Kocaeli'nin Dilovası ilçesi Mimar Sinan Mahallesi'ndeki bir kozmetik fabrikasında 8 Kasım'da çıkan yangında Tuğba Taşdemir (17) ile kuzeni Nisanur Taşdemir (15), Cansu Esetoğlu (15), Hanım Gülek (52), Esma Gikan (31) ve Şengül Yılmaz (59) hayatını kaybetmişti. Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, hayatını kaybeden kadınların ailelerine taziye ziyaretinde bulundu.

TBMM’de konuyu gündeme taşıdıklarını hatırlatan Arıkan, "Sizler burada nasıl mücadele veriyorsanız, biz de Meclis’te aynı kararlılıkla mücadele edeceğiz. Bu olayın örtbas edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Arkadaşlarım soru önergelerini verdi. Fakat düzen o kadar bozuk ki; yetkililerin bu sorulara cevap verme zorunluluğu olmasına rağmen keyfi davranıyorlar. Canları isterse cevap veriyorlar, istemezse vermiyorlar. Biz o soruların yanıtlarını almak için ısrarla takipte olacağız. Meclis’te kardeşleriniz var. Bu acının bir nebze olsun dinmesine katkı sağlayabilirsek ne mutlu bize. Suçluların ortaya çıkarılması ve cezalandırılması için Saadet Partisi olarak ne gerekiyorsa yapacağız" diye konuştu.

Taziye sırasında konuşan mağdur aileler, soruşturmanın bağımsızlığı ve sağlıklı ilerleyişine yönelik bir iddiayı gündeme getirdi. Aileler, dosyayı yürüten Cumhuriyet Savcısının, ihmali bulunduğu gerekçesiyle açığa alınan zabıta personeli Ömer Kocabay’ın kuzeni olduğunu öne sürerek, "Açığa alınan zabıta müdürünün amcasının oğlu davanın savcısı" sözleriyle tepki gösterdi.

"Kaza Değil Katliam"

TFF Başkanı Hacıosmaoğlu: Keşke herkes itirafta bulunsa da Türk futbolu tam anlamıyla temizlense
TFF Başkanı Hacıosmaoğlu: Keşke herkes itirafta bulunsa da Türk futbolu tam anlamıyla temizlense
İçeriği Görüntüle

Yaşananların bir "kaza" olarak nitelendirilemeyeceğini belirten aileler, fabrikanın tahliye kapısı ve yangın çıkışının bulunmadığını, bu nedenle de facianın göz göre göre geldiğini ifade etti. "Büyük bir katliam; tahliye kapısı yok, yangın çıkışı yok. Bu kaza değil katliam. Soruşturma ise son derece yavaş ilerliyor" diyerek tepkilerini dile getirdiler.

"Sorumlular Koltuklarında Oturuyor"

Aileler, kamu görevlilerinin sorumluluklarıyla ilgili hiçbir adım atılmadığını, olaydan bu yana kimsenin görevden alınmadığını, herhangi bir tutuklama yapılmadığını belirterek "Buradaki kamu görevlilerinin hiçbirisi yerinden kıpırdamadı. Hepsi koltuklarında oturuyor" sözleriyle yaşanan süreci eleştirdi. Bir aydır soruşturmada neredeyse hiçbir ilerleme sağlanmadığını, belediye meclisinde sorulan onlarca soruya yanıt verilmediğini, duydukları kadarıyla bilirkişi raporunda belediye görevlilerinin yalnızca "tali kusurlu" olarak değerlendirildiğini aktardılar.

"Açığa alınan zabıta müdürünün amcasının oğlu davanın savcısı"

Aileler, dosyanın savcısının, açığa alınan zabıta personeli Ömer Kocabay’ın kuzeni olduğunu ileri sürerek, "Açığa alınan zabıta müdürünün amcasının oğlu davanın savcısı" sözleriyle yaşanan durumun adalet duygusunu zedelediğini söyledi. Aileler, tek beklentilerinin adalet olduğunu vurgulayarak, "Adalet istiyorum, bunların hakkı yerde kalmasın. Adalet, adalet, adalet" sözleriyle tepkilerini dile getirdi.

"Katil işveren olsa da azmettiriciler önemli"

SGK’nın düzenli bir kontrol yapması durumunda içeride sigortasız işçi çalıştırılamayacağını, itfaiye raporuna göre ruhsat verilmiş olsaydı fabrikanın zorunlu yangın çıkışlarına sahip olacağını vurgulayan aileler, sorumluluğun yalnızca işverende değil, sürece onay veren kamu görevlilerinde de olduğunu ifade etti. "Katil işveren olsa da azmettiriciler önemli" diyerek zincirleme ihmal iddiasını ortaya koyan aileler, fabrikanın bulunduğu alanın konut bölgesi olduğunu, burada depolama faaliyetinin dahi yapılamazken işletmeye "kimyasal üçüncü sınıf" ruhsat verildiğini, oysa mevzuata göre birinci sınıf ruhsat alınması gerektiğini belirtti.

Buna rağmen ruhsatın bakanlık onayı gerekmeden verildiğini, itfaiye raporu aranmadan işlem yapıldığını öne sürdüler. Yıkım kararı bulunan yapıya, bir yıl sonra yeniden ruhsat verilmiş olmasını "akıl almaz bir skandal" olarak nitelendiren aileler, tüm bu sürecin gözden geçirilmesini ve tüm sorumluların ortaya çıkarılmasını talep ettiler.

"Biz defalarca müracaat ettik, dilekçeler yazdık, yetkilileri bölgeye yönlendirdik"

Facianın yaşandığı bölgenin muhtarı da geçmişe dönük uyarılarını hatırlatarak ihmaller zincirinin uzun süredir bilindiğini söyledi. Muhtar, binanın ilk halinde tek katlı bir yapı olduğunu, mal sahibinin burada demir ve saç bükme işleri yürüttüğünü, daha sonra binanın kaçak şekilde iki kata çıkarıldığını anlattı. Bu süreçte çevrede ciddi gürültü, toz ve titreşim şikayetleri oluştuğunu, ardından mal sahibinin taşınarak binayı parfüm fabrikasına kiraya verdiğini belirten muhtar, "Biz defalarca müracaat ettik, dilekçeler yazdık, yetkilileri bölgeye yönlendirdik" dedi. Ancak, il çevre müdürlüğü ekiplerinin adrese dair teknik gerekçeler ileri sürerek gerekli denetimleri yapmadığını söyleyen muhtar, bürokratik aksaklıkların facianın önünü açtığını vurguladı.