Hayatı

Benî Hammâd ailesine mensup olan Kâdî İsmâil, 199/815 senesinde Basra’da doğmuştur. Orada yetişmiş, eğitim amacıyla Medine’de kalmıştır. Basra ehl-i hadisinin ilk muhaddislerinden Hammâd b. Zeyd b. Dirhem el-Ezdî’ye (ö. 179/795) nispet edilen aile Fas asıllıdır. Basra’ya esir olarak getirildiklerinde Yemen kökenli Ezd kabilesinin Cehdamiler kolunun yaşadığı mahalleye yerleştirilmişlerdir. Kâdî İsmâil’in mensup olduğu bu ailenin Irâk Mâlikî anlayışının bölgede yerleşmesinde çok büyük katkısı olmuştur. Kâdî İsmâil 860’da Bağdat’a kâdı olarak tayin edilmiş ve 869’da Mühtedî Billâh tarafından bu görevden azledilmiştir. Ancak Mu’temid Alellah tarafından bir yıl sonra görevine iade edilmiştir. Dört yıl sonra ise Bağdât’ın tamamına kâdı olmuş ve ölünceye kadar görevini sürdürmüştür.

İlmî ehliyetiyle ön planda olan Kâdî İsmâil döneminin bütün ilimleriyle meşgul olmuştur. Pekçok alanda eserler telif etmiş ve ilgili alanın otoritesi olarak kabul görmüştür. Fıkıh, hadis, Kur’ân ve kıraat ilimlerinde öğrenciler yetiştirmiştir.  Hakkında “İmâm Mâlik’den sonra Kâdî İsmâil dışında ilimleri kendinde toplayan içtihâd ehli biri gelmedi” şeklinde yorum yapılması onun ilmî yetkinliği hakkında fikir vermektedir.

Kâdî İsmâil hayatının en verimli yıllarını geçirdiği Bağdat’ta, 282/895 yılında aniden vefat etmiştir.

Öğretisi

Fıkıh

Bağdat’ta İmâm Mâlik’in öğretisinin sonraki nesillere nakledilmesi ve Irâk Mâlikî ekolünün teşekkül süreci bakımından en etkili isimlerden biri, rey ağırlıklı fıkıh anlayışına sahip Ahmet b. Muazzel’in öğrencisi Kâdî İsmâil’dir. Mâlikî fıkhının Bağdat’ta yerleşmesi hususunda çok önemli katkıları olmuştur. Kendisiyle ilgili söylenen “Kâdî İsmâil kırk yıl boyunca Bağdât’ta Ebû Hanîfe’nin izini silmeye çalıştı” ifadesi söz konusu bu çabayı ortaya koyması bakımından zikre değerdir. Hemen her alanda belli bir etkinliği bulunan Kâdî İsmâil’in en etkili olduğu alan elbette fıkıhtır. O, Ahmed b. Muazzel’in öncülüğünde başlayan “Mâlik ve öğrencilerinin görüşlerine dayanan fıkhî faaliyet” metodunu Irâk’ta devam ettirmiş ve yargı kurumunda hâkim hale getirmiştir. Diğer bir ifadeyle Irâk’ta Mâlikî fıkhını ve mezhepte müntesip müçtehid olma faaliyetini yürütenler, Kâdî İsmâil ve öğrencileri olmuştur. Söz konusu bu fıkhî faaliyetin dayandığı anlayışı rey-hadis birlikteliği üzerine bina edilmiştir. Zira Kâdî İsmâil rey ağırlıklı fıkıh eğitiminin yanı sıra Abdullah b. Mesleme el-Kâ’nebî’den de hadis okumuştur.

