Saadet Partisi ev sahipliğinde Üsküdar Meydanı'nda düzenlenen Özgür Gazze Mitingi düzenlendi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Saadet Partisi ev sahipliğinde Üsküdar Meydanı'nda düzenlenen Özgür Gazze Mitingi'nde konuştu.
Arıkan şunları dile getirdi:
Sözlerimin başında, birkaç teşekkürü vazife biliyorum.
En başta, bugün; hassasiyet gösterip teşrif eden, teveccüh buyuran siyasi partilerimizin Genel Başkanlarına, çok teşekkür ediyorum.
Yine çok kısa bir zaman içinde bu muhteşem mitingi organize eden, Saadet Partimizin İstanbul teşkilatına teşekkür ediyorum.
Ayrıca mitingin ilanından bugüne kadar desteğini esirgemeyen Kudüs sevdalısı sivil toplum kuruluşlarımızın kıymetli yöneticileri ve mensuplarına teşekkür ediyorum.
Ve bugün bu meydanı insan seli halinde dolduran, her görüşten Gazze sevdalısı siz kıymetli kardeşlerime teşekkür ediyorum. İyiki varsınız, Cenab-ı Allah sizlerden razı olsun.
BİZ BUGÜN BURADAYIZ ÇÜNKÜ TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI
Bugün 15 Haziran 2025. Gözbebeğimiz İstanbul’da; Anadolu Yakası'nın tarihi ve kültürel kalbi Üsküdar Meydanı’ndayız.
Bugün; Tarihe not düşmek, tanıklık etmek için buradayız, bugün Gazze için Mescid-i Aksa için buradayız, Batı Şeria için, Ramallah için başkenti Kudüs olan Özgür Filistin için buradayız.
Biz bugün buradayız;
Çünkü bir halkın “kalarak ölmek” ya da “hicret ederek yurtsuz kalmak” arasında bırakılmasına tahammülümüz kalmadı.
· Gazze’ye bir şişe suyun, bir çuval unun girmesine engel olan İsrail’in küstahlığına tahammülümüz kalmadı.
· Dünyanın her yerinde vicdan sahibi insanlar, Filistin halkının yanında yer alırken, hükümetlerin İsrail’in yanında saf tutmasına tahammülümüz kalmadı.
· Biz bugün buradayız; Çünkü İsrail’e, Netanyahu’ya, Trump’a en ağır sözleri söyleyen ama İsrail’e herhangi bir yaptırım uygulamayan siyasete tahammülümüz kalmadı.
BU MEYDAN’DA KİMLER VAR?
Bu meydandaki inançtan aldığım cesaretle söylüyorum ki;
· Ey Zalimler, Ey Siyonistler, Ey Irkçı Emperyalistler: KAYBEDECEKSİNİZ VE YENİLECEKSİNİZ!
· Çocukları öldürmeye yeten toplarınız, tanklarınız; vicdanları öldürmeye YETMİYOR, YETMEYECEK!
· Esir almaya çalıştığınız Gazze ÖZGÜRLÜĞÜN, yok etmeye çalıştığınız Gazzeliler YENİDEN DİRİLİŞİN kıvılcımı olacak!
İşte!
· Bu meydanda, Irkçı emperyalizme figüranlık yapanlar değil, TARİHİ BİZZAT YAZANLAR VAR...
· Daha dün, yine İstanbul’da önemli bir toplantı yaptık. D-8’lerin 28’inci kuruluş yıldönümünü kutladık, İŞTE BU MEYDANDA D-8’LERİ KURANLAR VAR!
· Bu meydanda, TBMM’ye Amerikan tezkeresi değil Filistin tezkeresi getirip EL-HALİL’E ASKER GÖNDERENLER VAR!
· Bu meydanda, “Bırakın donanmayı gerekirse balıkçı teknesiyle gider, yine Kıbrıs’ı savunuruz” diyerek, 1974’TE KIBRIS BARIŞ HAREKATINI YAPANLAR VAR!
BUGÜN GAZZE’Yİ KORUYAMAZSAK!
