Seçil Erzan için istenen hapis talebi 295 yıla yükseldi Seçil Erzan için istenen hapis talebi 295 yıla yükseldi

TBMM basın toplantı salonunda son günlerde ayyuka çıkan mülakat meselesi konulu bir basın açıklaması yapan Grup Başkanı Özdağ, “Birkaç gün önce bana bir bilgi ulaştırılmıştı. Olayın doğruluğunu teyit ettikten sonra bir sosyal medya paylaşımı ile bu konuyu gündeme getirmiş bazı sorular sormuştum ve konu; Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan emniyet görevlilerinin görevde yükselme sınavında derece ile başarı sağlamış olmalarına rağmen mülakat adı verilen ve benim adına ‘yandaş tespit etme uygulaması’ ile eledikleri vatandaşlarımızın feryadı idi.”

Grup Başkanı Özdağ, “Yazılı sınavlara girmeye hak kazanmış ve söz konusu sınavlarda büyük başarı elde etmiş bu insanların nasıl ve hangi gerekçelerle başarısız sayıldıkları bizce malumdur. Yaptığım X paylaşımımda özetle: Bu listeye bakın ve utanın! diyerek yetkili kişileri ve hassaten iktidarı eleştirmiştim. Bu yetkililere; başarılı olanların tamamını niye elediniz diye sormuştum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan verdiği mülakat konusunu unuttu

Bana bu bilgiyi veren vatandaşlarımızın bir kısmını tanıyorum ve kanunsuz hiçbir işlerinin olmadığını biliyorum. Zaten kanunsuz bir iş yapsalar bu kamu görevlerini devam ettiremeyecekleri gibi bu sınavlara da alınmazlardı. Hatırlarsanız CB Erdoğan, 2023 yılındaki milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen önce mülakat uygulamasının adaletsizliğe yol açtığı gerekçesiyle kaldırılacağını söylemişti. Sonradan yani seçimlerden hemen sonra ki yeniden cumhurbaşkanı olduğu ve artık hesap verme durumunda olmadığını düşündüğü için söz verdiği mülakat konusunu nedense unutmuştu.”

Mülakat gibi mülakat

Zat-ı şahaneleri bir ifadesinde: “böyle bir şey dediysek” diyerek söylediklerinden haberi olmadığı izlenimini vermişti. Sebebinin ne olduğu kısa sürede anlaşıldı.

Atadığı sekreter bakanlarından milli eğitim bakanı denilen zat: “mülakat gibi mülakat” yapılacağından bahsederek aklımızla dalga geçmişti.

Bu ülkede TUS yani tıpta uzmanlık sınavı yapılıyor değil mi? Peki orada niye kalite var? Çünkü mülakat denen kayırmacılığa orada müsaade yok. Peki niye yok? Çünkü sağlık şakaya gelmez, orada torpille doktor olunmayacağını onlar da biliyor. Yarın hastaneye herkes gibi onlar da düşebilir ve böyle bir risk almak istemezler. Türkiye’nin en zeki ve değerli gençleri torpilsiz uzman doktor olabiliyorsa ve tıp alanında iyi bir konumdaysak sebebi budur.

Peki doktorlukta torpile ve tavassuta imkân vermediği için yapılmayan bu mülakat uygulaması hakimlikte-savcılıkta, polislikte, öğretmenlikte ve diğer kamu görevlerinde niye yapılıyor?

Özdağ: Bu mülakat denen hak yeme ve gasp etme uygulamasını en çok dile getiren grup bizim grubumuzdur

Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü kendi adamlarını hâkim savcı, polis, öğretmen ve memur yapabilmek, kendisinden görmediği bu ülkenin vatandaşlarının da önüne geçebilmek için.

Konu bu kadar basittir. Sonra yargı niye bu halde, emniyet niye bu durumda, eğitim sistemimiz niye içler acısı, kamu kurumları niye tel tel dökülüyor diye feryat ediyoruz!

Buradan iktidara ve her gün sağa sola operasyon yapan ama nasıl sonuçlandığını bir türlü öğrenemediğimiz cevval içişleri bakanına soruyorum:

Bu vebalden rahatsız değil misin? İktidara soruyorum: bu adaletsizliklerden hak gaspından hiç mi şikâyet etmiyorsunuz? Eş dost akraba bu görevlere getirebilmek için hakkı yenen insanlarımızın, çocuklarımızın, gençlerimizin yüzüne bakabiliyor musunuz?

Bakınız, bu mülakat denen hak yeme ve gasp etme uygulamasını TBMM başta olmak üzere her platformda en çok dile getiren grup bizim grubumuzdur.