Kâdî İsmâil’in fıkhî faaliyetlerini kapsamlı şekilde ele aldığı en önemli eseri el-Mebsût’tur. Bu eser sonraki dönemde Mâliki mezhebinin temel eserleri/ümmühât arasında yerini almıştır. O, mezhebinin fıkhî görüşlerini ifade eden eserler telif etmenin yanında mezhep görüşlerinin savunulduğu ve muhaliflerin görüşlerinin çürütülmeye çalışıldığı hilâf türünden müstakil eserler de kaleme almıştır. er-Red ‘alâ Ebî Hanîfe, er-Red ‘alâ’ş-Şâfî’ ve er-Red ‘alâ’ş-Şeybânî söz konusu çalışmalar içinde zikredilebilir. Ebû Hanîfe ve öğrencilerinin eserlerine bu şekilde reddiye yazan Kâdî İsmâil oldukça başarılı olmuş ve bu metod kendinden sonra da Irâk Mâlikîlerince devam ettirilmiştir. Kâdî İsmâil bu faaliyetlerinden dolayı o dönemde yaşayan Hanefî usûlcülerden Cessâs’ın (ö. 370/981) ağır eleştirisine maruz kalmışsa da Cessâs’a da onun öğrencileri tarafından reddiyeler yazılmıştır. Onların Kûfe merkezli meşhûr hadis anlayışına karşılık Medîne merkezli ma’rûf hadis anlayışını savunmuştur.

Fıkhî görüşleri toplama, tercih yapma, delillendirme ve hilâf çalışmaları yanında Kâdî İsmâil, mezhep imâmı ve öğrencilerinin genel ilke ve kâidelerini tespite yönelik “usûl” çalışmaları da yapmıştır. Bu bağlamda el-Usûl isminde bir eser kaleme aldığı nakledilmektedir.

Fıkhın füru sahasına dair faaliyetleri olan Kâdî İsmâil’in fıkıh usûlüne dair müstakil bir çalışması olmasa da fıkıh usûlüne yönelik de faaliyetlerde bulunmuştur. Mâlikî mezhebi içinde usûl çalışmalarını başlatanlar Irâk Mâlikî fukahâsıdır.  Söz konusu çalışmaya öncülük yapan ve tesis eden kişinin Kâdî İsmâil olduğu ifade edilmektedir. Zira onun usûle dair bu görüşleri sadece Irâk Mâlikî ekolü tarafından değil genel Mâlikî ulemâsı tarafından da benimsenmiştir.

Kâdî İsmâil’in eserleri sadece Irâk’ta değil, Irâk dışında da okutulmuş ve görüşleri nakledilmiştir. Onun hem Doğu’da hem de Batı’da şöhret bulduğu ifade edilmektedir. Fikirleri, özellikle Endülüs’teki hadis eğilimi ile delil ve usûl merkezli fıkıh anlayışının ve nazari fıkıh çalışmalarının ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Mütaahhirûn Endülüs ulemâsının kendisinden yapılan nakillere sık sık atıf yapması bu görüşü desteklemektedir. Çok yönlü idarî görev üstlenen Kâdî İsmâil’in mezhepteki en büyük katkılarından biri de yargı alanında yaptığı faaliyetlerdir. Bu bağlamda kâdılkudâtlık yetkileriyle donatılmış Bağdât kâdılığına kadar yükselmiştir. Otuz iki sene boyunca kâdılık görevini yürütmüş, duruşmalara bizzat katılmış kazâ sahasının gelişimine katkı sunacak çalışmalar yapmıştır. Bugünkü noterlik kurumuna benzeyen şuhûd ya da udûl gibi isimlerle anılan bir şâhitlik müessesesi geliştirdiği nakledilmektedir. Yapmış olduğu kâdı atamaları vasıtasıyla Hânefî kâdıların hakimiyetini belli oranda zayıflatmıştır.

Kâdî İsmâil’in bidât ehline karşı da çok ciddi tavır aldığı ve Dâvûd ez-Zâhirî’yi Basra’ya sürdüğü belirtilmektedir.

Hadis

Basra’nın önde gelen hadis imamlarına öğrencilik yapan ve hem Basra hem de Bağdat hadis ulemâsı içinde zikredilen Kâdî İsmâil Musa b. Harun, Nesâi, İbn Mücâhid, Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, Ebü’l-Kâsım el-Beğâvî, İbnu’s-Semmâk, Niftaveyh ve Ebû Bekîr İbnü’l-Enbârî gibi ulemânın kendisinden rivayette bulunduğu bir hadis hafızıdır. Kendisini bu alanda yetiştiren kişinin hocasının İbnü’l-Medînî olduğunu belirtmiştir. Ebû Hureyre, Yahya b. Saîd el-Ensârî, Eyyûb es-Sihtiyânî, Sâbit el-Bünânî ve İmâm Mâlik’in hadislerini müsned tarzında toplamıştır. Mâlik’in Muvattâ eseri üzerine Şevâhidu’l-Muvattâ adlı bir çalışma yapmıştır. Söz konusu bu eserin on cilt olduğu ve benzeri görülmeyen bir eser olduğu vurgulanmaktadır. Fazlu’s-salât ala’n-nebî isimli telifi yayınlanmıştır. Kaynaklar Ziyâdatü’l-câmi’ mine’l-Muvattâ’, Cüz’ü hadisi Ümmi Zer ve es-Sünen şeklinde hadis eserlerini de nakletmişlerdir. 

