Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, Dünya'da kaleme aldığı "2026’e girerken emeklilik, borçlanma, asgari ücret ve zam beklentileri" başlıklı yazısında şunları dile getirdi:
2025-2026 yılı, sosyal güvenlik sisteminde hem çalışanlar hem de emekliliğini planlayanlar açısından kritik bir dönüm noktası olacak.
Zira 2026 itibarıyla bazı borçlanma oranları artacak, bazı kalemlerde ise mevcut oranlar korunacak. Ancak tüm borçlanmalar asgari ücrete yapılacak zam oranında ayrıca artacak.
Bu değişiklikler, özellikle prim günü eksik olan sigortalılar açısından emeklilik maliyetini doğrudan etkileyecek.
Prim gün sayısı az olanlar için 5510 Sayılı Kanun’un 41’inci maddesi ne diyor?
Emeklilikte prim gün sayısı az olan herkes SGK’ya bir miktar para vereyim gün alayım şeklinde borçlanma yapamıyor. Borçlanma yapmak isteyenlerin aşağıda belirtilen süreler için ödeme yaparak prim günü satın alma hakları vardır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 41’inci maddesi, sigortalılara geçmişte sigortasız geçen belirli süreleri “borçlanma” yoluyla emeklilik primine dahil etme hakkı tanıyor.
Bu madde kapsamında doğum, askerlik, eğitim, tutukluluk, grev, kısmi çalışma gibi süreler, yazılı talep ve prim ödemesiyle emekliliğe sayılabiliyor.
Borçlanma tutarı, sigortalının kendi belirleyeceği günlük kazanç üzerinden hesaplanıyor ve bu kazanç üzerinden %32 oranında prim ödeniyor.
Ancak 2026 itibarıyla bu oran bazı borçlanma türleri için %45’e çıkarılacak.
Eksik günü olanlar hangi süreleri borçlanabilir?
Prim günü eksik olan çalışanlar veya emeklilik yaşını öne çekmek isteyenler, bazı süreleri borçlanarak prim gün sayılarını artırabilirler.
41’inci maddeye göre borçlanılabilecek başlıca süreler şunlardır:
1- Doğum borçlanması:
Sigortalı kadının, doğumdan sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla, üç doğuma kadar çalışmadığı ve çocuğunun yaşadığı süreleri kapsar.
Oran %32 olup, 2026’da değişmeyecek.
Ancak asgari ücret artışıyla tutar yükselecektir.
2- Askerlik borçlanması:
Er, erbaş veya yedek subay okulunda geçen süreler borçlanılabilir.
Oran %32’den %45’e çıkacak. Ayrıca Asgari ücrete yapılacak zam oranında artacak.
3 Aylıksız izin süreleri:
Kamu görevlilerinin personel mevzuatına göre kullandıkları aylıksız izinler.
4- Eğitim süreleri:
Sigortalı olmadan doktora yapanların veya tıpta uzmanlık eğitimi görenlerin bu süreleri.
Aynı şekilde avukatlık stajında geçen süreler de borçlanılabilir.
Oran %32’den %45’e çıkacak.
5- Tutukluluk veya gözaltı süreleri:
Herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınıp daha sonra beraat eden kişilerin bu süreleri.
Oran %32’den %45’e çıkacak.
6- Grev ve lokavt süreleri:
Çalışılmayan bu dönemler de borçlanma kapsamındadır.
7- Kısmi süreli (part-time) çalışanların eksik günleri:
25 Şubat 2011 sonrası kısmi süreli çalışanların eksik günleri borçlanılabilir.
Eğer bu süreler için genel sağlık sigortası primi ödenmişse, borçlanma oranı %32 yerine %20 olarak uygulanır.
8- Yurtdışı borçlanması:
Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen çalışma, işsizlik veya ev hanımlığı süreleri borçlanılabilir.
Oran zaten %45 olup, 2026’da değişmeyecek.
9- Bağkur ihyası:
Borçlanmadan farklıdır; Bağkur sigortalılığının yeniden canlandırılması anlamına gelir.
2025’te %34,5, 2026 itibarıyla %45 oranı uygulanacak.
Oran Artışı: %13 puan mı, %41 maliyet mi?
