmış sonuç var. Bu anlaşma sadece akan kanın durması motivasyonu ile değerlendirilebilecek bir anlaşma değil.




