Dün (TUSAŞ) Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi'nin Kahramankazan ilçesindeki yerleşkesine yönelik terör saldırısı gerçekleştirildi. Saldırıda 5 kişi şehit olurken 22 kişi yaralandı. 

Gazeteci/Yazar Fehmi Koru, Diken'de TUSAŞ'a düzenlenen saldırıya ilişkin bir köşe yazısı kaleme aldı. 
Koru yazısında şunları dile getirdi:

46 maddelik yasa teklifi Meclis'te: Ruhsatsız silaha ceza artıyor 46 maddelik yasa teklifi Meclis'te: Ruhsatsız silaha ceza artıyor

Tam terörü bitirme yolunda yeni adımlar atılma hamlesi başlamışken, terörist, eylemiyle Ankara Kazan’daki TUSAŞ tesislerinde başını çıkarıverdi. Bu yazıyı kaleme alırken patlatılan bombanın dumanı hala tütüyordu; çatışma sırasında atılan kurşunların sesi de kulaklarımda yankılanıyordu. Eyleme şaşırmak mı gerekiyor? Hayır, tam tersine, terörü bitirme amaçlı her girişim, teröre kendilerini adamış sergerdelerin eylemleriyle test edilebilir.

Dünkü eylem, tahmin edildiği gibi, PKK tarafından sahneye konulmuşsa, eylemi yapanlar bunun yaşanmasını istemiyor demektir. Tecrit devam etsin… Kimselerle görüştürülmeyen Öcalan’ı rahatlatacak bir gelişme yaşanmasın… PKK varlığını sürdürsün… Ölümler devam etsin… Liderler yeniden birbirlerine urgan atsın ve yıllar önce yine böyle bir kararlılık döneminde yasalardan çıkartılmış olan idam cezası geri gelsin… Militanlar Kandil’deki inlerinde yaşamaya, kandırabildikleri gençlerin hayatlarıyla oynamaya devam etsinler…

Tabii bu arada ülkenin güvenlik ihtiyacı daha kolay ileri sürüleceği için hak ve özgürlükler konusunda gerilemeler yaşansın… İstenen bu mu? Buraya kadar yazdıklarımdan, dün Ankara’da gerçekleşen eylemin yerli bir örgütün işi olmadığı, yerli bir örgüt söz konusu olsa bile, teröristleri yönlendirenin yabancı eller olduğu sonucunu çıkaranlar olduysa haksız sayılmazlar. TUSAŞ’ı hedef alan eylem bana daha çok bir sahte kartvizit eylemi gibi geliyor. Olay yerinde PKK’nın kartı bırakılmış ama aslında çok farklı çıkarların bulunduğu bir eylem gibi…