Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi.

“Cuma günü döviz alanlar kimler?”

Temel Karamollaoğlu, ekonominin bu kadar kırılgan olduğu bir dönemde HDP hakkında kapatma davası açılması, Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi ve Merkez Bankası’nın başkanının değiştirilmesinin ekonomide adeta bir depreme sebep olduğunu söyledi. Bu keyfî kararların yatırımcının güvenini sarstığını belirten Karamollaoğlu, döviz kurunun birdenbire yükseldiğine işaret etti. Karamollaoğlu, normalde 150 milyon dolar olan döviz alımının cuma günü 450 milyon dolara yükseldiğini belirterek, “Bu iddia var. Eğer bu iddia gerçekse, cuma günü döviz alanlar kimler? Bunun da mutlaka açığa çıkarılması lâzım” dedi.

“Saray harcamaları kısılmalı”

Kanal İstanbul’a devlet garantisi verildiğine de dikkati çeken Karamollaoğlu, “Bu kadar kârlı olduğu iddia edilen, bu kadar önemli olduğu iddia edilen bir yatırıma devlet garantisi niye veriliyor?” diye sordu. Karamollaoğlu, günlük gideri 10 milyon lira olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin harcamalarında tasarrufa gidilmesi gerektiğini söyledi. Ekonomiye ve devlet kurumlarına olan güvenin istikrarlı bir şekilde yok edildiğini dile getiren Karamollaoğlu, eğitimde gerileme, dış politikada da savrulma yaşandığını; Türkiye’nin artık bu anlayışla yönetilmesinin mümkün olmadığını, iktidarın ise son döneme geldiğinin net bir şekilde görüldüğünü söyledi. Karamollaoğlu, “İnşallah önümüzdeki seçimlerde Millî Görüş yani Saadet Partimiz milletimiz tarafından görevlendirilecek ve bu sıkıntılar çok kısa bir zamanda bertaraf edilecektir diye ümit ediyorum” dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, konuşmasında HDP hakkında açılan kapatma davasını da değerlendirdi.

Karamollaoğlu, Recep Tayyip Erdoğan’ın 6 yıl önce dile getirdiği şu sözleri hatırlattı:

“Biliyorsunuz ben, siyasî partilerin kapatılmasına her zaman karşı oldum. Siyasî partilerin kapatılmasını hiçbir zaman savunmadım. Partilerin kapatılmasını kim istiyor kim istemiyor, belli. Gerçek kişi ile tüzel kişiyi ayırmamız lâzım. Gerçek kişi suç işliyorsa bedelini ödemeli. İster siyasette ister siyaset dışında. Tüzel kişiyi cezalandırmanın hiçbir anlamı olmaz. Bir parti kapatılır, diğer parti açılır. Nokta.”

“Meşru siyaset alanı giderek daraltılıyor”

Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parti kapatmaların karşısında olduğunu söylemesine rağmen bugün Türkiye’nin yine parti kapatma gündemiyle karşı karşıya olduğunu ifade ederek, “Bu ülkede demokrasimize zarar veren, millet iradesini yok sayan tavrın son bulması şart, Sayın Erdoğan’ın ifadeleriyle. Biz, bugün adaletin hâkim olduğu, demokrasinin işlediği, millet iradesinin hüküm sürdüğü bir memleket istiyoruz” dedi.

Karamollaoğlu, Millî Görüş olarak en çok mustarip oldukları konuların başında parti kapatmanın geldiğini dile getiren Karamollaoğlu, bunun nihayete ermesi gerektiğini söyledi. Karamollaoğlu, “Türkiye’mize kimsenin 2021 yılında 1990’lı yılların karanlık ruhunu yaşatmaya hakkı olmadığı kanaatindeyiz. Tarihe utanç vesilesi olarak geçecek kararlar almaya, meşru siyasetin önünü tıkamaya kimsenin hakkı yoktur, olmamalıdır” diye konuştu.

Karamollaoğlu, meşru siyaset alanının giderek daraltıldığını, hukukun adeta kişilerin hangi partiye mensup olduklarına, iktidarın hangi dönemde kiminle ortaklık yaptığına göre şekil aldığını ifade ederek, dün suç sayılmayan bir eylemin bugün en ağır şekilde cezalandırılabildiğini, kişiye ve döneme göre suç kavramı icat edildiğini söyledi. Karamollaoğlu, şöyle konuştu:

“Zulüm bizdense, ben bizden değilim”

“Kocaeli Milletvekili Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi sürecinde sergilenen tutum ve davranışları ve ardından TBMM’de kanaatimize göre vicdanları yaralayacak şekilde gözaltına alınmasını doğru bulmadığımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Suçluysa cezalandırılsın. Kimsenin itirazı olmaz ama usul ve yaklaşım da kimseyi rencide etmeyecek tarzda olması icap eder. Bizim örfümüzde ve geleneğimizde su içerken de abdest alırken de genelde insanlara dokunulmaz. Maalesef aldığımız bilgi, Gergerlioğlu’nun namaz kılmak için abdest almasına müdahale edilerek derdest edilmesi, ister istemez belli çevrelerde sıkıntı oluşturmuştur. Adalet mülkün temelidir. Adil olmak için aynı inancı, aynı dünya görüşünü paylaşmamız da gerekmez.”

Karamollaoğlu, Uluslararası Dayanışma Örgütü’nün gönüllüsü Amerikalı barış aktivisti Rachel Corrie’nin, Filistinlilerin haklarını korumak için nasıl buldozerin altında can vermeyi göze aldığını ve öldürüldüğünü hatırlattı. Karamollaoğlu, “Ne diyordu o kız? ‘Zulüm bizdense, ben bizden değilim diyebiliyorsanız adil olursunuz’ diyor. Bize ders veriyor adeta” dedi.

Karamollaoğlu, basın toplantısının sonunda Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket isterim” şiirini okudu.