Rasim Ozan Kütahyalı sosyal medya hesabından CHP'nin 38. Kurultayı'nın iptal edileceği ve CHP'ye ve bazı belediyelere kayyım atanacağına ilişkin paylaşım yaptı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP’nin 38. Olağan Kurultayının iptali davalarına ilişkin süreçler hakkında ve bazı belediyelere kayyım atanacağı iddialarına itibar edilmemesi gerektiğini açıkladı. Bakan Tunç, iddialarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca adli soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, bazı CHP delegelerinin şikayetleri üzerine başlatılan adli soruşturma ile yine bazı delegelerce Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan CHP'nin 38. Olağan Kurultayının iptali davalarına ilişkin süreçler hakkında ve bazı belediyelere yönelik operasyon yapılacağı şeklinde sosyal medya aracılığıyla bazı paylaşımlar yapılmaktadır. Kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon amaçlı bu tür mesnetsiz iddialara itibar edilmemelidir. Bu paylaşımlarla ilgili olarak Türk Ceza Kanunu'nun 217/A maddesi gereğince 'halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu' kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca adli soruşturma başlatılmıştır."
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), "CHP'nin 38. Kurultayı iptal ediliyor, CHP'ye kayyum atanıyor" iddiasını yalanladı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Rasim Ozan Kütahyalı'nın sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı CHP’nin 38. Kurultayı'nın iptali ve bazı belediyelerine kayyum atanacağı bilgisi paylaşımlarına tepki gösterdi.
Arıkan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
Rasim Ozan Kütahyalı’nın gazetecilik meslek ve ahlakının çok ötesine geçen; bilgi vermeyi değil, toplumda korku ve endişe ortamı oluşturmayı hedefleyen paylaşımı kabul edilemez. Bu hezeyanları basit bir reyting heyecanı olarak geçiştirmek de mümkün değildir. Sadece demokrasimizi değil, zaten kırılgan olan ekonomimizi de etkileyebilecek bu spekülasyonla neyin amaçlandığı, tüm yönleriyle incelemeye tabi tutulmalıdır. Elbette yargının, söz konusu paylaşımla ilgili soruşturma başlatması olumludur; ancak kesinlikle yeterli değildir. Gerçeğin tüm yönleriyle ortaya çıkarılabilmesi için, yargının yanı sıra MASAK gibi yetkili devlet kurumları da harekete geçmeli; söz konusu şahsın borsa başta olmak üzere tüm işlem ve bağlantıları titizlikle incelenmelidir. Ancak, en az bu hezeyanlar kadar üzücü olan şey; ülkemizin içine düşürüldüğü dramatik durumdur. Sözde gazeteci kılıklı bu tetikçilere alan açan, onlara cesaret verenler de en az onlar kadar suçludur. Türkiye’yi bu cendereden kurtarmak ise hepimizin ortak sorumluluğudur.



