Saadet Partisi'nin 9. Olağan Kongresi, Ankara'da Atatürk Spor Salonu'nda başladı. Milli Görüş teşkilat mensupları, zor hava şartlarına rağmen kongreye büyük bir ilgi göstererek katılımlarını sağladı. Büyük bir coşku ve yoğun bir katılımla gerçekleşen kongrede Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu konuşma yaptı.

Kongre salonunda tarihi bir konuşma yapan Karamollaoğlu, siyasette başladığı günden bu yana yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Yapılan engellemelere rağmen davadan vazgeçmediğini vurgulayan Karamollaoğlu, tarihi bir dönemde tarihi bir kongre yaptıklarını ifade etti.

Atılan iftiralara ve söylenen sözlere rağmen davanın önemine vurgu yapan Karamollaoğlu, "BOP eş başkanlığı yapmakta beis görmeyenler İslam Birliği dedik diye bizi hayalcilikle suçladılar. Herkes bir şeyler söyledi... ' dediler 'şu'cu dediler Elhamdülillah hiçbir zaman yetim hakkı, yetim malı yiyorlar diyemediler! Şartlar ne olursa olsun hiçbir Milli Görüşçü Yeniden Büyük Türkiye/Adil Bir Dünya hayalinden vazgeçmeyecek." dedi. 

"Mükemmel bir genel başkandım, muhteşem işler yaptım demiyorum. Ama genel başkanlığınızı yaptığım bu sürede hiçbir zaman “zalimin talim ettiği yola minnet etmedim. Siyasi ikbal için, makam için, mevki için, oy için, koltuk için kula minnet eylemedim. Kınayanların kınamasından korkup hakikati dile getirmekten çekinmedim" dedi. 

Bugün yapılan kongrenin iktidarın gidiş saadet partisinin ise iktidara yürüyüş günü olduğunu belirten Karamollaoğlu, "Saadet Partisi; israf ve yolsuzluk düzenine son verecek. Rüşvet, israf ve yolsuzluğa giden paralar milletimize ve üretime yönlendirilecek. Çalışana yüksek ücret, devlete yatırıma dönüşecek. Üretim ve ihracak artacak. Ekilmeyen arazi, hayvan otlamayan mera kalmayacak. Dış politika da kararlı ve etkili bir yol benimseyeceğiz. İsrail’e giden gemiler durdurulacak. Miting değil icraat yapılacak" dedi. 

"Mahmut Arıkan, hem partimiz, hem de ülkemiz ve milletimiz için hayırlı hizmetlere, büyük hizmetlere imza atacak. Gençliği, dinamizmi, birikimi, samimiyeti teşkilat geçmişiyle partimizi çok daha ileri noktalara taşıyacak, bundan hiç şüphemiz yok" diyen Karamollaoğlu'nun kongrede yaptığı konuşmanın tamamı şu şekilde;

24 Kasım Öğretmenler Günü. Elbette böyle bir günde öğretmenlerimizi anmadan konuşmamıza başlayamayız. Malumunuz bende bir öğretmen çocuğuyum, bende eğitimci bir aileden geliyorum. Babam, amcam, kuzenlerimin çoğu öğretmen.

“Ülkenin itibarı saraylarla değil eğitime ve öğretmenlerine verdiği değerle ölçülür”

Bir öğretmen çocuğu olarak öğretmenlerimizin yaptığı fedakarlıkları en iyi bilenlerden biriyim. Bir ülkenin itibarı saraylarla değil eğitime ve öğretmenlerine verdiği değerle ölçülür.  Karşı karşıya bulundukları bütün olumsuzluklara, haksızlıklara, ücret adaletsizliklerine, mülakat kifayetsizliklerine rağmen, bu vesile ile, geleceğimizi inşa etme konusunda büyük bir özveriyle çocuklarımıza rehber, bizlere umut olan tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutluyorum.

