Amerikan güçleri 19 yıl önce 4 Temmuz 2003'te, Irak'ın kuzeyinde 11 Türk askerinin başına çuval geçirdi. Çeyrek yüzyıllık Türk-Amerikan savaşındaki kırılma süreci, Süleymaniye'de yaşananlarla derinleşti. ABD’nin bu davranışına Türk yetkililer ses çıkarmadı. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Amerika'ya nota verilsin taleplerini "müzik notası mı vereceğiz?" diye yanıtlamıştı.

Irak’ın kuzeyinde görev yapan Türk askerlerinin kafasına çuval geçirilmesinin üzerinden 19 yıl geçti… Çuvalın intikamını Türk askeri almaya çalıştı, ancak izin verilmedi.

1990'lı yılların başıydı. Sovyetlerin yıkılmasıyla, Türk ordusu savunma stratejisini değiştirdi. Amerika bu durumu, "Türk ordusu raydan çıktı" diye tanımladı. 1991'de Irak işgaline karşı, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Toruntay istifa etti. Amerika ve Türkiye savaşının fitili ateşlendi. Özellikle 1994-1995 yııllarında Çelik Harekâtı ile Türkiye Irak'ın kuzeyinde Amerikancı terör örgütlerine karşı büyük bir başarıya imza attı.

Amerika'nın harekata karşı cevabı 1997'de 28 Şubat ile oldu. 2002 yılında bir hamle daha geldi. Adına "bin yıllık meydan okuma" denildi. "Millennium Challenge" tatbikatı düzenlendi.

Tatbikattan 1 yıl sonra Amerika Irak'ı yeniden işgal etmeye girişti. 60 bin askerini Türkiye'ye konuşlandırmak istedi. 1 Mart Irak tezkeresi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde reddedildi. İkili ilişkiler çıkmaza girdi. Tarihler 4 Temmuz 2003'ü gösterirken Washington'un yanıtı geldi. Tamda Amerika'nın milli bağımsızlık gününde... Türk milleti ve Türk ordusu aşağılanmak istendi. Irak'ta 11 subayımızın başına Amerikan çuvalı geçirildi.

19 yıl önce Amerika, Albay Mayville komutasından Türk Özel Kuvvetleri'nin karargahına baskın yaptı. 11 Türk subayı esir alındı, Süleymaniye'den Bağdat'a götürüldü. Askerimiz 60 saat boyunca sorgulandı.

Amerika'nın küstah davranışı Türk Milleti'nde büyük infial yarattı. Ankara sessiz kalınca tepkiler arttı. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Amerika'ya nota verilsin taleplerini "müzik notası mı vereceğiz?" diye yanıtladı.

GÜL VE ERDOĞAN AYRIŞMASI

11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başdanışmanı Ahmet Sever'in kaleme aldığı “Abdullah Gül ile 12 yıl” başlıklı kitabında, Gül ile Erdoğan arasında 'Irak Tezkeresi'nin ayrışmaya neden olduğu yazıldı. Sever'e göre, Erdoğan, tezkerenin geçmesinin ülke menfaatleri açısından daha doğru olacağını düşünüyordu. Buna karşılık, Gül tezkereye sıcak bakmıyordu.

Gül, parti grubuna “Kararınızı vicdanınızın sesine göre vereceksiniz” diye seslendi. Ters düşen Erdoğan ve Gül’ün danışmanları arasında da ciddi gerginlikler yaşanmaya başlandı. Bu gerginliğin bir cephesinde o tarihte Gül’ün başdanışmanı olan Ahmet Davutoğlu, karşı cephesinde ise Erdoğan’ın danışmanları Ömer Çelik, Egemen Bağış ve Cüneyt Zapsu vardı.

Sever, tezkerenin 1 Mart’ta reddedilmesini Gül’ün sakin bir şekilde karşıladığını, buna karşılık oylamadan sonra Gül’ün Meclis’teki odasına gelen Erdoğan’ın “yüzünden düşenin bin parça olduğunu” anlatıyor.

TEZKEREYİ ERBAKAN'IN MEKTUBU ENGELLEDİ

Merhum Erbakan'ın özel kalem müdürlüğünü yapan Mehmet Kahraman, 2003 yılında Amerika`nın Irak`ı işgalinden önce Meclis`te görüşülen tezkerenin reddedilmesinde, Erbakan`ın Meclis`teki milletvekillerine yolladığı mektubun etkili olduğunu ileri sürdü.

Mehmet Karaman, 2013 yılında "Dünya'da ve Türkiye'de neler oluyor?" konferansında yaşananları şöyle anlattı;

"O dönemde merhum Genel Başkanımız Erbakan, Meclis`te bulunan tüm milletvekillerine birer mektup yolladı. Bu mektupta 'Türkiye`yi Amerika`ya üs yapar Irak`ın işgaline zemin hazırlarsanız, değil çocuklarınız 7 sülaleniz günde beş vakit değil sabahlara kadar namaz kılsa günahlarınızı affettiremez' diye yazdı. Bu mektubun karşılığı Meclis`te bulundu ve yüz tane milletvekili o tezkereye ret oyu verdi. Ret oyu verdiği için Amerika Türkiye`deki üsleri kullanamadı ve başka yollardan Irak`ı işgal etti. Tezkereye ret oyu veren 100 milletvekili bunun mükafatını bir sonraki seçimde aldı ve o ret oyu veren 100 milletvekilinin hiç biri yeniden milletvekili yapılmadı"