Mesela: 28.11.2023 tarihinde yine adli yargı ve adalet bakanlığındaki mülakat uygulamaları hakkında bir soru önergesi vermiştim. Adalet Bakanı Yılmaz TUNÇ tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını istediğim ama bugüne kadar makul herhangi bir cevap alamadığım husus da tıpkı buna benzer bir haksızlık hakkında idi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yukarıda bahsettiğim kamuya personel alımında mülakatın kaldırılması vaadinin gerçekleşmemesi bir yana, mülakat konusunda da ciddi şaibe iddiaları kamuoyuna yansımıştı.

Özellikle 2016 yılından sonra yargıya ve mülki idare kadrolarına ataması yapılmış olan binlerce personel ile ilgili ciddi şüpheler ortaya çıkmıştı.

Esasen bir başka açıdan, söz konusu kişilerin tespitinin yapılarak bağımsız bir heyet tarafından yeniden mülakata alınmaları dahi teklif etmiştim.

Herkesin malumu olduğu üzere özellikle Adli ve idari bürokrasi mensuplarının, kamuoyuna yansıyan bilgiler ışığında, siyasi/çıkar grupları ile olan bağlantılarının ortaya çıkması, adalet ve devlet mekanizmamızı töhmet altında bırakmaktadır.

Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın sınav ilanlarıyla ilgi olarak; adlî yargı hâkim ve savcı adaylığı, idari yargı hâkim adaylığı ve avukatlık mesleğinden adli yargı hâkim ve savcı adaylığına ilişkin sınavlarda mülakata çağrılacak aday sayısı, ilan edilen kadro sayısının 2 katı fazlası olarak açıklanmak suretiyle karasından kendi adamlarını seçmeye imkân verdiğini de özellikle belirtmiştim.”

Geçtiğimiz yıl sorduğu fakat ama cevap alamadığı soruları tekrardan soran Grup Başkanı Özdağ;

1)           2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarında ÖSYM tarafından uygulanan Adalet Bakanlığı Adlî- İdari

Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı yazılı yarışma sınavlarında başarı     sıralaması, ilan edilen kadro sayısının içinde yer alıp mülakat neticesinde elenen kişi sayısı kaçtır?

2)           2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarında ÖSYM tarafından uygulanan Adalet Bakanlığı Avukatlık Mesleğinden Adlî Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı yazılı yarışma sınavlarında başarı sıralaması, ilan edilen kadro sayısının içinde yer alıp mülakat neticesinde elenen kişi sayısı kaçtır?

3)           Mülakatla alımı yapılan adli/idari ve avukatlıktan geçen söz konusu kişilerin, şaibe iddialarının vuzuha kavuşturulması adına bağımsız bir heyet tarafından yeniden mülakata alınmaları konusunda bir çalışmanız var mıdır? 

Yoksulluk ve umutsuzluk ülkenin üstüne karabulut gibi çöker

Konuşmasının devamında Özdağ, “Şimdi bu konu sadece yargı ve güvenlik bürokrasisinin konusu değil. Bu ülke, AK Parti ve ortaklarının adaletsiz uygulamaları ile resmen bir çöle dönüştürülmüştür. Liyakat ve kalitenin hiç edildiği bir ortamdan ne adil ne kaliteli ne de ülkesi ve milletini önceleyen bir yapı çıkar. Yargı adaletle, Devlet liyakatle, millet aidiyetle buluşturulmazsa ne olur söyleyeyim: Tam da bugün yaşadığımız çöküş olur, yoksulluk ve umutsuzluk ülkenin üstüne bir karabulut gibi çöker ve bugün dünden kötü, yarın bugünden çok daha kötü olur. Gençlerimiz ülkede yaşanan bu adaletsizlikler yüzünden geleceğini dışarda aramaya başlar, çocuklarımız liyakat ve kalitenin değil torpilin ve eş dost kayırmacılığının etkili olduğunu gördükçe onlar başka yollara tevessül etmeye başlar. Doktorlarımız mühendislerimiz başta olmak üzere kaliteli insanlarımız bu ülkeden gitmek zorunda kalır. Başarı iltifata ve değer bilinmeye bağlıdır. Değeri bilinmeyen ve üstelik giderlerse gitsinler ben asistanlarla çıraklarla Suriyelilerle de idare ederim diyenlerin eline kalır ülkemiz. Hasılı bu ülkede her şey her şeyle ilgilidir. Mülakat konusu da böyledir. Birleşik kaplar gibidir. Adalet, liyakat, kalite, aidiyet ve refah birbirinin tamamlayıcısıdır. Sebebidir, sonucudur.” Diyerek konuşmasını sonlandırdı.