İstanbul’da yaşanan deprem ve sonrasındaki gelişmelerin Türkiye’nin depreme hazır bir ülke olmadığını bir kez daha gözler önüne serdiğine dikkat çeken Arıkan, yıkılan hiçbir yer olmamasına rağmen GSM operatörlerinin çökmesine ve iktidarın bu konuyla ilgili herhangi bir somut adım atmamasını eleştirdi.

“BU ÇÖZÜM SÜRECİNDE HERŞEY VAR BİR TEK MİLLET YOK!”

Terörle mücadelede şeffaflık ve samimiyet çağrısında bulunan Arıkan, son dönemde çözüm süreci tartışmalarına değinerek, “Terörün kökünü kurutmak için biz elimizi değil gövdemizi taşın altına koyarız. Ama, şeffaf olacaksınız, samimi olacaksınız, kapalı kapılar ardında iş çevirmeyeceksiniz en önemlisi de şehitlerimizin ruhunu incitmeyeceksiniz. İlk günden itibaren bunu söylüyoruz. Maalesef “yapılmasın” dediğimiz ne varsa hepsi yapıldı. Önceki hafta heyet Sayın Cumhurbaşkanı ile görüştü, ‘adımlar atıyoruz’ dediler. Ardından Pervin Buldan İtalya’dan müjde verdi. Haziran da Öcalan serbest dedi. İki gün önce de DEM Parti Grup Başkanvekili: ‘Adalet bakanı ile görüştük, tüm dediklerimizi not etti’ diye açıklama yaptı! Bu çözümün içinde her şey var bir tek Millet yok! Öyle görünüyor ki bu arkadaşlar milletin sorununu, milletin meclisinden kaçırarak çözme peşindeler. Meclis’ten Sayın Bahçeli, İmralı’dan Öcalan ‘Silah bırakın’ çağrısı yaptı. Aradan 6-7 ay geçmiş olmasına rağmen hala bir pazarlık söz konusu. Şimdi başka tarihler veriliyor. Vaatler nedir, silahları bırakanlar ne olacak, bu konunun Suriye ile ilgisi nedir? Bunlara dair hiçbir cevap yok! Türkiye’nin meseleleri, Roma’da, Oslo’da, Londra’da, Washington’da değil; Ankara’da çözülür. Çözümün adresi lordlar kamarası değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Gazi Meclis’tir.” ifadelerini kullandı.

PKK'nın fesih kararının ardından DEM Parti'nin siyasi parti temasları başlıyor
PKK'nın fesih kararının ardından DEM Parti'nin siyasi parti temasları başlıyor
İçeriği Görüntüle

“BİR ÜLKEDE ÖĞRETMEN ATANAMIYOR, POLİS ÇARESİZLİKTEN HAYATA VEDA EDİYORSA O ÜLKEDE AHLAK, VİCDAN VE UMUT ÇÖKMÜŞTÜR!”

Anadolu’yu adım adım gezdiklerini ve her gün yeni bir feryad duyduklarını dile getiren Arıkan, KPSS’de Türkiye 608. olmasına rağmen atanamayan Zümrüt Kaya ve bir polis memurunun eşine ve çocuklarına yazdığı intihar mektubuna değindi. Zümrüt Kaya’nın mektubunda yazdığı; ‘Bir inşaat işçisinin kızı, bir hayalin peşinden yürüyen bir evladıyım. 2023 KPSS’ye girdim, alanımda Türkiye 608.si oldum. Ama siz sadece 10 dakikada tüm emeğimi yok saydınız. Beni, 608. Sıradan 1057. Sıraya düşürdünüz. Hayalimi çaldınız, emeğimi elediniz. Siz 10 dakikada karar verdiniz. Ama ben o hayal için yıllarımı verdim.’ ifadelerine dikkat çeken Arıkan, “Zümrüt kızımız sınavı kazanmış, Fakat bu ülkenin yöneticileri sınavı kaybetmiştir! Sizce böyle bir sistem başarılı olabilir mi? Emeği eleyen, liyakati ezen, kul hakkını hiçe sayan bir düzen bu millete ne verebilir?” şeklinde konuştu.

Bir polis memurunun eşi ve çocuğuna yazdığı veda mektubunda da ‘Hepinizden özür diliyorum. Umarım bensiz daha güzel daha doğru bir hayat sizin olur’ ifadelerini yer verdiğini belirten Arıkan, şöyle devam etti:

“Bu satırları okumak kolay değil. Fakat işte bu satırlar, gerçeğin ta kendisi! Bir ülkede öğretmen atanamıyor, polis çaresizlikten hayata veda ediyorsa, o ülkede sadece ekonomi değil; ahlak, vicdan ve umut da çökmüştür.”

“TEK KOLLU CANAVAR TÜM TÜRKİYE’Yİ SARMIŞ DURUMDA”

Bahis ve sanal kumar bağımlılığına da dikkat çeken Arıkan, “Zümrüt öğretmenin mektubu; kaybedilen bir hakkı, polis memurumuzun mektubu; kaybedilen bir hayatı anlatıyordu. Bugün gençlerimiz, alın teriyle bir yere gelemeyeceğini düşünüyor. Çünkü onlar da görüyor: emek değil; torpil, liyakat değil; imtiyaz işliyor. Bu çaresizlik, onları yeni adreslere; bahis sitelerine, sanal kumarhanelere, tek tuşla umut satılan uygulamalara sürükledi. 1997’de Milli Görüş iktidarı kumarhaneleri kapatmıştı. Hatta makinalara ‘tek kollu canavar’ benzetmesi yapılıyordu. Şimdi öyle bir noktaya geldik ki, maalesef o canavar tüm Türkiye’yi sarmış durumda. Her insanımızın, her gencimizin cebine bu kumarhaneler rahatça girebiliyor! Ve bunu engelleyecek tek bir adım atılmıyor! Bir nesil ‘emekle’ değil, ‘şansla’ kazanmanın hayaline hapsedildi. Bu da sadece ekonomik bir sorun değil; ahlaki bir çöküştür. İktidara da buradan sesleniyoruz: Bu mektuplardaki haykırışlara kulak verin. Kumarla-bahisle, ihaleyle-rüşvetle-yolsuzlukla zenginleşmeyi değil alın teriyle çalışmayı, helal kazancı yüceltin.” dedi.