Onlar ki: azmin, ahde vefanın destanlaşmış birer örnekleri oldular”

Bu davanın bugünlere gelmesinde büyük emekleri olan, bundan yarım yüz yıl önce ilk tohumları atan, ilk fidanları diken kurucu liderimiz, Necmettin Erbakan Hocamız başta olmak üzere, kıymetli büyüklerimizi,  anmadan geçemeyiz.

Onlar ki takatlerinin sonuna kadar mücadele etmenin timsali oldular.

Onlar ki: azmin, ahde vefanın destanlaşmış birer örnekleri oldular.

Onlar ki; onurlu ve şerefli bir mücadeleyi ortaya koyarak bu dünya imtihanını tamamladılar.

Bu vesileyle Süleyman Arif Emre’yi, Ahmet Tekdal’ı, Oğuzhan Asiltürk’ü, Şevket Kazan’ı, Fehim Adak’ı, Bahri Zengin’i, Ali Oğuz’u,  Ahmet Derin’i, Oya Akgönenç Hanımefendiyi, Ali Soylu’yu, Metin Yüksel’i, Adnan Demirtürk’ü, , ve geçtiğimiz ay ebedi istirahatgahına uğurladığımız Recai Kutan ağabeyimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Cenab-ı Allah mekanlarını cennet, makamlarını ali eylesin.

Bizleri cennetinden buluştursun inşallah.

Aziz milli görüşçüler, tarihi bir dönemde tarihi bir kongre yapıyoruz

Bugün, 9. Olağanüstü Büyük Kongremizi gerçekleştiriyoruz. “Yaşanabilir Bir Türkiye”, “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Adil Bir Dünya” yolunda yeni bir döneme, yeni bir başlangıca yeni bir şahlanışa adım atıyoruz. 55 yıllık bir mazinin birikimini, bugünün dinamizmiyle buluşturuyor, bir kez daha besmelemizi çekiyor, işe koyuluyoruz.

“Şimdi soruyorum hazır mısınız?”

Bundan tam 55 yıl önce: Milli görüş hareketi olarak nasıl ki;

Rahmetli Erbakan Hocamızın önderliğinde

- Maddi ve manevi kalkınma için,

- Yerli ve milli bir duruş için

- Tüketen değil üreten bir ekonomi için

- Zulmeden değil, adil bir düzen için yola koyulduysak

Bugünde aynı niyet, aynı azim ve aynı kararlılıkla yeniden yola çıkıyoruz.

Şimdi soruyorum:

-Gençler, İkinci 50 yıl için şaha kalkmaya hazır mısınız!

-Hanım kardeşlerim yeni bir gelecek için anadoluyu ilmek ilmek dokumaya hazır mısınız!

“Eyy Yürekleri dağlar kadar büyük, azimleri kayalar kadar sağlam Milli Görüşçüler, Saadet Partililer”:

-Nesilden nesile, gelenekten geleceğe yeni bir başlangıca hazır mısınız?

-Yaşanabilir bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya’yı kurmak için hazır mısınız!

Partimizi kapatanlar ne hayallerimize ne de ideallerimize engel koyamadılar

İlk partimiz Milli Nizam daha yeni kuruluyordu. MNP genel merkezi Ankara Kızılay’da küçücük bir daireden ibaretti.

Henüz 30’una merdiven dayamış genç bir delikanlı olarak ben de oradaydım. Bu küçücük dairede, sınırları aşan, yüreklere sığmayan nice büyük hayallere tanık oldum. Yaşanabilir bir Türkiye ve Yeniden Büyük Türkiye hedefimizin tohumları o küçücük dairede atıldı desem yanlış olmaz.

Lakin dönemin egemen güçleri 1 yıl dahi dayanamadılar, MNP’yi kapattılar.

Bunun üzerine, abilerimiz, Süleyman Arif EMRE başkanlığında 11 Ekim 1972 yılında Milli Selamet Partisi’ni kurdular.

Milli Selamet Partisi’nin Ankara Ayrancı caddesindeki dairesi Milli Nizam partisine göre biraz daha büyüktü.

Partimizi kapatanlar ne hayallerimize ne de ideallerimize engel koyamadılar.