Kıymetli Kardeşlerim! Açık söylüyorum:
· Eğer bugün Gazze’yi koruyamazsak,
· Bugün Filistin’i koruyamazsak,
· -Allah korusun- yarın Türkiye’yi korumak zorunda kalırız.
Terör devleti İsrail’in Gazze Ablukası, yeni başlamadı!
Karadan, denizden ve havadan uygulanan bu abluka,
Onlarca yıldır Gazze’ye nefes aldırmıyor.
2023’ten itibaren ise sadece şiddeti arttı!
Gazze’deki katliamın boyutu o kadar büyük ki…
Resmi rakamlar 50.000 dese de;
BM Özel Raportörü, Gazze’de katledilen Filistinli sayısının 400 bini geçtiğini duyurdu.
Öyle ki; Bu harabeye çevrilen şehirde aç bırakılan küçücük çocuklar ve masum siviller, bir kap yemek, bir avuç UN alabilmek için gittikleri gıda dağıtım noktalarında tuzağa düşürülerek şehit ediliyorlar.
Tüm bunlar karşısında diyoruz ki: GAZZE ABLUKADAYSA, TÜRKİYE AYAKTADIR!
İşte bu meydan, bunun ispatıdır.
Türkiye’nin dört bir yanından koşup gelen siz vicdanlı insanlar, bunun ispatıdır.
Yine buradan tüm dünyaya diyoruz, ki; GAZZE ABLUKADAYSA, İNSANLIK AYAKTADIR!
· Güney Afrika Cumhuriyeti’nin girişimleri, bunun ispatıdır.
· İspanya’da, İrlanda’da, Amerika’da ve dünyanın birçok yerinde; renkleri, dilleri, inançları, yaşam tarzları farklı; vicdan sahibi insanlar, bunun ispatıdır.
· Mısır’a yürüyen Sumud Konvoyu, bunun ispatıdır.
· Refah’a yürüyen Mağrip Direniş Konvoyu, bunun ispatıdır.
·Ve Madleen Gemisi, bunun ispatıdır.
Doğru zamanda, doğru yerde, doğru hamleyle, kimlikleri farklı, ama vicdanları aynı olan sadece 12 insanın neler başarabildiğini gördük.
Ayrıca bir kez daha gördük ki: İsrail; insanlığa ve vicdana dair hiçbir şeye tahammül edemiyor.
İSRAİL’İN İRAN'A SALDIRILARI
İsrail; hep güvenliğini bahane ederek “terör” estiriyor.
Biz şunu biliyoruz; aslında
· Büyük Ortadoğu Projesi gizliyorlar.
· Arz-ı Mevud’u saklıyorlar.
· Sapkın Siyonist inancının üzerini örtüyorlar.
İki gün önce İran’da, sabaha karşı nelerin başladığını hepimiz gördük.
· Yine alçakça,
· yine korkakça,
· yine insanlıktan nasibini almamış bir şekilde; o bilim insanlarını, o askeri yetkilileri, o ama en acısı da çocuklarıyla birlikte yaşadıkları evleri hedef aldılar!
Ve hemen ardından ne oldu?
· Amerika çıktı, “İsrail’in yanındayız” dedi!
· Bazı Avrupa ülkeleri sıraya girdi, “İsrail’in güvenliği” diye açıklamalar yaptı.
Buradan soruyorum:
· Herhangi bir ülke,
· Amerikalı bir komutanın evine çocukları bulunduğu esnada saldırı düzenlemiş olsaydı,
· Amerika bunu ne olarak tanımlardı?
“Terör!” derdi.
Ama İsrail yapınca, adı “Savunma hakkı” oldu!
Öyle ya! BİR ZALİM, BİR ZALİME BAŞKA NE DİYEBİLİR Kİ?
Bu açıdan bakıldığında başta Türkiye olmak üzere bölge ülkeleri için; “Trump hayranlığı” veya “İsrail dostluğu” tarihi ve ölümcül bir yanılgıdır.
HEDEF BELLİDİR!
Değerli kardeşlerim, kıymetli Filistin dostları;
· Sanmayın ki hedef sadece Gazze’dir,
· Sanmayın ki hedef sadece İran’dır!
