Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), kasım ayında Tüketici Fiyat Endeksinin (TÜFE) aylık yüzde 3,51, yıllık ise yüzde 21,31 oranında arttığını açıkladı.
Açıklanan rakamların gerçeği yansıtmadığını düşünen Kılıçdaroğlu, bu rakamların nasıl elde edildiğini öğrenmek üzere, TÜİK’ten randevu talep etti. Kılıçdaroğlu, istediği randevuyu alamayınca, “TÜİK’ten randevu istedim, vermediler. Saat 11.00’de geliyorum, haberiniz olsun.” Şeklinde tweet yayınladı.
Daha sonra TÜİK binasının önüne giden Kılıçdaroğlu, burada içeriye alınmayınca, kapının önünde basına açıklama yaptı.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Türkiye İstatistik Kurumu, Cumhuriyet’in önemli kurumlarından birisidir. Bu kurumun rakamları, 84 milyon vatandaşımızı ilgilendirmektedir. Bu kurumun verdiği rakamlar üzerine siyasal partiler, ekonomik çevreler, sosyal çevreler, politikalar oluştururlar ve düşüncelerini kamuoyu ile paylaşırlar.
Dün, Türkiye İstatistik Kurumu başkanlığından randevu istedik. Gelen milletvekili arkadaşlarımın tamamı, geçmişinde teknik olarak ekonomide, sosyal bilimde çalışan arkadaşlarımız. Maliyede çalışan arkadaşlarımız. Dolayısıyla buraya sağlıklı ve tutarlı bilgiler almak için geldik. Randevu verilmediğini, kabul edilemeyeceğimizi ifade ettiler. Kendilerine, TÜİK’in internet sitesinde yazılı olan metni okuduk. Metin, aynen şöyle değerli arkadaşlarım:
‘Mevcut diğer kanallar yoluyla bilgi talebinde bulunmak istiyorsanız, merkez teşkilatımıza veya bölge müdürlüklerimize başvurabilirsiniz. Ayrıca bilgi talepleriniz için Ankara’da bulunan merkez teşkilatımıza gelebilir veya 26 il müdürlüğünde bulunan bölge müdürlüklerimizi ziyaret edebilirsiniz.’
Biz de kendi internet sitelerinde yazılı olan davete uyarak geldik ve bilgi almak istedik. Şimdi TÜİK, bu tablo, aslında Türkiye’nin nereye geldiğini göstermek için çok önemli bir tablodur. Hiçbir gazeteci arkadaşımın, bizi dinleyen hiçbir vatandaşımın, hiçbir üniversitenin, hiçbir sosyal kuruluşun, hiçbir sivil toplum kuruluşunun unutmaması gereken bir gerçekle karşı karşıyayız. Devletin bilgileri, devletin sahip olduğu bilgiler ve bu bilgilerin nasıl toplandığına ilişkin açıklamalar, ana muhalefet partisine yapılmak istenmiyor. Kapılar kapanıyor. Böylesine bir tabloyu Cumhuriyet tarihinde hiç görmedik. Türkiye’nin geldiği nokta açısından önemlidir.”
TÜİK’e neden geldiklerini de açıklayan Kılıçdaroğlu, TÜİK’in bugün açıkladığı enflasyon rakamlarını hatırlattıktan sonra, “Bu rakamlar güven vermiyor. Bütün vatandaşlarıma açık ve net seslenmek istiyorum. Pazara gittiğinizde, elektrik düğmesine bastığınızda, doğal gazı yaktığınızda, enflasyon gerçekten bunların iddia ettiği gibi mi? Yani 3,51 mi? Aynı şekilde, burası güven vermediği için, bir grup akademisyen ve sosyal bilimci, onlar da enflasyon tahmininde bulunuyorlar. Onlar da piyasaya bakıyorlar, rakamlara bakıyorlar. Onlar da topluyorlar bilgileri. Onların verileri: Burası 3,51, onlar 9,31 aylık enflasyon diyorlar. Yıllık 21, onlar 58,63 diyorlar.” Diye konuştu.
CHP’nin Genel Başkanı olarak milyonlarca işçinin, milyonlarca emeklinin, milyonlarca memurun hakkını korumanın, kendisinin temel görevi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bir sosyal demokrat olarak siyaset yapma anlayışının bu olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, devletin sosyal olmasını, fakirden fukaradan yana olmasını istediğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Eğer TÜİK, rakamları küçültüyor ve bu rakamları kamuoyu ile ‘doğru’ diye paylaşıyorsa, bu şu anlama geliyor: ‘Memura daha az vereceğim, işçiye daha az vereceğim, emekliye daha az vereceğim.’ Bir de ‘Kalkınmadan hiç pay vermeyeceğim’ diyor. Böyle bir tabloya ben sessiz kalırsam, o zaman ben siyaseti niye yapıyorum? Hangi gerekçeyle siyaset yapıyorum? İşçinin hakkını savunmayacaksam, memurun hakkını savunmayacaksam, emeklinin hakkını savunmayacaksam, ben neden siyaset yapıyorum? Buraya gelişimin nedeni o.
(…) Siz, rakamları küçük gösteriyorsunuz. Soracaktık onlara, bu verileri nereden aldınız, kimlerden aldınız bu verileri? Hangi mağazalardan aldınız bu verileri? Biz de gidelim oralara bakalım.”
TÜİK’in bir devlet kurumu olmaktan çıkıp bir Saray kurumu hāline dönüştüğünü iddia eden Kılıçdaroğlu, TÜİK’te çalışanların tamamının devlet memurları kanununa tābi olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Saray memurları ayrı, devlet memurları ayrı. Ben, devlet memurlarına sesleniyorum. Görevinizi yapın. Hakkıyla yapın, dürüstlükle yapın. Hiç kimse unutmasın, şu binada oturanlar unutmasınlar; Oturduğunuz binalar, bu memleketin vatandaşlarının ödedikleri vergilerle yapıldı. Yine o binada oturanlar asla unutmasınlar, aldığınız aylıklar, işçinin, memurun, emeklinin ödediği vergilerle aldığınız aylıklardır. Onlar, sizin hakkınızı ve hukukunuzu savunmuyorlar; ama biz, sizin hakkınızı ve hukukunuzu sonuna kadar savunacağız.”
Bu tablonun, Cumhuriyet tarihinde önemli bir tablo ve önemli bir kırılma olduğunun farkında olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Eğer devleti oluşturan kurumlar, bilgilerle halkı yanıltıyorlarsa, bilgilerle halkın gelir düzeyi ile oynuyorlarsa, onların hak ettiği gelirleri onlara vermiyorlarsa, vermemek için direniyorlarsa, yasalarla değil, yasaların öngördüğü kurallarla değil talimatla görev yapıyorlarsa, yasaları, yönetmelikleri kendi internet sitelerindeki çağrılara bile uymuyorlarsa, kendileri suçludur, açıkça ifade edeyim.” dedi.
“Her Firavun’un bir Musa’sı vardır”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamalarının ardından yayınladığı tweet’inde şu ifadeleri kullandı:
“Randevu vermeyen TÜİK’e gittim. Aylardan aralık ayı. Milyonlarca emekçinin ücret artışı bu yalan dolan TÜİK rakamları üzerinden yapılacak. Zulmü her kabul ediş, daha büyüğünü doğurur. Kimse unutmasın, her Firavun’un bir Musa’sı vardır. Akıllarını başlarına toplasınlar!”