Bendeniz de, askerlik görevimi tamamladıktan sonra MSP’de İstanbul Fatih İlçe Başkan Yardımcılığı görevini üstlendim.

Bilahare Sanayi Bakanlığı’nda aktif görev aldım ve 1977 genel seçimlerinde de MSP milletvekili olarak parlamentoya girdim.

80 darbesinde bu sefer MSP’yi kapattılar.

Böylece parlamento koltuğundan, Kirazlıdere tutukevine intikal ettik.

Atımızı aldılar ama hamdolsun yolumuzu değiştiremediler

Mecliste de, hapishanede de oradaydım, bu onurlu mücadelede bu onurlu kadrolarla beraberdim.

Hapisten çıktık Refah’ı kurduk..

Refah’ı kapattılar, Fazilet’i kurduk.

Fazilet’i kapattılar Saadet’i kurduk.

Şimdi elhamdülillah Saadet Partisi ile yolumuza devam ediyoruz.

Evet, mekanlar değişti, makamlar değişti. adresler değişti;

Ama ne yolumuzdan, ne istikametimizden, ne de inancımızdan zerre kadar taviz vermedik.

Atımızı aldılar ama hamdolsun yolumuzu değiştiremediler.

Milli Nizam’ı kurarken hangi ruh ve heyecana sahipsek, bugün de, aynı azim, aynı kararlılık ve aynı heyecanla hedefe yürüyoruz.

Bizler partilerden herhangi bir parti değiliz

Saadet Partisi konjonktüre göre yön değiştirenlerin değil, her şart altında hakkı savunanların partisidir.

Saadet Partisi ilk zorlukta veda edenlerin değil ahde vefa gösterenlerin partisidir.

Saraydaki Yusuf’a dost olmak kolay, asıl olan Kuyudaki Yusuf’a dost olabilmek, kuyudaki Yusuf’un yanında olabilmektir.

Saadet Partisi, sarayların şatafatına kananların değil kuyudaki Yusuf’a el uzatanların partisidir.

İnşaallah bu mücadelemiz yeryüzünde tek bir mazlum kalmayana kadar devam edecek.

Çünkü bizim her bir mensubumuzun, tek bir gayesi vardır; Bu aziz millete hizmet etmek ve böylece Cenab-ı Hakk’ın rızasını kazanmaktır. 

Bugün Saadet Partisi Genel Başkanı olarak sizlere son kez hitap ediyorum

Elbette bugünden sonra da, bir kardeşiniz olarak, ama en önemlisi, bu büyük hareketin bir neferi olarak, sizlerle kol kola, omuz omuza yürümeye devam edeceğim İnşaallah.

Çünkü, bizler bu davaya koltuk ile değil yürek ile bağlıyız.

Bugünkü konuşmamda siyasi değerlendirmelere fazlaca girecek değilim.

Ülkenin ekonomik meseleleriyle, dış politikasıyla ilgili uzun analizler yapacak değilim.

Zaten yeni Genel Başkan Adayımız bu konuda oldukça önemli değerlendirmeler yapacak camiamız adına, ülkemiz adına hepimize bir yol haritası çizecektir.

“Milli Görüş’ün, Saadet Partimizin, prensip ve temayüllerine uygun bir şekilde bir istişare süreci başlattık”

Ancak gelinen noktada süreçle ilgili bazı bilgileri sizlerle paylaşmak, özellikle istişare süreci ile ilgili sizlere bilgi vermek istiyorum.

Hepinizin bildiği gibi hem yaşım hem de giderek kronikleşen sağlık sorunlarım nedeniyle bu ulvi görevi hakkıyla yürütememenin endişesini bir süredir taşıyordum.

Ruhum, gönlüm Anadolu’yu hallaç pamuğu gibi atacak bir çalışma temposu isterken, bedenim buna izin vermiyor maalesef.

Bunu da aylar öncesinden hem sizlerle hem de kamuoyuyla bütün samimiyetimle paylaştım.

