Türkiye'de yaşanan son gelişmeler, hukuk sistemindeki adaletsizlikleri, demokrasi ve özgürlüklerin kısıtlandığını gözler önüne sermeye devam ediyor... İktidarın kayyım atamaları ile başladığı süreçte 'adil düzen' adına hiçbir şeyin kalmadığı, yargıya siyaset elini değdiğini apaçık gösteriyor.
Muhalefete karşı el yükselten iktidar seçilmiş belediyelere kayyım atayarak, muhalefetin genel başkanlarını tutuklayarak, belediye başkanlarına soruşturma açarak sert çıkışlar yaparak siyaset arenasının hararetini arttırıyor.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Alev Sezen, "İktidar tümüyle muhalefeti susturmaya, sindirmeye çalışıyor. Muhalefeti dizayn edebilirse edecek edemezse sindirecek sindiremezse yok edecek böyle bir sürecin içindeyiz" dedi.
İktidarın muhalefet üzerine çok farklı şekillerde gittiğine vurgu yapan Sezen, kanun kılıfı altında bunların yapıldığını kaydetti.
Alev Sezen'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde;
Son zamanlarda iktidar muhalefetin üzerine çok farklı şekillerde gidiyor. Gerek belediyelere atanan kayyımlar gerek muhalefet liderlerini tutuklanması, belediye başkanlarının gözaltına alınması… en son Ekrem İmamoğlu’nda bunu gördük.
Asıl farkına varmamız gereken şey şu; iktidar tümüyle muhalefeti susturmaya, sindirmeye çalışıyor. Muhalefeti dizayn edebilirse edecek edemezse sindirecek sindiremezse yok edecek böyle bir sürecin içindeyiz. Bunu tabii kanunlar kılıfı altında da yapıyor. Bunu en son Perşembe günü Meclis’ten geçen torba kanunda gördük.
Perşembe günü Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Denetleme Kurumu’nun yetkilerinin torba yasa kanunundan geçmesi ile genişletildiğini açıklayan Sezen bu meseleyi kayyımlarla ilgili paralel düşündüğümüzde sanki bu derneklerin, vakıfların yöneticilerine de bir kayyım atama gibi bir durum söz konusu olacağını kaydetti.
Sezen açıklamasına şöyle devam etti;
Torba kanun diyoruz ama vatandaşta milletvekilleri de ne olduğunu bilmiyor. İçine birçok şey konularak Meclis’ten iktidar kanadının oylarıyla geçiyor. Ne kadar muhalefet ederseniz edin yeni hükümet sisteminde parlamento da zayıflatıldığı için milletvekillerinin ve muhalefetin çok bir karşı duruşu olamıyor.
Bu torba kanunda Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Denetleme Kurumu’nun yetkileri genişletildi. Kamuya yararlı dernekler, vakıflar, birlikler, kooperatiflerin denetimi Devlet Denetleme Kurumu’na verildi. Bu kurum ne yapacak sadece bunu denetlemekle kalmayacak gerektiğinde görevden almalarda söz konusu olacak.
Kayyımlarla ilgili bunu paralel düşündüğümüzde sanki bu derneklerin, vakıfların yöneticilerine de bir kayyım atama gibi bir durum söz konusu olacak. Aslında temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan, vatandaşın tepki vermesine hiçbir şekilde hiçbir alanda müsaade etmeyen bir sisteme gidiş var ülkemizde. En son yine Siber Güvenlik Ağı’nda vatandaşı susturmaya korkutmaya yönelik hükümler söz konusu. Hatta yargının adliyenin görevlerini alıp yine Cumhurbaşkanlığına bağlı yeni kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı’na yargının yetkileri veriliyor.