2026’da yürürlüğe girecek oran değişikliği, kağıt üzerinde %13 puanlık artış gibi görünse de,
gerçekte borçlanma tutarına etkisi yaklaşık %41 oranında bir maliyet farkı yaratacak.
Bugün 100.000 TL’ye mal olan bir askerlik borçlanması, oran değiştikten sonra yaklaşık 141.000 TL olacak.
Ancak tablo burada bitmiyor.
Çünkü 2026 yılı başında asgari ücretin de %25 civarında artması bekleniyor.
Borçlanma tutarları asgari ücrete endeksli olduğu için, bu artış da doğrudan tutara yansıyacak.
Yani oran farkı (%41) ve asgari ücret artışı tahmini (%25) (daha yüksek olabilir!) birlikte düşünüldüğünde, toplam artış şu şekilde hesaplanıyor:
%41 + %25 + (%41 x %25) = yaklaşık %78.
Bu da şu anlama geliyor:
Bugün 100.000 TL’ye mal olan bir borçlanma, 2026 başında yaklaşık 178.000 TL civarına çıkacak.
Dolayısıyla, 2025 yılı içinde yapılacak borçlanma başvuruları yalnızca zaman değil, yaklaşık %78 maliyet avantajı da sağlayacak.
Neden 31 Aralık 2025’e kadar başvuru önemli?
2025 yılı bitmeden borçlanma veya ihya başvurusunda bulunan sigortalılar, bugünkü oranları sabitleyebilir.
Bu sayede 2026’da yürürlüğe girecek yüksek oranlardan etkilenmeden, daha düşük maliyetle prim ödeme hakkı kazanırlar.
-Oranı artacak borçlanmalar (%32 - %45) için erken başvuru, 13 puanlık farkı ortadan kaldırır.
Bu farkın ödemeye yansıması ise yaklaşık %41 maliyet artışını engeller.
-Asgari ücrette beklenen tahmini %25 artış (daha yüksek oranda artış olabilir!) da hesaba katıldığında, 2026’da yapılacak borçlanmalarda yaklaşık %78 daha fazla ödeme gerekecek.
-Doğum ve yurtdışı borçlanmaları oran açısından sabit kalsa da, asgari ücret artışı nedeniyle tutar yükselmeden işlem yapmak avantajlıdır.
-Bağkur İhyası için de bugünkü %34,5 oranı sabitlemek, 2026’daki artıştan korunma anlamına gelir.
Enflasyon, asgari ücret ve emeklilik dengesi
Merkez Bankası’nın 2025 yılı için açıkladığı enflasyon beklentisi %31–33 aralığında.
Bu tahmine göre:
-Enflasyon %32 olursa:
SSK ve Bağ-Kur emeklilerine %13,10,
Memur ve memur emeklilerine %19,57 artış yapılacak.
-Enflasyon %33 olursa:
SSK ve Bağ-Kur emeklilerine %13,98,
Memur ve memur emeklilerine %20,49 zam uygulanacak.
Bu oranlara göre, 16.881 TL olan en düşük emekli aylığı 2025 sonunda yaklaşık 19.250 TL seviyesine ulaşacak.
Asgari ücrette ise %25 civarında artış bekleniyor. Bu durumda asgari ücret 27.500 TL civarına, kıdem tazminatı tavanı ise memur maaş katsayısına bağlı olarak yaklaşık 64.950 TL seviyesine çıkacak gibi gözüküyor.
Tabi bu rakamlar kesin değil sadece enflasyon verilerine göre bizim tahmin ettiğimiz rakamlardır.Asgari ücret Aralık ayı sonunda, emekli aylıklarına uygulanacak enflasyon farkı ise 2026 Ocak ayında resmi açıklama ile belli olacak.
Emeklilik zamanlaması: 2025 mi, 2026 mı?
Emekliliğini 2026 yılına bırakanlar için maaşlarda ortalama %2–3, en fazla %5 civarında bir düşüş bekleniyor.
Bu fark, güncelleme katsayısı ve yıllık büyüme oranı farkından kaynaklanacak. Dolayısıyla, emekliliğe hak kazanmış olanlar açısından 2025 yılı içinde başvuru yapmak, maaş yönünden hâlâ daha avantajlı ancak bu durum kişilerin özel durumuna göre değişiklik gösterebilir.