Bunun üzerine Milli Görüş’ün, Saadet Partimizin, prensip ve temayüllerine uygun bir şekilde bir istişare süreci başlattık.

Bu süreçte 3 binin üzerinde teşkilat mensubumuzla bazen birebir, bazen toplantılar yaparak bir araya geldik.

İlçe başkanlarımızla, il başkanlarımızla görüştük.

Delegelerimizle görüşüp kanaat ve düşüncelerini aldık. Defalarca genel idare kurulu üyelerimizle, başkanlık divanımızla, yüksek istişare kurulumuzla değerlendirme toplantıları icra ettik.

Bütün bu süreci en şeffaf şekilde sizlerle, teşkilatımızla paylaştık

Bu değerlendirmelerde genel başkan adayı olarak 83 ayrı kardeşimizin isminin yazıldığını gördük. Ben elhamdülillah dedim; Elhamdulillah biz ne büyük bir hareketiz. Ne büyük bir kadroyuz. Siyaset lider sıkıntısı çekiyor denilen bir dönemde, bizim teşkilatımız onlarca kardeşini Genel Başkanlığa layık görüyor.  Şüphesiz bu çok büyük bir zenginlik.

Ama genel başkanlık için sadece bir isim lazım. Bir tane Genel Başkan belirlememiz gerekiyor. Bu isimler yine yapılan istişareler neticesinde birinci aşamada 5’e düşürüldü ve bu kardeşlerimiz üzerinden bir istişare süreci daha yürütüldü.

Ve nihayetinde hepinizin yakından tanıdığı Genel Başkan Vekilimiz, Kayseri Milletvekilimiz Mahmut Arıkan kardeşimizin isminin tavsiye edilmesinde mutabık kalındı.

"Mahmut Arıkan, hem partimiz, hem de ülkemiz ve milletimiz için hayırlı hizmetlere, büyük hizmetlere imza atacak"

Gençliği, dinamizmi, birikimi, samimiyeti teşkilat geçmişiyle partimizi çok daha ileri noktalara taşıyacak, bundan hiç şüphemiz yok.

Hani çekirdekten yetişme denir ya, öyle bir kardeşimiz. Öğrenciliğinde MGV’de; AGD’de görev almış. Sandık müşahitliğinden başlayıp ilçe başkanlığı, il başkanlığı yapmış partimizin hemen her kademesinde vazife almış bir kardeşimiz.

İnşallah Mahmut Arıkan kardeşimiz bugünden itibaren de Genel Başkanımız olarak hem partimiz, hem de ülkemiz ve milletimiz için hayırlı hizmetlere, büyük hizmetlere imza atacak.  Buna yürekten inanıyorum.

Kendisine huzurlarınızda teşekkür ediyor bundan sonraki çalışmalarında üstün muvaffakiyetler diliyorum.

Bu konuşma benim adıma bir teşekkür, bir de helalleşme konuşmasıdır

Hepinizin bildiği gibi bundan tam 8 yıl önce, yine bu salonda bir kongre gerçekleştirmiş ve siz kıymetli delegelerimizin oylarıyla bu göreve, genel başkanlığa layık görülmüştüm. 

Birçoğunuz hatırlayacaktır, bundan 8 Yıl önce genel başkanınız olarak teşekkür konuşması için bu kürsüye çıktığımda Nesimi’nin şu dörtlüklerini okumuştum:

“Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi, Farisi bilmem, dile minnet eylemem
Sıratı müstakim üzre gözetirim rahimi
Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem

Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Hüda’dır kula minnet eylemem

Mükemmel bir genel başkandım demiyorum muhteşem işler yaptım demiyorum. Ama genel başkanlığınızı yaptığım bu sürede hiçbir zaman “zalimin talim ettiği yola minnet etmedim. ”

Siyasi ikbal için, makam için, mevki için, oy için, koltuk için kula minnet eylemedim.

Kınayanların kınamasından korkup hakikati dile getirmekten çekinmedim.

