Filistin İçin Bin Genç Hareketi, işgalci İsrail'in Gazze yönelik saldırıları devam ederken, İsrail'e yakıt ihtiyacını sağladığı gerekçesi Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR'ın Türkiye'de bulunan merkezlerinin önünde eylem yaptı.
Filistin İçin Bin Genç Hareketi tarafından yapılan açıklamada SOCAR önünde eylem yaparken gözaltına alınan Şeyma'nın çıplak aramaya maruz kaldığını belirtti.
Filistin İçin Bin Genç Hareketi'nin sosyal medya hesabından yayınlanan videoda işgalci İsrail'e desteği nedeniyle SOCAR önünde eylem yaparken gözaltına alınan Şeyma'nın annesi konuya ilişkin şunları dile getirdi:
Kalabalık bir şekilde geldiler. Ne olduğunu şaşırdım. " Bu kız ne yaptı?" dedim. Bu kız cani mi, bu kız terörist mi? Ben bugün buraya kızımın yerine geldim. Kızımı aldınız da gelmeyecek miyim? Beni alırsanız torunum gelecek. Eğer içeri alacaklarsa alsınlar kanımın son damlasına kadar canım yettiği kadar ben buraya geleceğim. Kızıma sonuna kadar desteğim. Bugün kızımı içeriye aldılar af edersiniz iç çamaşırına soymuşlar. Böyle bir şey olabilir mi? Bir kadını hiçbir günahı yokken alıp çamaşırına kadar soymak hangi milletin harcı? Her zaman peşindeyiz.
Konuya ilişkin tv5comtr’den Hümeyra Kaya'ya konuşan Avukat Levent Mazılıgüney şunları dile getirdi:
“Gençlerin mücadelesi onurlu bir mücadeledir”
“İsrail hükümeti Gazze’de kadın çocuk demeden katliam yapıyor insanlığa karşı suç işliyor bu yapılan apaçık soykırımdır. İsrail hükümeti ve bu soykırıma karışan herkes uluslararası hukuk ve tarih önünde er ya da geç hesaplarını verecekler.
“Hukuksuz müdahalelerdir”
İsrail hükümeti ile tek bir iğneyle bile olsa ticaretini sürdüren herkes istisnasız herkes bu suça ortaktır. İsrail ile ticaretini devam ettirerek suça ortak olanlara karşı protesto eylemlerine katılmak anayasal bir haktır ve son derece onurlu bir mücadeledir. Filistin Adına Bin Genç ismiyle örgütlenen gençlerimiz ile gurur duyuyoruz onların her birini selamlıyorum ve tebrik ediyorum. Anayasal haklarını kullanarak protesto eylemlerine katılan gençlerin gözaltına alınmaları sadece bu eylemlerden vazgeçtirmeye yönelik hukuksuz müdahalelerdir. Bizim kolluğumuz, bizim yargımız bu müdahalelerden vazgeçmeli gençleri rahat bırakmalı yapabiliyorlarsa desteklemeliler.
“En ağır şekilde cezalandırılmalı”
Bu hukuksuz müdahaleler bizi derinden yaralıyor. Dahada derinden yaralayan başka bir şey duyduk. Bir annemiz bu protestolara katıldı ve “gözaltına alınan kızının yerine katıldığını” söyledi ve gözaltına alınan kızının çıplak aramaya maruz kaldığını ifade etti. Hiçbir annenin gerçeğin hilafına kızıyla alakalı böyle cümleler kurabileceğine ihtimal vermiyorum. Bu iddialara en titiz şekilde araştırılıp, şeffaf bir şekilde soruşturulmalı. Kamuoyunu tatmin edecek şekilde açıklanmalı sonuçları. Çıplak aramaya karışmış herkes en ağır şekilde cezalandırılmalı. Çıplak aramanın ne anayasamızda ne kanunlarımızda herhangi bir dayanağı yoktur. İnsanlar maddi ve manevi varlıklarıyla bir bütünüdür ve bu maddi manevi varlıklarına dokunulmaması temel bir haktır.”