Hedef; Siyonist zihniyetin Arz-ı Mevud planıdır,
Hedef; Büyük İsrail Projesidir.
Hedef Şam, Halep, Bağdat’tır.
Hedef Tebriz, Tahran, İsfahan’dır.
Hedef Kahire, Sana, Cidde’dir.
Hedef Beyrut, Amman, Trablus’tur.
Hedef Urfa, Diyarbakır, Mardin’dir.
HEDEF ANKARA’DIR, İSTANBUL’DUR…
ASIL HEDEF TÜRKİYE’DİR, TÜRKİYE!
Bu yüzden; bana dokunmayan yılan bin yaşasın yaklaşımının sonu bir felakettir.
Çünkü o yılan bütün dünya için bir tehdittir ve insanlığın ürettiği bütün evrensel değerleri zehirlemektedir.
PEKİ İKTİDAR NE YAPTI?
Değerli kardeşlerim; 7 Ekim 2023’ten bugüne tam 617 gün geçti.
Bu ülkenin güzel insanları tarafından, Türkiye’nin dört bir tarafında defalarca basın açıklamaları yapıldı.
Büyük ya da küçük birçok topluluk, İsrail’in uyguladığı soykırıma karşı, Gazze halkının yanında olduğunu göstermek için sokaklara döküldü, meydanlara çıktı.
Galata Köprüsü’nün üzerinde, Ayasofya’nın yanı başında mitingler organize edildi.
ABD ve İsrail büyükelçiliklerinin, konsolosluklarının önlerinde eylemler yapıldı.
İsrail ile ticaret yapan şirketlerin, firmaların önlerinde eylemler yapıldı.
İsrail’e sevkiyat yapılan limanlarda eylemler yapıldı.
Sosyal medyada gündem hep Gazze oldu, hep Filistin oldu.
Bütün bunlar bize şunu gösterdi; İsrail,
· Gazze için, Filistin için yaptığımız eylemlerden rahatsız olmuyor
· Kendisine yönelik kınamalarımızdan, lanetlemelerimizden de rahatsız olmuyor.
Biz başta Türkiye olmak üzere, bölge ülkelerinin hükümetlerinden, ne kınama bekliyoruz ne de lanetleme bekliyoruz!
Türkiye’de iktidar, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte, bizimle yani muhalefet partileri ile birlikte, harekete geçmeleri için, bölge ülkelerine sesleniyor, bölge ülkelerinin liderlerine sesleniyor, uluslararası kuruluşlara sesleniyor.
EKRANLARDA, MEYDANLARDA, MECLİS KÜRSÜSÜNDE ÇOK GÜZEL KONUŞMALAR YAPIYORLAR.
Peki, iktidar bütün bunları yapınca ne oluyor?
· İnsani yardım amaçlı Madleen Gemisi İsrail tarafından engellenirken, bomba üretiminde kullanılacak 393 ton çelik yükü olan Vela Gemisi, Mersin Limanından İsrail’e gidiyor.
· İsrail’e sevkiyat yapan gemiler limanlarımızı kullanmaya devam ediyor.
· Bakü-Ceyhan boru hattından İsrail’e petrol sevkiyatı devam ediyor.
· Varil başına “1 dolar 27 cent” hesabımız devam ediyor.
· “Efendim ticaret Yapmıyoruz
Efendim Yapıyorduk ama kısıtladık,
Efendim daha önce Kısıtlamıştık ama şimdi tamamen sıfırladık.”
dedikleri “İsrail ile ticaret” dolaylı yollardan devam ediyor.
· Belki de en acısı; Ülkemizdeki üslerden İsrail ile istihbarat paylaşımı devam ediyor.
· Bütün bunları dile getiren Filistin dostu gençlere yönelik, engellemeler, gözaltılar, tutuklu ya da tutuksuz yargılamalar devam ediyor.
MECBUR DEĞİLSİNİZ!
Şimdi biz;
· bu iktidarın,
· bütün bunları
· “bilerek ve isteyerek” yaptığını düşünmüyoruz!
Evet! “bilerek” yapıyorlar!
Ama “istemeden” yapıyorlar,
“mecbur olduklarını” düşündükleri için yapıyorlar.