Evet; Netenyahu ile el sıkışmakta beis görmeyenler, Sayın Kılıçdaroğlu ile el sıkıştık diye bize demediklerini bırakmadılar. Perez’i Meclis’te alkışlatıp, Herzog’u saray’da ağırlayanlar bu ülkenin altı partisi millet için bir araya geldi diye bize demediklerini bırakmadılar. Beyaz Saray’da oval masada Trump ile Biden ile buluşanlar biz 6’lı masada buluştuk diye bize demediklerini bırakmadılar.

Bitmedi…

Washington’u, New York’u kendilerine mesken tutanlar bize İrancı demeye kalktılar.

BOP eş başkanlığı yapmakta beis görmeyenler, İslam birliği dedik diye bizi hayalcilikle suçladılar.

Bitmedi….

Irak bölünmesin parçalanmasın emperyalist hesapların kurbanı olmasın diye uğraştık; Irak’taki Amerikan askerleri için dua edenler döndüler bize bunlar Saddamcı dediler.

Libya’da aynı oyunu sahnelediler. Yine uyardık. Yapmayın emperyalist oyunlara figüranlık etmeyin dedik. Kendi günahlarını, hatalarını örtmek için döndüler bize Kaddafici dediler.

Suriye bölünmesin, parçalanmasın diye uğraştık. Şam’a gittik. Bir İslam ülkesi daha kana bulanmasın diye çabaladık. Esad’a kardeşim diyenler döndüler bize Bunlar Esedçi dediler.

Herkes bir şeyler söyledi. Ocu dediler, şucu dediler, bucu dediler... Ama elhamdülillah hiçbir zaman yetim hakkı yiyorlar diyemediler. Hiçbir zaman haksız ihale alıyor diyemediler.

Karanlık odalarda BOP projelerine eş başkanlık ediyorlar diyemediler

Gazze’de masum çocuklar katledilirken, İsrail’e ticaret gemisi gönderiyorlar, diyemediler.

AK Parti, iktidara gelirken parlak vaatlerde bulundu

Bildiğiniz gibi Ak Parti bundan 22 yıl önce 3 Kasım 2022 tarihinde iktidara gelmişti.

İktidara gelirken yaldızlı, parlak vaatlerde bulundular. En önemli vaatleri; Yolsuzluğu, Yoksulluğu ve Yasakları ortadan kaldırmaktı.

Güçlü bir Türkiye, Öncü bir Türkiye, Müreffeh bir Türkiye, Özgür bir Türkiye kuracaklardı.

Hiç kimse yüksek makamlarda 2-3 dönemden fazla kalmayacaktı.

Peki 22 yıl sonra ne oldu?

Makamdan vazgeçmeyi düşünmeyen bir lider var.

Maalesef gündemi, yolsuzluk ve yoksulluk olan bir Türkiye var. En önemlisi gündemi yasaklar olan bir Türkiye var.

-Kutuplaşmış ve kamplara ayrılmış bir Türkiye var.

-Adaletten demokrasiye, tarımdan sanayiye, eğitimden dış politikaya, sürekli savrulan, sürekli geri giden bir Türkiye var.

-Olağanüstü halin olağan hale geldiği, baskı ve tahakkümün arttığı, farklı ve muhalif seslerin susturulduğu, kurumların yıpratıldığı bir Türkiye var.

-Adalet sistemi iflas etmiş, mağdurlar ordusu oluşturulmuş bir Türkiye var. .

-İltimas, adam kayırma, torpil ve partizanlığın sıradanlaştığı, israf ve yolsuzluğun had safhaya çıktığı bir Türkiye var.

Saadet Partisi Eskişehir İl Teşkilatı ‘Bir Çocuk Bin Dünya’ konulu fikir duvarı çalışması yaptı Saadet Partisi Eskişehir İl Teşkilatı ‘Bir Çocuk Bin Dünya’ konulu fikir duvarı çalışması yaptı

-Ekranda “nas var” deyip hakikatte borç ve faiz batağına batırılmış bir Türkiye var.

-Gençlerin gelecekten ümidini kaybettiği, Yarınlara dair umutların tükendiği bir Türkiye var.

