İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını kınayan Saadet Partisi Antalya İl Başkanlığı tarafından, İsrail yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Partililer, sosyal medya hesapları üzerinden İsrail adına savaşa gönüllü katıldığını ilan eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve tespit edilecek diğer şüpheliler hakkında da suç duyurusunda bulundu.

Antalya Adliyesi önünde bir araya gelen Saadet Partililer, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına tepki gösterdi. “Kürecik ve İncirlik kapatılsın! İsrail ile tüm ticari ilişkiler kesilsin, kuşatma, işgal, katliam son bulsun.

“İsrail yalnızca güçten anlar” yazılı pankart açan partililer, “Katil İsrail Filistin’den defol, Müslüman uyuma Filistin’e sahip çık” şeklinde slogan attı. Basın açıklaması gerçekleştiren Saadet Partisi Antalya İl Başkanlığı tarafından, “TCK 76. madde Soykırım, TCK 77. madde İnsanlığa Karşı Suçlar, Kasten Öldürme, Kasten Yaralama, İşkence, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Konut Dokunulmazlığının İhlali, Hırsızlık. TCK madde 13 Savaş ve Saldırı Suçları, Re'sen Görülecek başkaca suçlar” denilerek İsrail’li yöneticiler hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu. İsrail yöneticilerinin, bakanlarının ve kuvvet komutanlarının şüpheli olarak gösterildiği suç duyurusunda, “Sosyal medya hesapları üzerinden İsrail adına savaşa gönüllü katıldığını ilan eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, tespit edilecek diğer şüpheliler” ifadeleri de yer aldı.

“Cezalandırılmaları talebimizdir”

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, suç duyurusundaki talep konusunu şöyle açıkladı:

“Gazze sınırları içerisinde ve dışında Filistinli masum insanların, çocukların ve kadınların insanlık dışı saldırılar, bombalamalar ve uluslararası hukuka aykırı tam abluka ile ölümlerine neden olan, Gazze şehri başta olmak üzere Filistin halkına yönelik soykırım suçu işleyen, İnsan haklarını tüm dünyanın gözü önünde çiğneyerek Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü kapsamında İnsanlığa Karşı Suçları, Savaş Suçlarını ve Saldırı Suçlarını işleyen şüpheliler hakkında gerekli tahkikatın ve işlemlerin yapılarak dava açılması ve cezalandırılmaları taleplerimizdir.”

“İnsanlık suçu işlendi”

Yaptığı açıklamada Filistin’in bağımsız bir devlet olduğunu söyleyen Düzen, şunları dile getirdi:

“Başkenti Kudüs’tür ve Gazze Filistin Devleti’nin bir şehridir. 1947 yılından bugüne İsrail Devlet yetkilerinin verdiği talimatlar doğrultusunda, Filistin topraklarının büyük bir bölümünü işgal etmiş, yine sistematik katliamlarla yüz binlerce Filistinliyi öldürmüştür. Özellikle Gazze’de İsrail tarafından 16 yıldır devam eden kuşatma sonucu tüm insanlığın gözü önünde masum kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere iki buçuk milyon insan gıda, su, ilaç, tıbbi gereçler, akaryakıt ve enerji kaynakları gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılmış, bölge adeta ablukaya alınarak açık hava hapishanesine çevrilmiştir. İsrail güvenlik güçlerinin ve illegal yerleşimcilerin Filistinlilere uyguladığı baskı, zulüm, yargısız infazlar, can ve mal tehditleri Filistin halkının insanca yaşama çabasını akamete uğratmış, 7 Ekim 2023 tarihinde ağır ambargo ve abluka altındaki Gazze'den meşru müdafaa kapsamında kendi topraklarına dönebilmek ve ablukadan kurtulabilmek amacıyla İsrail'in işgal ettiği bölgelere başlatılan operasyona karşılık İsrail Devleti, uyguladığı ablukayı artırmakla kalmamış, insanlığa karşı suçların en ağırlarını masum sivillere, çocuklara ve kadınlara karşı işlemiştir. Bunun da ötesinde İsrail Devleti yetkililerinin verdiği talimatlar doğrultusunda işgal ettiği Filistin topraklarında ve masum sivil halka karşı büyük bir ambargo ve kuşatma uygulamış, birkaç yılda bir gerçekleştirilen ve sistematik hale gelen bombardımanlarla Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek soykırıma varacak derece büyük bir insanlık suçu işlemiştir.”

“Bu eylemler açık ve inkar edilemez bir soykırım ve insanlığa karşı suçtur”

İsrail’in saldırılarına dikkat çeken Düzen, “İşgalci İsrail şu ana kadar tüm uluslararası sözleşmeleri, insanlığın ortak birikimi olan vicdani değerleri hiçe sayarak Gazze özelinde tüm Filistin halkını yok etmek amacıyla tüm kutsal kitapların lanetlediği eylemleri yapmaktan geriye durmamıştır. Bu eylemler açık ve inkar  edilemez bir soykırım ve insanlığa karşı suçtur. Yaptığımız araştırmalarda bazı çifte vatandaşlık sahibi Türk vatandaşlarının 7 Ekim  ve sonraki tarihlerde İsrail’de askerlik yapmak amacıyla ülkelerine gittikleri, sosyal medya hesaplarından işlenen insanlık suçlarına ortak olduklarına dair açıklama ve paylaşımlar yaptıkları tespit edilmiştir. Suça iştirak eden aynı zamanda Türk vatandaşı olan bu kişilerin savcılığınızca tespit edilerek şüpheli sıfatıyla dosyaya dahil edilmesini ayrıca talep ediyoruz” dedi.

“Kamu davası açılmasını talep ediyoruz”

Düzen, açıklamasının sonunda, “7 Ekim 2023 tarihinden bugüne kadar ve daha önceki tarihlerde dilekçemizde zikredilen eylemleri gerçekleştiren ve tarafımızca bir kısmı tespit edilebilen tüm şüpheliler hakkında gerekli tahkikat ve soruşturmanın yapılarak ilgili suçlar ve resen tespit olunacak başkaca suçlar sebebiyle haklarında kamu davasının açılmasını talep ediyoruz. Söz konusu suçların işlenmesinde yetki ve sorumluluğu olan ve emir komuta zinciri içerisinde doğrudan suça iştirak eden diğer faillerin de tespiti ile şüpheli sıfatı ile soruşturma dosyasına dahil edilmesini istiyoruz. Sosyal medya hesaplarından İsrail’in işlediği suçlara ortak olduğunu ilan eden Türk vatandaşı şüpheliler hakkında doğrudan soruşturma başlatılarak haklarında kamu davası açılmasını ve ayrıca şüpheliler ile aynı pozisyonda bulunan diğer şüphelilerin İçişleri Bakanlığı, emniyet ve istihbarat birimleri ve Dış İşleri Bakanlığı’ndan sorularak isimlerinin  tespiti ile haklarında kamu davası açılmasını talep ediyoruz” dedi. Partililer, açıklamanın ardından suç duyurusunda bulunmak üzere adliye binasına girdi.