Buradan sesleniyoruz;
· “ABD ile iş tutmaya” mecbur değilsiniz!
· “İsrail ile de iş tutmaya” mecbur değilsiniz!
· “küresel sermayeye, neoliberal politikalara boyun eğmeye” mecbur değilsiniz!
BİZ TÜM GÜCÜMÜZLE YANINIZDA OLURUZ
· Siz, haktan yana adaletten yana olun, biz tüm gücümüzle yanınızda oluruz.
· Siz, başta kendi insanınızı ötekileştirmekten vazgeçin, bu ülkenin her insanına adalet ve merhamet duygusuyla yaklaşın.
Kutuplaştırmayın, ayrıştırmayın, insanımızı kriminalize etmeyin, biz tüm gücümüzle yanınızda oluruz.
İKTİDARDAN SOMUT ADIMLAR ATMASINI İSTEMEK
Hepimiz biliyoruz ki!
· Türkiye’de yaşayan herkes,
· Hiçbir ayrım gözetmeksizin
· emperyalist işgal karşısında, soykırım karşısında
· Filistin’den yanadır, Gazze’den yanadır.
İşte bir böyle anda; iktidarın yapması gereken,
Bir sivil toplum kuruluşu gibi hareket etmek değil, sorumluluk almaktır.
BİZ, BUGÜN ÜSKÜDAR MEYDANIN’DA İKTİDARDAN SOMUT ADIMLAR ATMASINI İSTEMEK İÇİN TOPLANDIK.
İKTİDARA TAVSİYELERİMİZ
Size, “hadi İsrail ile savaşa girelim” demiyoruz.
Biliyoruz ki buna cesaretiniz yok.
Biz, size yapılabilir şeyler söyleyeceğiz.
Öncelikle;
· “Filistin” derken,
· “Gazze” derken,
· “Mescid-i Aksa” derken,
· “Kudüs” derken samimi olun.
· Türkiye ile İsrail arasındaki tüm anlaşmaları,
İsrail’in alenen işlediği, savaş suçları ve soykırım politikaları nedeniyle iptal edin.
· Bakü-Ceyhan petrol boru hattı üzerinden İsrail’e petrol sevkiyatını engelleyin.
· Türkiye ile İsrail arasındaki resmi ya da gayri resmi, dolaylı ya da doğrudan tüm ticari faaliyetleri durdurun.
· Limanlarımızı İsrail’e sevkiyat yapan tüm gemilere kapatın.
· Hava sahamızı İsrail uçuşlarına kapatın.
· Ülkemizdeki üslerden İsrail’e verilen her türlü desteği engelleyin.
· Türkiye’de ikamet ettiği halde, vatandaşımız olsun ya da olmasın 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail ordusunda görev yapıp savaş suçuna iştirak eden kim varsa tespit edip yargılanmasını sağlayın.
· Uluslararası her alanda İsrail’e yönelik yaptırımları artırmanın çabası içerisinde olun.
· Her türlü spor müsabakasından tutun, ekonomik, teknolojik, akademik ya da kültürel organizasyonlara İsrail’in katılmasına engel olun.
· İsrail’in, işlediği savaş ve soykırım suçunun her türlü bedelini ödemesi için uluslararası mahkemelerde taraf olun
Bütün bunları yapın. biz de yanınızda olalım.
YEDİNDEN YETMİŞE TÜM HALK,
TÜM TÜRKİYE SİZE DESTEK VERSİN.
GAZZE BARIŞ GÜCÜ
Biz şunu da biliyoruz; uluslararası sistem, bu soykırımı durdurmak bir yana; katillere meşruiyet sağlayan bir seyirci pozisyonunda duruyor.
İşte tam da bu sebeple,
· iki önemli çağrımızı,
· İki önemli teklifimizi, burada bir kez daha dile getirmek istiyoruz.
Biz Saadet Partisi olarak diyoruz ki:
· Gazze’de akan kanı durdurmak için,
· İnsani yardımı ulaştırmak için,
· Sivilleri korumak ve ablukayı kırmak için,
· Türkiye’nin öncülüğünde uluslararası “Gazze Barış Gücü” kurulmalıdır!