Kıraat ve Tefsîr

Kâdî İsmâil’in yetkin olduğu alanlardan bir tanesi de Kurân ilimleri ve tefsir alanıdır. Onun bu sahaya dair kaleme aldığı Ahkâmu’l-Kur’ân benzeri görülmemiş, alanında yazılmış en iyi çalışma olarak tavsif edilmiş ve Mâlikî Mezhebi içerisinde bu alana dair telif edilen ilk çalışmalardan biridir. Söz konusu eser Irâk dışında da etkili olmuş Irâklı öğrencilerinden Bekir b. Alâ el-Kuşeyrî (ö. 340) tarafından da ihtisâr edilmiştir. Kurân ilimleri bağlamında yaptığı en önemli katkı ise kaleme aldığı Kitâbu’l-Kırâât isimli çalışmadır. Bu eserde yirmi kıraati toplayan Kâdî İsmâil bu alana dair meşhur bir çalışma örneği sunmuştur. Kendi döneminde Bağdat kıraat ekolünün temsilcisi olarak kabul edilmiştir. İbn Mücâhîd ve İbnü’l-Enbârî gibi meşhur kıraât âlimleri kendisinden rivâyette bulunmuşlardır. Onun bu alandaki yetkinliği, dil ilimlerinde de belli bir otoriteye sahip olmasıyla ilişkilidir. Zira Kâdî İsmâil kaynaklarda döneminin “dil ilimlerinde imâm” olarak nitelendirilmiş ve döneminin önde gelen dil âlimlerinden Müberred’in övgüsüne mazhar olmuştur. Onun, “ilim ve yargı alanındaki çalışmaları onu meşgul etmeseydi bizim nahiv ve edebiyet alanındaki yetkinliğimizi de elimizden alırdı” ifadeleri bu övgünün boyutlarını göstermesi açısından önemlidir.

Kelâm

Kâdî İsmâil’in kelâm sahasına dair otoritesini ortaya koyacak veriler çok net değildir. Ancak bu alanda Kitâbu’ş-şefaâ ve Ehvâlü’l-Kıyâme isimli iki eser kaynaklarda ona nispet edilir. Ehli rey ve ehl-i hadîs şeklinde ortaya çıkan iki temel ekol içinde daha ziyâde ehl-i hadîs taraftarlarınca görüşleri yayılmıştır. Bu durum onun ehl-i hadis ekolüne mensubiyetini gündeme getirse de, kendisinin bu ekol içindeki uzlaştırıcı ve ılımlı rolüne vurgu yapan bazı araştırmalarda ılımlı reyciler kategorisinde değerlendirildiği görülmektedir.

Öne Çıkan Eserleri

  • el-Mebsût.         
  • Ahkâmu’l-Kur’ân.                           
  • Kitâbu’ş-Şefaâ.                
  • Ehvâlü’l-Kıyâme.                            
  • el-İhticâc bi’l-Kur’ân.                    
  • er-Red ‘alâ Ebî Hanîfe.                 
  • er-Red ‘alâ’ş-Şâfî’.                        
  • er-Red ‘alâ’ş-Şeybânî.                  
  • Kitâbü’l-Emvâl ve’l-Megâzî.        
  • el-Ferâiz.                                          
  • eş-Şuf’a ve mâ Ruviye fihâ mine’l-Eser.                               
  • Mes’eletü’l-Meniy Yusîbu’s-Sevb.                                         
  • Şevâhidü’l-Muvattâ’.                                   
  • Müsned Yahyâb. Saîd.                  
  • Kitâbu’s-Sünen.               
  • el-Usûl.               
  • Meâni’l-Kurân ve İ’râbuhû.                        
  • Muhtasaru’l-Mebsût, İhtisâr.     
  • Salât ‘ala’n-Nebiyyi: thk. Nâsırüddin el-Elbânî, Dımaşk 1383/1963; Beyrut 1389/1969, 1397/1977.

Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu