Gazze’ye insani yardım götüren Sumud Filosu, Akdeniz’in dalgaları arasında sadece gıda ve ilaç taşımıyor; aynı zamanda on yıllardır kan ve zulümle ayakta tutulmaya çalışılan Siyonist işgal düzenine karşı vicdanların en güçlü cevabını taşıyor.

Bugün saat 12:30 itibariyle Gazze’ye 115 deniz mili, yani yaklaşık 213 kilometre kala ilerleyen filo, “sarı bölgeyi” geçti ve artık “kırmızı hat” diye tabir edilen en kritik noktaya yaklaşmış durumda.

Gazeteci Bülent Şahin Erdeğer, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, filonun şu an korumasız olduğunu, buna karşın Siyonist işgal güçlerinin bölgede pusuda beklediğini duyurdu. Bu tablo, 2010’da yaşanan Mavi Marmara Katliamı’nı hatırlatırken, aynı zamanda dünyanın gözleri önünde tekrarlanması muhtemel yeni bir insanlık suçuna işaret ediyor.

“Gazze’de soykırım sürüyor”

Katil İsrail’in aylardır Gazze’de yürüttüğü saldırılar, uluslararası hukukçular tarafından açıkça “soykırım” olarak tanımlanıyor. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar demeden yapılan bombardımanlar, hastanelerin, okulların, mülteci kamplarının hedef alınması, sivil halkın açlığa ve susuzluğa mahkûm edilmesi, çağın en utanç verici insanlık dramını oluşturuyor.

Mısır'dan işgalci İsrail'le yapılan doğal gaz anlaşmasına ilişkin açıklama: Ticari bir mesele
Mısır'dan işgalci İsrail'le yapılan doğal gaz anlaşmasına ilişkin açıklama: Ticari bir mesele
İçeriği Görüntüle

Bu gerçeklere rağmen, işgalci İsrail yönetimi hâlâ hiçbir uluslararası baskıya aldırmadan, bölgede sözde etnik temizlik politikasını sürdürmekte ısrar ediyor.

Sumud Filosu’nun denize açılışı işte tam da bu tabloda tarihî bir önem taşıyor

Gazze halkının nefessiz bırakılmak istenmesine karşı, dünyanın farklı ülkelerinden vicdan sahibi insanların fiilî bir dayanışma iradesi.

Dün gece saatlerinde katil İsrail gemisi, Alma gemisinin iletişim sistemlerini ve motorunu bozarak gemiyi çalışamaz hale getirdi.

Filo sadece Gazze’ye ulaşmak için değil, aynı zamanda dünyaya seslenmek için de yola çıktı. Filo, Akdeniz sularında ilerlerken, İsrail’in inşa ettiği korku duvarlarını da sembolik olarak yıkıyor. Çünkü her gemi, her dalga, her kilometre; “soykırıma boyun eğmeyeceğiz” mesajını taşıyor.

Erdeğer’in de altını çizdiği üzere, şu an filonun hiçbir askeri veya siyasi güvencesi bulunmuyor. Ama buna rağmen, filoda bulunan aktivistler, gazeteciler ve insan hakları savunucuları, hakikatin ve adaletin gücünün Siyonist terörün bütün silahlarından daha büyük olduğuna inanarak yollarına devam ediyor.

Gazze kıyılarına doğru ilerleyen bu yolculuk, tarihe sadece bir yardım seferi olarak değil, aynı zamanda insanlığın soykırıma karşı direniş destanı olarak geçecek.

Sumud Filosu, belki de önümüzdeki saatlerde büyük bir tehdit ve saldırı ile karşı karşıya kalabilir. Ancak bu ihtimal bile, filonun taşıdığı haklı mesajı ve tarihî önemini küçültmüyor, tam tersine büyütüyor.

Bugün dünyaya düşen görev, bu cesur vicdan seferine sahip çıkmak, Siyonist rejimin olası saldırılarına karşı ses yükseltmek ve Gazze halkının çığlığını daha gür bir şekilde duyurmaktır.