Temel haklara müdahalenin ancak kanun ile düzenlenebileceğini ifade eden Mazılıgüney açıklamasına şöyle devam etti;
“Denetime tabii olmalı”
“Temel haklara müdahalenin ancak kanun ile düzenlenebilir. Anayasa’nın belirlediği sınırlar kapsamında demokratik toplumun gerektirdiği zorunluluklar içinde ölçülü olmalı ve hakkın özüne dokunmamalı bu kanun düzenlemeleri ve mutlaka denetime tabii olmalı keyfi olarak kullanıma kapalı olmalı.
Çıplak arama ile ilgili bazı yönetmeliklerde birkaç madde var diye kimse bu hakkı kullanamaz. Çünkü yönetmelik ile böyle bir şey düzenlenemez bu başlı başlına hukuksuzdur. Nitekim bu yönetmeliklerde düzenlenen maddelerde bu müdahaleyi karşılamamakta. Bu müdahaleyi yapan, insanlık dışı onursuz çıplak aramayı yapan herkes suç işliyor. Suç işlediklerini bilsinler.
“Hiç kimse bunu yapanları korumamalı”
Anayasa ve yasa ile düzenlememesinin sebebi ise bu müdahalenin açık bir şekilde insanlık onuruna ağır bir müdahale oluşturması ve bir işkence olmasıdır. Herhangi bir siyasetçi de bunu gündeme getirmeye cesaret dahi edemiyor ama Meclisten de bir şekilde kaçırarak yönetmelik ile bunu düzenlemenin peşine düşüyorlar bu hukuksuzluktur. Bunu yapanlar maalesef cezasızlık kültüründen cesaret alıyorlar. Ne zaman böyle bir iddia olsa ne hikmetse kameralar çalışmıyor veya kameraların olmadığı yerde bu olay gerçekleşiyor. Bu insanlık dışı onursuz olayı yapanları hiç kimse korumamalı. Koruyanlarda bu insanlık dışı onursuz olayın ortağındır. Protesto eylemlerine katılan gençlerimizi ve ailelerimizi tebrik ediyorum.
TV5'te Abdulhalim Meşe'nin sunduğu Buluşma Noktası'na konuk olarak kendilerine yöneltilen "terörist" iddialarına cevap veren Filistinli Bin Genç Gönüllüsü Dilan Tekin şunları dile getirdi:
Biz bir grup üniversiteli gençler olarak bu topraklarda bir şeyleri değiştirmek isteyen gençler olarak yola çıktık. Etrafımızda bizimle aynı amaç ile yürümek isteyen bir sürü genç oldu. Gücümüzü de gençliğimizden alıyoruz. Burda şöyle bir mesele var: Bizim gücümüzle bir şeyleri değiştirebiliyor olduk, siyasete etki edebiliyor olduk ve belki de ticari ilişkinlerin kesilmesine vesile olduk. Böyle etkili bir yerde durduğumuz zaman elbet bizim karşımızda da aksi yönde tepki göstereceklerdir, bunlar beklediğimiz ancak kabul etmeyeceğimiz şeyler. Biz başından beri söylüyoruz, Filistin direnişinden güç alıyoruz, biz üniversiteli gençleriz ve devletin, sermayenin ilişkilerini ifşa ediyoruz, doğru olmadığını ve suç işlendiğini biliyoruz ve bunu yapmayın diye çağrı yapıyoruz, bundan başka bir şey yapmadık. Bize bu zamana kadar "terörist" diyenler oldu, biz bize terörist diyenlere kulak asmadan mücadelemize devam ediyoruz.
Saadet-Gelecek Grubu önerdi, Cumhur İttifakı reddetti
Saadet-Gelecek Grubu’nun "Soykırımcı İsrail'e ve destekçilerine karşı gerçekleştirilen protestolara yapılan sert müdahaleler ve gözaltılar hakkında" Genel Görüşme önerisi AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.