“ENFLASYONUN OLDUĞU YERDE REFAH OLMAZ”

Ekonomiye dair değerlendirmelerinde Arıkan, “Bu ülkede yıllardır bitmeyen bir yangın var: enflasyon! Enflasyon bitmedikçe, umut bitiyor. Ekonomi çöküyor, üretim duruyor, istihdam eriyor. Esnaf ayakta kalma mücadelesi veriyor. Kimi kepenk kapatmış, kimi zararla çalışıyor. Bir umut, belki toparlarım diyerek direniyor. Ama çark dönmüyor! Yüksek faizin olduğu yerde enflasyon kaçınılmazdır. Enflasyonun olduğu yerde de bereket olmaz, huzur olmaz, refah olmaz! Bu düzenin tek kazananı var: faizden beslenen azınlık. Kaybeden kim? 86 milyon insan! ‘Faizi düşüreceğiz’ demişlerdi. Sonuç? 250 puan indireceklerdi, indirmek bir yana, hukuksuz kararlarından dolayı 350 puan daha artırmak zorunda kaldılar. Yani net 600 puan faiz artırdılar. Peki bu döviz kurunu tuttu mu? Hayır! Üstüne ne yaptılar biliyor musunuz? 52 milyar doları yaktılar! Sırf döviz kuru sabit dursun diye… 52 Milyar dolar ne demek biliyor musunuz? 32 tane Osmangazi Köprüsü, 18 tane Çanakkale Köprüsü, 37 tane Avrasya Tüneli demek. Türkiye’de evsiz tek bir aile bırakmayacak, 761.000 konut demek! 2025’te çiftçiye ayrılan desteğin tam 13 katı demek.” diyerek iktidarın ekonomi politikasını eleştirdi.

“YATIRIMCI GELMİYOR ÇÜNKÜ TÜRKİYE ARTIK DEVLET GİBİ DEĞİL BAĞIŞLA AYAKTA DURMAYA ÇALIŞAN DERNEK GİBİ YÖNETİLİYOR!”

Yatırımcıların Türkiye'ye gelmemesinin sebebinin yüksek vergi değil, hukuksuzluk ve güvensizlik olduğunu vurgulayan Arıkan, şöyle konuştu:

“Peki ne yapıyor ekonomi yönetimi? Ekonomi Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, valizini almış ülke ülke geziyor. Sürekli yatırımcı arıyor. Ama yatırımcı yok! Niye yok? Çünkü yatırımcıyı kaçıran şey vergi değil, hukuksuzluk! Çünkü yatırımcı, çete düzeniyle yönetilen bir ülkeye yatırım yapmaz! Bakın, bu ülkede mafya çocuk mezarlarını kazıyor, aileyi tehdit ediyor, devlete meydan okuyor. Ama devlet, gidip civciv satan esnafın peşine düşüyor! Böyle bir yerde yatırımcı kimi muhatap alacak? Kime güvenecek? Size desem ki ‘şu mahallede çete var, mafya var’ Oraya dükkan açar mısınız? İşte yatırımcı da açmıyor! Bu aynı mesele! Sayın Bakan kapı kapı geziyor ama yatırım gelmiyor. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti artık bir devlet gibi değil, bağışla ayakta durmaya çalışan bir dernek gibi yönetiliyor! Eğer siz hukuku yeniden ayağa kaldırırsanız, eğer emniyeti sağlarsanız, sokaklarda adalet ve huzuru kurarsanız bakın o zaman yatırımcı nasıl geliyor göreceksiniz. Ve şunu unutmayalım: Bunlar seçimde ‘dış mihrak’ dediklerine şimdi ‘yatırımcı dostum’ diyorlar! Bizim dostumuz; emeklidir! Asgarî ücretlidir! Umutsuzluğa terk edilen gençlerdir! Buradan iktidara çağrımızı yineliyoruz! Artık faiz lobilerini, 5’li çeteleri beslemeyi bırakın. Bakın, Ocak ayında asgari ücret 625 dolardı, Bugün 581 dolara düştü. Emekli aylığı 408 dolardı, bugün 380 dolar! Bu rakamlar bir istatistik değil. Milletimizin hayatında yaşadığı acı gerçekler.”

“ASGARİ ÜCRET ACİLEN GÜNCELLENMELİ!”

Konuşmasının sonunda iktidara seslenen Arıkan,“Buradan şu çağrıyı yapmayı, milletimize görev biliyorum: Asgari ücret acilen güncellenmeli! Emekli maaşları insan onuruna yakışır hale getirilmeli! Bu millet, en karanlık anlarında Millî Görüş ile aydınlandı. Çizdiğimiz karamsar tabloyu da Saadet Partisi olarak aydınlığa çevireceğiz.” diyerek konuşmasını tamamladı.