Bu Barış Gücüne;
· Yalnızca islam ülkeleri değil,
· Latin Amerika’dan Güney Afrika’ya,
· Vicdanı olan, zulme karşı duran tüm ülkeler katılmalıdır.
Bakınız; bu çağrımız bir savaş çağrısı değildir!
Bu çağrımız, soykırıma karşı “insanlık cephesi” içindir.
ULUSLARARASI İNSANİ YARDIM FİLOSU
Öte yandan, Mavi Marmara Gemisi, Madleen gemisi bize göstermiştir ki; doğru bir birlik, ablukayı delecek, Gazze’ye giden yolları açacaktır. “Madleen Gemisi” yalnız bırakılmamalıdır. Bir yol açılmıştır ve bu yolda kararlılıkla devam edilmelidir.
Saadet Partisi olarak ikinci çağrımız şudur!
· Gazze’deki zulme ve soykırım suçuna karşı duran tüm ülkelerin katılımıyla,
· her ülkeden birer geminin yer alacağı,
· yeni bir uluslararası insani yardım filosu bir an önce oluşturulmalıdır.
Ve bir kez daha buradan, açıkça ilan ediyoruz:
· Türkiye’nin öncülük edeceği,
· Böyle uluslararası bir filo oluşturulduğu takdirde,
· Türkiye’den yola çıkacak ilk gemiye
· Saadet Partisi olarak biz öncülük etmeye hazırız.
ŞAFAĞIN EN YAKIN OLDUĞU ANDAYIZ
Değerli kardeşlerim;
Şartlar ne kadar zorlu olursa olsun;
· Bizim inancımızda karamsarlığa,
· Umutsuzluğa yer yoktur.
Karanlığın en yoğun olduğu an, şafağın en yakın olduğu andır.
İşte bugün burada ortaya koyduğunuz bu asil duruş, gelecek aydınlığın muştusudur.
O GÜZEL GÜNLER “YAKINDIR”
Hiç şüpheniz olmasın;
· İnşallah bu zulmü elimizle durduracağımız günler yakındır.
· Allah’ın izniyle bu meydanda Gazze'nin zaferini kutlayacağımız günler yakındır.
Çünkü zulüm ebedi olamaz!
Kötülük er ya da geç hüsrana uğrayacaktır.
Bu uğurda nice canlarımızı şehit verdik. Hepsini selamlıyorum.
· Gazze için can veren
Mavi Marmara şehitlerimizi selamlıyorum.
· Filistin için canını ortaya koyan Rachel Corrie’yi
onun yolundan giden Ayşenur Ezgi Eygi’yi selamlıyorum
· Meclis kürsüsünde Filistin’i konuşurken son nefesini veren,
Hasan Bitmez vekilimizin mücadelesini selamlıyorum.
· Ve bize Filistin’i öğreten,
Mücadeleyi öğreten,
Merhum Erbakan Hocamızın hatırasını selamlıyorum.
Bugün değilse, yarın; nehirden denize özgür bir Filistin mutlaka kurulacaktır.
Sizlere soruyorum;
· Bunun için yola çıkmaya hazır mısınız?
· Yelkenleri açmaya hazır mısınız?
· Küreklere asılmaya hazır mısınız?
· Pusulayı Gazze’ye, Filistin’e ayarlamaya hazır mısınız?
· Bütün zincirleri kırmaya,
Bütün ablukaları parçalamaya hazır mısınız?
· Yüzyıllık planları, projeleri, BOP’u, BİP’i
Tarihin çöplüğüne atmaya hazır mısınız?
Allah yar ve yardımcımız olsun!
Buradaki kararlı duruşunuzun için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Mitingimize destek veren tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına bir kez daha teşekkür ediyorum.
Son sözüm şudur:
· Kahrolsun İsrail, yaşasın Gazzelilerin direnişi!
· Kahrolsun İsrail, yaşasın tüm vicdanlı insanların mücadelesi!
· Kahrolsun İsrail, yaşasın “nehirden denize özgür Filistin”!
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.
Es-selamunaleyküm.
