Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, TV5’de yayınlanan “Konuşmadan Olmaz” programında Hasan Basri Akdemir’in sorularını cevapladı.
İstanbul’daki kar yağışı sebebiyle yaşanan siyasî tartışmaları nasıl değerlendirdiği sorulan Uysal, iktidarın iş birliği yapmak yerine “Nasıl olur da bu belediyeler benim elimden gider?’ mantığı ile meseleyi bir parti rekabetine dönüştürdüğünü ileri sürdü. Uysal, “Tabii bu rekabetin ceremesini vatandaşımız çekiyor.” dedi. Uysal, bu konunun kutuplaşma ikliminden bağımsız olmadığını söyledi.
“Türkiye’de adeta Baas tipi bir rejim kuruldu”
Gültekin Uysal, muhalefet partileri arasındaki ittifak sürecini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine de 50+1 sisteminin partileri iş birliği yapmaya mecbur ettiğini söyledi. Türkiye’de adeta Baas tipi bir rejim kurulduğunu ileri süren Uysal, demokrasi, hukuk ve laikliğin, Türk milletinin millî güvenlik şemsiyesi olduğunu, siyasî partilerin de bu ortak paydada bir araya geldiklerini ifade etti.
Uysal, bir kurucu akıl ile Türkiye’de işleyen bir demokrasi ve hukuk düzeni inşa etmek mecburiyetinde olduklarını ifade ederek, “Bu mānâda bir birliktelik yürüyor.” dedi.
“Kurumlar, ‘majestelerinin kurumu’ hāline getirildi”
Ülkede adeta bir yıkım mühendisliği uygulandığını ileri süren Uysal, TBMM’nin bir hükmünün kalmadığını, kurumların ‘majestelerinin kurumu’, TÜİK’in bir illüzyon kurumu hāline getirildiğini; Millî Güvenlik Kurulu’nun bile, hükümetin ekonomi politikasını sanki topyekûn ülkenin millî güvenlik politikasıymış gibi değerlendirdiğini ifade etti. Devletin bir parti devletine dönüştüğünü belirten Uysal, Türkiye’de yıkımın çok derin olduğunu söyledi.
Uysal, 2021 yılının ilk 11 ayında 1300’ün üzerinde tıp doktorunun, yurt dışına gidebilmek için tabipler odasından iyi hal kâğıdı aldığını, bir ülke için bundan daha büyük bir felâket olamayacağını söyledi.
Uysal, “Sayın Erdoğan, bu modelle aslında AKP grubunu Mecliste tasfiye etti. TBMM’de milletvekillerinin vazifesi sadece yasama faaliyeti yapmanın ötesinde, seçim bölgelerinden Ankara’ya, sistemin merkezine, demokratik kanallara, hukukî kanallara problemleri taşır. Bugün milletvekilinin hükmü yok. Bürokraside bir karşılığı yok.” diye konuştu.
“Adnan Kahveci gibi bir maliye bakanı da vardı bu ülkenin, şimdi Sayın Nebati gibi de bir maliye bakanı var.” diyen Uysal, geçmişiyle, siyasî birikimiyle güven verecek isimlerin görevlendirilmediğini ifade etti.
Uysal, ‘sınırsız yetki, sıfır denetim’ mantığıyla yürüyen bu sistemi hükümetin ‘çok hızlı karar alma sistemi’ olarak tanımladığını ancak önemli olan hızlı değil doğru karar almak olduğunu söyledi.
Gültekin Uysal, bir soru üzerine “HDP ve ittifaklar” konusundaki görüşünü açıklarken, HDP’ye dair değerlendirmelerinin HDP seçmenine yönelik olmadığını kaydetti. Uysal, “Türk siyasetinin üzerinde en büyük vesayet unsuru, PKK’nın varlığıdır. HDP’nin üzerinde de vesayet unsuru PKK’nın varlığıdır.” dedi. Bir partinin, bir terör örgütünün insan devşirme organı olamayacağını ifade eden Uysal, solun ve solcu liberallerin bu konuda daha müsamahakâr bir dil kullandığını söyledi.
Uysal, Türkiye’nin bir demokrasi problemi olduğunu, çözüm sürecinin, PKK’nın meşruiyet sahasını genişletmesine vesile olacak büyük bir yanlışa dönüştüğünü dile getirdi. Hükümetin çözüm sürecinde kendini Kürt olarak tanımlayan vatandaşlara ‘Benden hak mı talep ediyorsunuz? PKK’nın arkasına geçin, onu destekleyin; onun üzerinden ben sizin hakkınızı pazarlık edeceğim’ dediğini ileri süren Uysal, sözlerine şöyle devam etti:
“Erdoğan’ın PKK ile iş birliği imtiyazı var ama muhalefeti kantara çıkmaya zorluyor”
“Bu bir büyük felâkettir. Etnik bölücü siyasetin manyetiğine kitleleri iterseniz, sonra ‘Ben PKK ile bozuştum, oradan çekilin’ demenizin bir mānâsı yok. (…) Bugün iktidar, Sayın Erdoğan, AKP, PKK ile iş birliği yapma imtiyazı var. Bugün PKK, HDP kendisini destekliyor olsa, hiçbir itirazı yok. Türkiye’de kanunları biz zamana, şartlara, iktidara yakınlığına, uzaklığına, iktidarı destekleyip desteklemediğine göre uygulama şansımız var mı? Ama bugün fiilî durum bu. Bunu yapan iktidar, adeta muhalefeti bir kantara çıkmaya zorluyor. Dönüp dolaşıp, sabah akşam ‘FETÖ ile iş birliği yapıyorsunuz, PKK ile iş birliği yapıyorsunuz, şununla ittifak hālindesiniz, bununla ittifak hālindesiniz…’ HDP, bir sol ittifak kuracağını, böyle bir arayışının olmadığını zaten söyledi; ama zaman zaman bizlere soruluyor bu soru. Biz, demokratik kapsama alanının her geçen gün daha da genişlemesi taraftarıyız. Türk demokrasisi, HDP’ye de uzunca bir süredir önemli bir genişleme sahası, meşruiyet sahası, 2015 seçimlerinden itibaren açtı. O fikriyata yakın olmayan pek çok insan gitti oy verdi, ‘%10’u geçsinler, Mecliste temsil edilsinler’ diye. Ama bugün geldiğimiz noktada açıkça söylüyorum bunu, her birimiz, tüm sivil aktörler, tüm demokratik aktörler, zaman zaman yaptığımız açıklamalara demokratlıkla bağdaşmadığı gibi birtakım ithamları bize söylüyorlar. Güçlü olunca silah diyen bir terör örgütü demokrasiye yakışıyor da bizim tavrımız mı yakışmıyor?”
Gültekin Uysal, yerel seçimden önce iktidarın bir akademisyeni İmralı’ya gönderip, Öcalan’dan getirdiği mektubu canlı yayında okuttuğunu hatırlatarak, HDP seçmeninin bu çağrıya rağmen iktidar partisini desteklemediğine işaret etti.
Uysal, Sezen Aksu tartışmasına dair görüşünün sorulmasın üzerine de sadece Türk sanayisinin değil Türk demokrasisinin, hukuk sisteminin de doğal gazının ve elektriğinin kesilmiş durumda olduğunu ifade ederek, bütün bunlar konuşulması gerekirken bu konularla gündemin geçiştirilmek istendiğini söyledi.
“Suriye politikasındaki hatalar sebebiyle PKK devleti kuruluyor”
AK Parti’nin, iktidarı boyunca dış politikada attığı en önemli olumlu adımın, geçmişte Suriye ile yakaladığı derinlik olduğunu ancak daha sonra yaptığı hatalar sebebiyle 2 kırılma yaşandığını söyledi. Uysal, “Bir, PKK devletini kendi elinizle kuruyorsunuz; iki, sıcak denizlere uzun yıllar hedefi olan Rusya’yı getirdiniz bu bölgenin kalıcı unsuru, komşusu hāline getirdiniz.” dedi.
Bir soru üzerine Rusya-Ukrayna gerilimini de değerlendiren Uysal, bu büyük krizin Türkiye’ye de etkilerinin olacağını, Türkiye’nin kırılganlıklarını artıracağını söyledi.