Bu kötü gidişata kim dur diyecek!

Bu sorunları Saadet Partisi dışında hiç kimsenin çözemeyeceğidir. Maalesef israf yolsuzluk ekonomisi bütün imkanlarımızı, bütün kaynaklarımızı tüketti.

15 milyonun üzerinde emeklimiz açlık sınırının altında bir maaşa mahkum edilmiş durumda.

Milyonlarca asgari ücretli açlık sınırının altında bir maaşa bir ay çalışmak zorunda bırakılıyor.

Oysa açık söylüyorum israf ve yolsuzluğa giden kaynaklar insanımıza ve yatırıma ayrılsa Türkiye dünyanın en güçlü, en müreffeh, en kalkınmış ülkesi olur.

Cenab-ı Allah ülkemize her türlü imkânı, her türlü nimeti vermiş.

Bu ülkede kaynak sorunu yok, Sorun kaynakların doğru kullanılmamasında, imkanların adil paylaştırılmamasındadır.

Bu düzen bir avuç mutlu azınlığa hizmet ediyor.

Bir avuç zadeganı mutlu ediyor.

Emekliyi, asgari ücretliyi, esnafı, memuru, üreticiyi, çiftçiyi yük olarak görenlere sesleniyorum;

Bu ülkenin sırtındaki en büyük yük sizsiniz.

İnşaallah en kısa sürede ülke bu sizden kurtulacak, en kısa sürede bu haramileşmiş düzen yıkılacak.

Bugünü not alın.

24 Kasım 2024!

Bugün, bu kongre iktidarın gidiş saadet partisinin ise iktidara yürüyüş günüdür.

İnşaallah Saadet Partimiz bu kongremizin ardından yapacağı hamlelerle bir şahlanış sürecine girecek ve en kısa sürede iktidara gelecek. Saadet Partisi; israf ve yolsuzluk düzenine son verecek.

Rüşvet, israf ve yolsuzluğa giden paralar milletimize ve üretime yönlendirilecek. Çalışana yüksek ücret, devlete yatırıma dönüşecek. Üretim ve ihracak artacak.

Ekilmeyen arazi, hayvan otlamayan mera kalmayacak. Dış politika da kararlı ve etkili bir yol benimseyeceğiz.

İsrail’e giden gemiler durdurulacak. Miting değil icraat yapılacak.

İslam Birliği teşkilatı, Siyonizm’i ve İsrail’ sadece kınamak için değil, İsrail’in zulmünü yaptırımlarla durdurmak için toplanacak.

D8’ler aktif ve caydırıcı hale getirilecek.

Daha önce de dediğim yeni genel başkanımız şüphesiz bu meselelerle ilgili çok daha detaylı, çok daha kapsamlı değerlendirmelerde bulunacaktır.

 Bu konuşma benim sizlere Genel Başkan sıfatıyla yaptığım son konuşmamdır.

Tekrar söylüyorum, mükemmel bir genel başkandım demiyorum

Harika işler yaptım da demiyorum.

Ama inanıyorum ki, kalpleri elinde tutan Cenab-ı Allah’tır.

Bütün kalbimle söylüyorum ki, “Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım, yapmaya çalıştım.”

Bu görevde eksikliklerim, hatalarım olmuştur. Hepimiz insanız. Ancak bilerek kimseyi incitmemeye, kimseye haksızlık etmemeye özen gösterdim.

Bu süre içinde gücüm yettiğince, dilim döndüğünce davamıza, partimize, ülkemize, milletimize hizmet etmeye çalıştım.

Milli Görüş’ün temel düsturlarından biri olan “Hayra Motor-Şerre Fren” olma adına elimden geleni yapmaya gayret ettim.

Şayet bilmeden ve istemeden sizlerden, ekranları başında bizi izleyen aziz milletimizden, kalbini kırdığım insanlar olduysa, haklarını helal etmelerini istiyorum.

Hakkınızı helal edin.

Ben eğer üzerinizde bir nebze olsun hakkım varsa bütün haklarımı sizlere helal ediyorum.